HAKAN ŞAŞMAZ


ÇOCUKTA BEYİN &ZEKA GELİŞİMİ VE HER YÖNÜYLE ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ “EMPATİK HİKAYELER VE EĞİTİME BAKIŞ AÇISI”(32)


Çocuğun istismar edilmesi:

Bu konu toplumun genel sorunudur. Çocuklar genel de ihmal edilmektedir.

Çocuğun istismar edilmesi de gelişimi etkileyen faktörlerden biridir. Oral ve İnanıcı (2004, s.12)’ya göre duygusal istismar, çocukların fiziksel olarak büyümemesine, gelişimsel gerilikler göstermelerine ve eğitimle ilgili zorluklar yaşamalarına neden olmaktadır. Evlerinde rahat olamayan, anneleri, babaları tarafından ihmal edilen, azarlanan, hırpalanan, kardeşlerinin, başkalarının yanında önemsizleştirilen, küçük düşürülen çocuklarda oluşan duygu, aşağılık kompleksi haline gelebilir. Aşağılık kompleksi ise sürekli olarak huzursuzluk, sıkıntı, intibaksızlık kaynağı halinde ruh dünyasında faaliyette bulunabilir. Daha ciddi durumlarda ise çeşitli ruhsal hastalıklara neden olabilir (Yenibaş, 2002, s.22)

TELEVİZYON VE BİLGİSAYAR

Eğitimde modelin önemi

      Önce edindiğim izlenim ve deneyimlere göre şu konuya değinmek istiyorum. Çocuğun olumsuz yetişmesi ve gerilemesinde televizyon önemli bir konuma sahiptir. Maalesef hazırı seven ve tüketen bir toplum haline geldik. Bu da dikkat edilirse hareketsizlikten dolayı obez kavramı ile açıklanan bir toplum haline adım adım gitmekteyiz. Bu durum kalp ve dolaşım bozuklukları, şeker hastalığı, karaciğerde yağlanma gibi sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir.

         Çocukların eğitiminde dengeli beslenmenin önemi gözden kaçırılmamalıdır.

Evet, saatlerce televizyonun ve internetin başında kalan çocukların beyinleri artık düşünemez olur. Neredeyse bir uyuşma durumu ile karşı karşıyadır. Beyinde sinir hücreleri arasında bir etkileşim olmamaktadır. Dolayışı ile hazır alan sorgusuz sualsiz kullanan zeka kalitesi oldukça düşen beyinler ortaya çıkmaktadır. Oysa başta belirttiğim kural çok önemlidir. Çocuk yetiştiren kim olursa olsun beynin iki lobununda kullanılmasını sağlayacak yaşantılar içine çocuğun sokulması gerekmektedir.

Çünkü çocuk eğitmek, profesyonel bir iştir.

Sonraya bırakılacak, ertelenecek veya “bu kadarı yeterlidir” denecek bir keyfiyet değildir. Hele hele - bazı çocuk eğiticileri tabir yerindeyse çocuklarını “televizyonlara”  baktırırlar. (biliyorum ki anne kendi işinin bitmesine kadar çocuğu televizyonun önüne koyar)

Bu durum ise televizyonda ve bilgisayar oyunlarında şiddete tanık olma, gelişiminin üstündeki içerikteki programları izleme, çocuğun kafasının karışmasına, sorgulamadan yanlışları doğru olarak kabullenmesine yol açar. Çok uzun süre televizyon, bilgisayar başında kalmakta duygusal, sosyal ve bedensel gelişimi için gerekli aktivitelerden uzak kalmaya neden olmaktadır. 

Erten ve Ardalı (1996, s.162)’ya göre çocuklar erken yaşlarında şiddet sahnelerini büyülenmiş gibi seyretmektedirler. Fışkıran kanlar, kopan kollar, bacaklar, yere düşüp hareketsiz kalan insanlar, onlar için büyüleyici ve mucizevidir. Bu erken yaşlarda çocuklar hile kurnazlık gibi soyut kavramları bilmezler. Ölüm kavramları bile gelişmemiştir. Ekranda olup bitenleri masumca seyrederler; gördüklerini eğlendirici, heyecan verici bulurlar. Bütün bunlar çocuğun bilinç altına yavaş yavaş işlenerek psikolojilerinin hammaddesi haline gelecektir. (Şaşmaz.) 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593