ARİF TAKICI


Dünyadaki Mazlumların Ahı Göğe Yükseliyor


Günümüzde dünyada mazlumların maruz kaldığı kötülüklerin ahı yeri göğü inletiyor.

 Bilhassa ıstırap içerisinde yaşayan kadınlar ve çocuklar için çok üzülüyorum.

   Kimi bölgede savaşlardan, kimi bölgede fakirlik ve yoksulluk, kimi bölgede diktatörlüklerin özgür ve insanca yaşamayı imkânsız hale getirmelerinden dolayı insanlar azap içerisinde yaşamaya mahkûm oluyorlar.

Doğu Türkistan, Filistin, Etiyopya, Somali, Sudan ve Afrika’nın birçok ülkesinde, Afganistan Myanmar olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde insanlar savaşlarla yaşamak, organ mafyasının eline düşmek, cinsel istismara maruz kalmak, aç yaşamak, her an saldırı ve ölüm korkusu gibi kâbuslarla yaşamak zorundalar.

Yüzyılın en zalimce soykırımlarından biri olan İsrail’in Filistin halkına yaptığı katliamlar sadece kınamalarla geçiştirilmekte, dünyanın gözünün önünde cereyan eden soykırım maalesef durdurulamamaktadır.

 Bu adaletsiz durum sürdürülemez… Dünyadaki egemen devletler bu adaletsiz gidişata son vermelidirler. Aksi takdirde meydana gelen katliamlardan sorumludurlar… Zira zulme kayıtsız kalmak zulme ortak olmaktır!

  Ne zordur çaresizlik?  Baba olarak ailenize günlerdir gıda hatta barınma bile temin edemediğinizi, , anne olarak gıdasızlıktan çocuğunuzu emziremediğinizi, daha kötüsü aile olarak onları her an gelebilecek bir top mermisinin öldürücü etkisinden koruyamadığınızı düşünün!

  Dünyanın bir kısmı her tür macerayı yaşayıp doyumsuzluktan bunalırken, çok yemekten kilo problemi ile uğraşırken bir kısmının gıdaya erişememesi ne acı.

  Ancak ne yazık ki dünyadaki zulme dur diyebilecek güçlü devletler uluslararası kuruluşlar olmasına rağmen adaletsizlikler durdurulamıyor. Durdurulamıyor, çünkü güçlü devletler zaten zulmün bilakis taraftarı ya da uygulayıcısı, etkili uluslararası kuruluşlarda bizzat onların etkisinde zulme seyircidir.

 Birleşmiş Milletler teşkilatının etkisiz ve olaylara müdahale etmekten uzak olduğunu dünyada yüksek sesle dile getirebilen lider Sayın Cumhurbaşkanımızdır… Ancak bu haykırış yeterince karşılık bulamamıştır.

 Birleşmiş Milletler teşkilatının yapısının en kısa sürede dünya sorunlarına karşı etkili olabilecek bir düzeye getirilmesi kaçınılmaz bir olgudur. Bunun gerçekleşmesinin güvenlik konseyinde daimi üye olan ve istediği kararı veto edebilen üye devletlerce mümkün olamayacağı aşikâr.

O zaman bir çare kalıyor…  Gelişmişler sınırında olan devletlerin öncülüğünde geri kalmış ülkelerle birlikte sağlanacak konsensüsle BM teşkilatında egemen olanların hegemonyasına son vermek… Bunun acilen ele alınması lazım.

 Uluslararası adalet divanının BM teşkilatı çerçevesinde daha etkin, yaptırımı olan, verdiği kararların uygulanabildiği bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Öyle ki, bu teşkilatın verdiği kararları uygulamayan ülkelere verilen cezalar da uygulanabilir mahiyette olması lazım.

 Bosna kasabı Miloseviç nasıl ki Lahey adalet divanında yargılandı hapse mahkum olduysa, Netenyahu’nun da aynı şekilde yargılanması şarttır. Amerika eğer bunun sağlanmasına yardımcı olmazsa, Netenyahu’nun katliamlarına ortaktır, göğe yükselen beddualar ve Allah’ın gazabı hem İsrail’i hem de ona sahip çıkanlarını bulacaktır.

 Diğer taraftan, egemen güçlerin orta doğudaki sekreterleri zengin petrol ülkeleri Filistin halkının maruz kaldığı soykırıma ses çıkarmamalarının bedelini bir gün muhakkak ödeyeceklerdir.

  Bunu en iyi bilen İngilizlerle bir olup Türklere kalleşlik yapan Şerif Hüseyin’dir.   

   Ömrünün son anlarını geçirdiği Umman’da Türklere hainlik yapmamalıydım itirafı ve pişmanlığı ile can vermiştir.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593