"Hayat, düşündüğümüz ve hissettiğimiz her şeyin yankısıdır."
– Pierre Franckh, Rezonans Kanunu
Merhaba,
Bu haftaki yazımda sizlerle bir kitap tavsiyesi paylaşmak istiyorum. İçinde yaşadığımız hayatı, düşüncelerimizin şekillendirdiğine inanır mısınız? Belki bu düşünce size başta uzak gelebilir. Ama biraz düşününce, zihnimizden geçenlerin, gündelik hayatımıza nasıl yansıdığını fark etmemek mümkün değil.
İşte bu konuda bana epey şey düşündüren bir kitap geçti elime: Pierre Franckh’ın Rezonans Kanunu. Özellikle bir bölümü beni derinden etkiledi: “Düşünce Gücüyle Yeni Bir Gelecek Yaratabilir miyiz?”
Bu yazıda hem kitaptan kısa bir özet paylaşmak hem de bu bölüm üzerinden birlikte düşünmek istiyorum.
Kitap, insanın düşünce ve duygularıyla adeta bir frekans yaydığını ve bu frekansa uygun olayları hayatına çektiğini anlatıyor. Bizim kültürümüzde buna biraz farklı bakılır: “İyilik düşün, iyilik bul” der atalarımız. Ya da “Hayır düşün, hayır olsun.” İşte Pierre Franckh’ın anlattığı da aslında bu kadim sözlerle çok örtüşüyor. İnsan, neye inanırsa, neyi sürekli düşünürse, bir şekilde onunla karşılaşır.
Kitapta özellikle dikkat çekilen noktalardan biri de neyi istemediğimizi değil, neyi istediğimizi bilmemiz gerektiği. Çünkü sürekli “sorun yaşamak istemiyorum” dediğimizde bile, aklımız yine sorunla meşgul oluyor. Oysa olumlu ve net bir niyet hem bilinçaltımızı hem de çevremizi etkiliyor.
Bize düşen, ne istediğimizi açıkça belirlemek, buna uygun bir düşünce ve davranış içinde olmak. Tıpkı dualarımızda olduğu gibi: Kalpten, samimi, temiz bir niyetle dilemek… Ve sonrasında tevekkül etmek. Kitapta da benzer bir yaklaşım var: Ne istediğimizi belirleyip onun olmuş gibi hissine girmek, şükretmek ve güvenmek.
Geleceği Yazmak Mümkün mü?
Rezonans Kanunu kitabında en dikkat çekici bölümlerden biri, “Düşünce gücüyle yeni bir gelecek mümkün mü?” sorusu. Pierre Franckh bu soruya açıkça “Evet” diyor. Çünkü geçmişin yüküyle düşünürsek, hep aynı sonuçları yaşarız. Ama düşünce tarzımızı değiştirirsek, hayatımızda da değişim başlar.
Bu, bizim inancımızla da örtüşüyor aslında. Kader, insanın kendi iradesiyle yaptığı tercihlerle şekillenir. “Tedbir kuldan, takdir Allah’tandır” deriz. Düşünce de bir tür tedbirdir aslında. Ne ekersek, onu biçeriz.
Hayal kurmanın, dua etmenin, iyi niyetli olmanın hayatımızdaki etkisini inkâr edemeyiz. Çünkü neye yönelirsek, kalbimiz de yolumuzu oraya doğru çevirir. Kitapta anlatıldığı gibi, düşüncelerimizi ve inançlarımızı değiştirdiğimizde, geleceğimizin rotasını da değiştirmiş oluruz.
Elbette bu, her şeyin bir anda değişeceği anlamına gelmiyor. Ama kişi niyetini güzelleştirir, zihnini arındırır ve sabırla çalışırsa, hayatında bereketli sonuçlar görebilir. Çünkü niyetle başlar her şey. Kalpten çıkan her söz, bir gün karşılık bulur.
Bugün bir an durup kendimize sorabiliriz: “Şu anki düşüncelerim, beni nasıl bir geleceğe götürüyor?”
Belki de gelecek, sadece zamanla değil; hangi niyetle baktığımızla geliyor…