Dünya var olduğundan bu yana sorunlar hep olmuştur. Bu sorunlar zamanın elverdiği diplomasi kanallarıyla ya da çağın klasik silahlarıyla yapılan savaşlarla çözüme kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Sorunlar baş gösterdiğinde hakemlik yaparak sorunları çözüme kavuşturan güçlü ülkeler de olmuştur.
Osmanlı bu ülkelerin başında gelmektedir.
Ancak günümüzde ülkeler arasında sorunlar baş gösterdiğinde hakemlik yapacak ülke de, kurumlarda çözüm üretememekte, üretmemektedirler… Çünkü sorun çözme gücüne sahip olan güçlü ülkeler bilakis sorunların kendisidirler! Başta Birleşmiş Milletler Teşkilatı olmak üzere uluslararası kuruluşlar ise sorun çözmekte muktedir değillerdir… Çünkü o ülkelerde güçlü ülkelerin etkisi altındadırlar.
Ülkemize gelince, Türkiye kotlarından gelen devlet tecrübesi ve aklıyla diplomasiyi iyi kullanarak ülkeler arasındaki birçok sorunu çözme iradesi ortaya koymuş ve bu girişimlerden başarılı sonuçlar alınmıştır. Örnek vermek gerekirse Etiyopya Somali arasında barışın sağlanması, Sudan da tarafların barıştırılması, Rusya Ukrayna arasında süren savaş sürecinde tahıl koridoru konusunda arabuluculuk yapılmış olması Devletimizin başarılı girişimlerinden bazılarıdır. Türkiye’nin aracılığıyla Turump ile Putin’in İstanbul’da buluşacak olmaları bile konuşuluyor.
Aslında Filistin sorununun çözülmesi konusunda Devletimizin ciddi diplomatik çalışmaları olmasına rağmen ilerleme kaydedilememiş olunmasının sebebi Türkiye’nin yetersiz kalmasından değil, Amerika ve Avrupa ülkelerinin Haydut İsrail’e destek vermelerindendir.. Zira ortada bir devlet değil, haydut terör devleti vardır… Devlet demek bile doğru değildir!
Şimdi Filistin’de, onca can yitirildikten sonra ateş kes antlaşması yapılmıştır. Tabi İsraillin buna ne kadar uyacağı da belli değil.
Peki, hey Amerika, Bu ateşkesin yapılması için 57 bin Filistinlinin katledilmesi mi gerekiyordu?
Ah Filistin… Dünyanın gözü önünde harap olan Filistin… Katil İsrail bu zamana kadar 15 binden fazla saldırı yaptı.17 bin 841 çocuk hayatını kaybetti. Cesedine ulaşılamayan 11 bin 298 Filistinli var.
68 bin sağlık görevlisi, 94 sivil savunma personeli öldürüldü. 34 hastane ve 80 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı. Gazze şeridinde binaların yüzde 88’zi İsrail saldırılarıyla yıkıldı…
500 civarında üniversite ve okul yıkıldı. 823 cami tamamen, 158 cami kısmen yıkıldı.
161 bin konut tamamen yıkıldı. 717 su kuyusu bombalandı, su kıtlığı var. Filistinlilerin en az
50 milyar dolarlık hasarları var. Varsayım olarak bu gün başlansa enkazın temizlenmesi ve telafisi 14 yılı bulacak. 42 milyon ton civarında enkaz olduğu tahmin ediliyor.
Şimdi ne kadar süreceği meçhul ateşkese hadi diyelim ki uyuldu. Bunca giden canın ve malın hesabı unutulacak mı? Asla. İsrail geleceğe de taşınacak büyük bir kin bıraktı.
Tamam, hayat bir şekilde devam edecek… Fakat Filistin halkının bu ekonomik yıkımı nasıl toparlanacak, yıkılan binalar hangi ekonomiyle yapılacak? Henüz bu soruların cevabı netlik kazanmış değil?
Ha Filistin ekonomik olarak toparlanır mı? Evet toparlanır! Başta İslam ülkeleri Filistin’e yardım fonu kurar, Avrupa ülkeleri de bu fona destek verirse Filistin toparlanır… Her şeye rağmen yaralar tam sarılır mı? Bu çok zor. Filistin halkının yarası yıllarca kapanmayacaktır.
Bakıyorum da… Kebeyi yıkmak amacıyla Mekke’ye Fil ordusuyla saldıran Ebrehan’ın ve ordusunun üzerine ebabil kuşlarının taşlar atmasıyla helak olması gibi… Amerika hükümetinin aciz kalmasıyla söndürülemeyen Şikago yangını şehri tıpkı Gazze gibi harap etmiştir.
Yangınla harap olan kentte yaşayanların yarıdan fazlası Siyonist ve Evengalistlerdir. Bu durum ilginç değil midir? Oh olsun demiyorum… Alma mazlumun ahını, çıkar aheste sözünü hatırlatıyorum.
Amerika’yı çok kötü günler beklemektedir. Amerika’nın üzerinde dünyadaki mazlum insanların bedduası ve ahı vardır. Allah’ın gazabının üzerine geleceği günler çok uzakta değildir.
Amerika’nın şu andaki hedefi Rusya, Türkiye ve Çin gerçeği ve gücünü kırmaktır. Bunu ne şekilde başarmaya çalışacağını hep beraber izleyeceğiz.
