Koronavirüs salgininin yeni bir varyanti ortaya çikti Omicron.
Önce kulagima fisildadi evdeysen size gelecegim diye, o gece kulak agrisindan zor uyudum. Tabi “asla gelme evde degiliz, bizim daha önce planladigimiz bir gece oturmamiz var” dediysem de hiç orali olmadi. Ertesi gece baktim bogazima dikenli tel çevirmis adeta, yutkundukça aci veriyor, sen misin beni eve davet etmeyen dedi. Aksam atesimi 37 derecenin üzerine çikarinca yapacak bir sey kalmadi kapiyi açtik ister istemez. “Ziyaretini kisa tut, yapilacak bir çok islerim var” diye siki siki tembih ettim. Yedi günden az kalmak olmaz, yatak yorgan serildi o kadar, bosa gitmesin dedi. Öksürük, burun akintisi, sirt agrisi, kirginlikla birlikte gelip, yerlesti. Neyse ki, cigerlere yerlesmeyi, koku kaybini yaninda getirmemis sansliydim bu açidan.
Onun ziyaretini kisa tutmasi için elimden geleni yaptim. Ihlamur kaynattim içine havlican, zencefil, tarçin, zerdeçal katarak, bol limon ile içtim. Taze zencefili bal ile karistirip yuttum bogazima iyi gelsin diye. Iki kuru inciri dilimleyip süte koyup kaynattim öksürügümü kessin de misafir misafirligini bilip erkenden kalksin. Halsizlik, sirt ve eklem agrilarini da çagirinca bizim Omicron, evde tam bir parti havasi olustu. Ben de bunun üzerine bos durmadim tabi, Magnezyum, D ve C vitamini, agri kesici, portakal suyu ekibini destek olarak eve davet ettim.
Bu karsilikli atismalarimiz tam yedi gün sürdü, bizimki piliyi pirtisini toplayip veda ederek evden ayrildi. Neyse ki uzun süreli misafirligi seven babasi Korona gibi degildi Omicron, daha az süreli misafirligi yegledi. Bu kadar az kalmasinin nedenini asilarimizin tam olmasina bagladi doktorlar, asilarimiz olmasaydi belki de misafirle birlikte hastanelere tasinacaktik, korkulan olmadi neyse ki.
Omicron sadece misafir odasinda oturup, evin annesiyle muhabbeti tercih etmedi maalesef. Evde yasayan herkesi yokladi, onlara da birer hediye vermeden gitmem dedi. Tüm ailece Omicron’un verdigi hediyelerden nasiplendik. Tek tesellimiz grip gibi atlatmamiz oldu. “Temasli, Covit-pozitif” hepsi birbirine karisti ve biz karantinamizi 15 güne çikarip evde kaldik ve çevremizi de güvenli tutmaya çalistik. Eskisi gibi filyasyon ekibi gelip size ilaç getirmiyor, zaten doktorlar da o ilaçlarin içilmesini önermiyor, sadece bol sivi, hafif bir agri kesici ve vitaminlerle atlatmamizi salik veriliyor.
Biz de evimizin camlarini daima açik tutup oksijeni ve sagligi evimize davet ettik. Saglikli iken sükretmenin kiymetini bilenlerden oldugumuz için. Hasta iken de sükrettik ve tüm hastalara dua ettik, kendimizle birlikte. Gerçekten de “sagligi olanin umudu, umudu olanin her seyi vardir” sözünü neden çok sevdigimi hasta olunca anladim. Tüm umutlarin agir bir hastalikta yok olabiliyor, o zaman da hiç bir seyin degeri kalmiyor. Allahim hepimize saglikli ömürler nasip etsin. Tüm hastalara da acil sifalar diliyorum.


