Balçova beraberligi sonrasi yani bir ay önce 6 Ekim’deki yazimda su satirlari karalamistim…“Hacettepe yenilgisi sonrasi sorumlulugu almasini bekledigimiz teknik direktörümüzün daha ligin basindayken oyuncularini yürekli oynamadiklari gerekçesiyle agir bir dille elestirmesinin ardindan Balçova maçi sonu açiklamalarinda geçen sezondan örneklerle bir yerlere mesajlar gönderme çabasi üzücü ve düsündürücüdür. Oysa bizim beklentimiz konsantrasyonu dagitmadan oyunculara sahip çikilmasi ve bir bütün halinde hareket ederek hem saha içinde hem saha disinda Ünyespor’un takim hüviyeti kazanmasidir” demistik.
Endisemiz bu tip yaklasimlarin özellikle skor olarak tatmin olunmayan haftalarda Ünyespor genelinde sikintili bir sürece girilebilecegi içindi.Ancak Sakarya maçi sonrasi teknik direktörümüz Cevdet Uzunköprü’nün yapmis oldugu son açiklamalarda yine bazi kisilere mesaj gönderme gayretini asarak simdiki baskanimizin da yönetiminde bulundugu iki sezon öncesindeki Kirklarelispor maçina atifta bulunmasi,hatta o maç için “ali cengiz oyunu ile ligde kalindi” ifadesi durumun ne kadar sevimsiz bir hal aldiginin göstergesidir.
Ülkemiz insanina divan edebiyatini sevdiren adam olarak nam salmis Iskender Pala’nin “Iki Dirhem Bir Çekirdek” adli,deyimlerin çikis noktalarini,hikayelerini anlattigi zevkli kitabinda okudugumuz “ali cengiz oyunu” tabirinin bizlere bir halk hikayesinden miras kaldigini ögrenmis olsak da halk arasinda hile ile is yapanlarin dalaverelerine ve seytanin dahi akla gelmeyecek tuzaklarina –ali cengiz isi- denildigini hepimiz biliriz.Futbolda bu deyimin karsiliginin da “sike” oldugunu futbol ile ilgilenenlerin malumdur.Bu yakistirmanin herhangi bir kisi tarafindan degil,bizzati Ünyespor teknik direktörü tarafindan yapilmis olmasi kendisine yakismamakla beraber,takimi ile ilgilenmesi gerekirken kafasinin nerelerde oldugunu ve bundan sonra bu takimi motive edecek durumda olmadigini da gözler önüne sermistir.Bu yaklasimin ayrica o dönemin teknik heyet,futbolcu ve yönetimine yapilan bir saygisizlik oldugunu da belirtmek isterim.
Evet Ünyespor yeni kurulan bir kadro ile lige baslamistir.Takim olma süreci zaman alacaktir.Ancak bu dogru hamlelerle hayata geçirilebilecek bir durumdur.Geçen sezon lig düsen bir takima durumunu düzeltmesi için göreve getirilen Cevdet Hoca için sahsi fikrim geçmis dönemdeki saha sonuçlari ile ilgili basarisindan dolayi olumlu bakmamdi.Ancak bugün kendisi geçmis dönemde görev yapan kisiler yüzünden kulübe her gün icra geldigini belirtirken,bana da Cevdet Hoca’ya sicak bakmam nedeniyle,bu takimi Cevdet Hoca’nin maddi anlamda zarara ugrattigi,hatta icra geldi denilerek tepki aldigimi da belirtmek isterim.Ancak Cevdet Hoca için bugün bu noktada elestiri getirenlerin de ayni konu ile suçlandiklarini da söylemek gerekiyor.Demek ki isimler degisse de içinde bulundugumuz durum hiç degismemis! Suna bakmak lazim ki bu gelen icralardan dolayi takim oyunculari ve teknik heyet parasini mi alamiyor?Hayir,yönetim bu konuda geregini yerine getiriyor.Kendisinden beklenen ise bu gayretlerin karsiliginda gerektigi gibi ise konsantre olup çalismak.
Oysa haftalardir içinde bulundugumuz durum bana göre artik zaman kaybindan baska bir sey degildir.Televizyon programimizda her hafta belirttigimiz üzere normal sartlarda Çorum maglubiyeti sonrasi teknik direktörün ya istifa etmesi ya da yönetim tarafindan görevden alinmasi gerekirdi.Bu düsüncemin nedeni hocanin ifadesi ile sahamizdaki ilk yenilgiye tepki olarak degerlendirilmemesi gerektigi,yönetimdeki tecrübeli kisilerin durum degerlendirmesi yaparak isin bu noktalara varacagini öngörülmesi ile alakalidir.Ancak hoca ile devam edildigine göre ortada iki sik var.Birincisi yönetim ya hocanin istifa etmesini bekliyor.Ya da Bursa Nilüfer,Maltepe,Aksaray,Elazig ve Çiksalin gibi siralamada altta bulunan takimlara karsi alinabilecek puanlarin hesabini yapmaya baslamis olsa gerek!.. Öyle ise bu konuda yönetimin bir basin toplantisi düzenleyerek camiaya teknik heyetin her sartta arkasinda oldugunu beyan etmesi gerekir.Ki bu belirsizlik ortaminin adi koyulsun.
Maç sonu açiklamalar Sakaryaspor maçinin ne yazik ki önüne geçmistir.Maç ile alakali olarak farkli olan özellikle ilk yarida oyuncularimizin önceki maçlara göre agresif oyunla birlikte devam öne oynama istegiydi.Ikinci yari daha çok uzun toplarla gittigimiz rakibimiz karsisinda ön bölgede top tutacak bir oyuncumuzun olmamasi nedeniyle dönen toplarda kontra yiyerek daha fazla yorulduk.Sol kanattan Furkan’in bindirmelerinden veya Gökhan’in vurusunda pas olarak önünde kalan topa alti pasta dönerek vuran Ahmet Burak’in fizik güç olarak iyi görünmemesi golle bulusmamiza engel oldu.Orta alandaki boslukta Sakaryaspor’lu Özgür’ün takimini dogru paslarla yönlendirerek hem üzerimize gelmesi hem de aktif dinlenerek daha güçlü kalmalarini sagladi.Konuk ekip final paslarinda daha dikkatli veya tecrübeli olabilse ikinci golü daha erken veya üçüncü golü bulabilirdi.
Maç sonrasi açiklamalarin yani sira taraftarin takima yönelik tepkisi ve sayin baskanimizin olaylara müdahalesi etmek zorunda kalmasi beni oldukça üzdü.Kendisini bu anlamda yalniz gördügümü,destege ihtiyaci oldugunu belirtmek isterim.Böylesine zor günlerde maç sonu güvenliginin daha iyi saglanmasi gerekirdi diye düsünüyorum.Bir çift söz de taraftara…Bu takim için aç açik deplasmanlara gidip parklarda,araç içinde sabahlayan,yesil-beyaz renklere gönül veren bu cefakar taraftarin hakkini teslim etmek gerek.Ancak ne yazik ki her kosulda kendilerini hakli görmek gibi bir durumlari var.Takim kötü sonuçlar alabilir,istenilen futbolu sahaya yansitamayabilir.Bunun karsiligi tesislere gidip olay çikarmak veya maç sonu takim soyunma odasinin camlarini yumruklamak,küfretmek degildir.Tribünde takimini destekler,maç sonunda tezahüratlarinla tepkini ortaya koyarsin.Biz büyüklerimizden böyle gördük.Bu noktada bugünün büyüklerine bu genç arkadaslarimizin dogru yönlendirilmesi konusunda görev düsmektedir.