HAKAN ŞAŞMAZ


ÇOCUKTA BEYİN &ZEKA GELİŞİMİ VE HER YÖNÜYLE ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ “EMPATİK HİKAYELER VE EĞİTİME BAKIŞ AÇISI”(48)


SOKRATES’e bir bakalım: (Erdem ve eğitim sembolü bir filozof)

SOKRATES, M.Ö. 469 yılında doğmuştur. (469+2013=2482 yıl önce doğan bir insan bize faziletin üstünlüğünü kendi canı pahasına gösterdi.)

O bize ölürken bile bizlere çok büyük dersler, EĞİTİMLER vermiştir. Ölüme mahkum edilen bir insan ki bildiği doğrulardan asla taviz vermemiştir. Onlar  “Sokrates’ten kendi tanrılarını kabul etmesini isterler.”  O ise:

“Yeri göğü yaratan bir tanrıya inanırım ben. Benim ölümümün iyi veya kötü olduğuna siz karar veremezsiniz. Belki benim ölmem benim için daha iyi olacaktır. Ahiret benim için daha iyidir. Belki siz kötü tarafta kalacaksınız.” tarzında savunmalar yapar ve düşüncelerini olduğu gibi söyler. 

Karısı Sokrates’e çıkışır. “Seni haksız yere öldürecekler”, der. Sokrates’te o tarihe geçecek sözlerini söyler:

“Hanım beni haklı yere öldürseler daha mı doğru olurdu?” der. 

Kendisini yargılayan ve ölüm cezasına çarptıran onun yetiştirdiği öğrencileri idi. On birler meclisi onu idama mahkum etmişti. Ve onu Allah inancından vazgeçmesi halinde bağışlayacaklardı.

SOKRATES SAVUNMASINDA, ERDEM VE YARADILIŞIN HAKİKATİNİ göstererek, ölüm halinde bile, hala öğrencilerine ders vermeye devam etmektedir. Tarih bunu onların yerine görmüştür ve yazmıştır.

Şimdi SOKRATES SAVUNMASINDA geçen (aslında çok uzundur) bölümlerden bazılarını aşağıda bulacak ve ibret okuyacağınızı düşünüyorum. 

SOKRATES’İN SAVUNMASI

Atinalılar! Beni suçlayanların üzerinizdeki tesirini bilemiyorum; fakat sözleri o kadar kandırıcı idi ki ben kendi hesabıma onları dinlerken az daha kim olduğumu unutuyordum.

 Böyle olmakla beraber, inanın ki doğru tek söz bile söylememişlerdir.

Ancak, uydurdukları birçok yalanlar arasında, beni usta bir hatip diye göstererek sözlerimin belagatine* (Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı.) kanmamak için siziuyanık bulunmaya davet etmelerine çok şaştım. Ama onların anladığından bambaşka manada
       Evet, suçlamacılar beni suçlamak için neler dediler? Onları sanki savcılarımmış gibi görelim, ve yeminli bildirimlerini ben okuyayım: ''Sokrates herkesin işine burnunu sokan bir suçludur, yerin altındaki ve gökteki şeyleri araştırır, zayıf uslamlamaları güçlü kılar ve yukarıda sözü edilen öğretileri başkalarına öğretir.'' Suçlamaların doğası böyle birşeydir, ve bunları Aristofanes'in komedisinde kendiniz gördünüz. şeylerin de doğru olmadığını anlayacaksınız.
Ama gerçekte bunların hiç birinin doğru olmaması gibi, eğer birinden benim insanları eğittiğimi ve karşılığında para aldığımı duymuşsanız, bu da doğru değildir

 

Bu bilgisizlik utanç verici bir bilgisizlik, bilmediğini biliyor gibi görünen kibir değil midir? 

Ve yalnızca bu bakımdan genel olarak insanlardan ayrı olduğuma inanıyorum ve belki de bir şeyde onlardan daha bilge olduğumu ileri süreceksem, bu aşağıdaki dünya konusunda yalnızca çok az şey bilirken bildiğimi düşünmediğim olgusudur; ama ister Tanrı ister insan olsun benden daha iyi birine haksızlık yapmanın ve boyun eğmemenin kötü ve onursuz bir şey olduğunu biliyorum ve kötü olduğunu bildiğim kötü şeyler karşısında olanaklı bir iyiden hiçbir zaman korkmayacak ya da kaçınmayacağım.  

Bu yüzden, eğer şimdi beni bırakırsanız, ve sizlere suçlandığıma göre ölümle cezalandırılmam gerektiğini, yoksa mahkemeye bütünüyle gereksiz olarak çıkarılmış olacağımı söyleyen Anitos'u, eğer şimdi kaçacak olursam çocuklarınızın sözlerimi dinlemekle bütünüyle yozlaşacaklarını söyleyen bu adamı dinlemeyi reddederseniz, ve eğer bana bu kez, Sokrates, Anitos'a aldırmayıp seni bırakacağız, ama tek bir koşul üzerine, bundan böyle bu yolda araştırmaya ve felsefe yapmaya son vereceksin, ve eğer bir kez daha bunları yaparken yakalanırsan öleceksin derseniz, eğer beni bırakma koşulunuz bu olursa, yanıtım şu olacaktır: Ey Atinalılar, sizleri sayıyor ve seviyorum, ama sizlere olmaktan çok Tanrıya boyun eğecek ve yaşamım ve gücüm sürdükçe hiçbir zaman düşünmeye ve sizleri zorlamaya son vermeyeceğim, karşılaştığım herkese gerçeği gösterecek ve ona kendime özgü konuşma yolumda şunları söyleyeceğim: 

Sen, dostum,—büyük ve güçlü ve bilge Atina kentinin bir yurttaşı—en büyük parayı, en büyük onuru, en büyük şanı kazanmak için sınırsız bir kaygı göstermekten ve hiçbir zaman saymadığın ve özen göstermediğin bilgelik ve gerçeklik ve ruhunun en büyük gelişimi konusunda böylesine az kaygılanmaktan utanmıyor musun?   

 Çünkü bu bana Tanrının buyruğudur; ve inanıyorum ki kentte benim Tanrıya hizmetimden daha büyük hiçbir iyilik olmamıştır. Çünkü yapmaya çalıştığım tek şey yaşlı ya da genç tümünüzü de ilkin bedenleriniz ya da paralarınız için değil, ama her şeyin üstünde ruhunuz için ve onu olanaklı en iyi ruh yapmak için kaygı duymaya inandırmaktır. 

Sizlere varsıllığın erdem getirmediğini, ama erdemin hem bireyi hem de devleti varsıllık ve başka her türlü iyiliğe ulaştırdığını söylüyorum.

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593