Marlo Morgan, Bir Çift Yürek kitabında; Çölde giderken aniden duran Aborjinlere soruyor “mola zamanı değil neden durduk?” onlar da “çok hızlı ilerledik, ruhlarımız geride kaldı, ruhlarımızı bekliyoruz,” diyorlar. Bizler bu hız çağında ruhlarımızı çok gerilerde bırakmış olabilir miyiz?
“Her yere yetişmeye çalışırken hiçbir yere varamadık. En kötüsü de kendimize geç kaldık,” bu sözü ilk nerede okumuştum hatırlamıyorum ama bizim durumumuzu ne kadar güzel ifade ediyor değil mi? Sürekli bir koşuşturma içinde günleri tüketiyoruz, zamanın hızlandığını söylüyoruz yetişmek için de adeta koşturuyoruz peşinden. Oturduğumuz zaman bile elimizde cep telefonu sürekli kaydırıyoruz. Bu devirde en konforlu şey; durmayı başarmak! Bir on dakika duralım, cep telefonuna bakmadan, kendimizi dinleyelim. Bu çalışmayı her gün denemeye ne dersiniz?
2024 yılında Oxford Yılın Kelimesi'nin; 'brain rot yani beyin çürümesi' olduğunu duyurdu. Bilim adamı, yazar Sinan Canan, bu kelime yerine; “beyin fesadı” terimini kullanıyor. Çok yediğinde nasıl mide fesadı olursan, beynini de çok veriyle doldurduğunda beyin fesadı oluyorsun diyor. Sonuçları ise oldukça ağır, ilk büyük işaretler hayattan tat ve lezzet alamama, hiçbir şeyden tatmin olamama, düşünme tembelliği. Çok fazla veriyle karşılaştığında beynimiz bu kadar çok veriyi süzecek ekipmana sahip olmadığı için birçok sorunla karşılaşıyor; dikkat ve odaklanma sorunları, günlük hafıza kayıpları, kişisel duygu kontrol problemleri gibi. İnsani, duygusal, entelektüel ilişkilerimize yeterli enerjiyi bulamadığımız için de vasatta sıkışıp kalıyoruz. Teknolojiyi amacına uygun şekilde dozunda kullanılması gerçeğini göz ardı etmemeliyiz.
Carpe Diem
“Carpe Diem, Anda Kal”abilmek nasıl mümkün? Zihin doğası gereği sık sık “an”ın dışına çıkar. Çoğu zaman geçmişte yaşadıklarımıza veya gelecekte yaşayabileceklerimize takılı kalır. Bu hem kaygıyı tetikler hem hayata mutlu, umutlu bakmaya çalışan gözlerimizin önüne gri, karanlık bir bulut getirir. İşte bunu engellemek, şimdiye gelmek ve anı yaşamak için “mindfulness” yani bilinçli farkındalık oluşturmamız gerekiyor. Örnek verecek olursam; Bir yiyeceği kokusunu, tadını gerçekten fark ederek, duyuları harekete geçirerek yemek. Müziği tüm bedende hissederek, duyumsayarak dinlemek. Yürüyüş yaparken etrafınızdaki insanların hareketlerini, sesleri, çevreden gelen kokuları fark ederek ilerlemek.
Olumlu ya da olumsuz herhangi bir deneyimi, getirdiği tüm duygu ve davranışlarla beraber kabul etmek ve bir bütün olarak yaşamak gibi durumlar, bilinçli farkındalıktır. Farkındalığın bize sağladığı yararlar ise saymakla bitmez; refahın artması, bilişsel yeteneğin gelişmesi, beyin yaşlanmasının yavaşlaması, stres, kaygı ve depresyonun azalması, ağrıların azalması, uyku kalitesinin artması, psikolojik iyi oluşun desteklenmesi ve yaşam kalitesinin iyileşmesi.
Farkında olduğunda, her şey bir mucize!
müsekkin.
Sakinleştirici. Yatıştırıcı. Ağrı kesici. Elem
dindiren. Dilimize Arapçadan geçmiştir.
Sâkinleştirme manasındaki teskin kelimesinden türetilmiştir.