Sanayi ekonomisinden ve toplumundan, bilgi ekonomisi ve toplumuna geçisi gözlemleyebildigimiz dünyada, 21. yüzyil için egitim ve ögretimi yeniden düsünmemiz, tasavvur etmemiz ve yeniden kavramsallastirmamiz gerekmektedir.
Dinamik olarak degisen, bilgiye dayali bir ekonomi; “daha nitelikli, yüksek vasifli, üreten ve esnek bir isgücü” için artan bir talep olusturmaktadir. Gelecegin okulu nasil olusturulur sorusuna cevap. Ögrenmenin odak noktasi ögretmenden, ders kitaplarindan ve ögretimden; ögrenci merkezli, ögrenme süreci odakli ve kisisellestirilmis bir ögrenmeye dogru dönüsmek olarak karsimiza çikmaktadir.
Farkli islerde robotik makinelerin ve yapay zekânin giderek daha sik bir sekilde insanlarin yerini aldigi dünyada; ögrencilerin basarili bir kariyere sahip olmalarina yardimci olacak yeni becerileri belirlemek ve hangi becerilerin ögrencilerin etkin ve bilgili vatandaslar olmanin yani sira hayat boyu ögrenenler haline gelmelerine yardimci olacagini bulmak gerekmektedir. Yapilan arastirmalarda; her gencin elestirel düsünme ve problem çözme, bilgi aglari arasinda is birligi ve etkili liderlik, çeviklik ve adapte olabilme, inisiyatif alma ve girisimcilik, etkili sözlü ve yazili iletisim, bilgiye erisme ve bilgiyi analiz etme, merak ve hayal gücü becerilerine sahip olmasi ortaya çikmaktadir.
Okullarda bu ögrenmenin gerçeklesebilmesi için siniflarin yeniden tasarlanmasi, farkli egitim arastirmacilari arasinda büyük ilgi uyandirmaktadir. Birçok egitim arastirmacisi, ögrenmeyi hizlandirmak için siniflari yeniden tasarlama konusuna ilgi duymaktadir.
Sinifin yeniden tasarlanmasi; okul duvarlarinin disindaki dünyanin “artan bir hizla yenilik yapmaya ve ilerlemeye devam ettigi” gerçeginden hareketle, ögrenme alanlarinin fabrika modeli ögretim modelinden modern egitim ekosistemlerine dönüstürülmesi olarak görülebilir. Pratik bir bakis açisiyla, en uygun sinif deneyimini olusturmaya yardimci olan üç nitelik “ögrenci merkezli, katilimci ve dinamik” olmak olarak siralanabilir.
Bir ögrenme alani; ögrencileri güzel bir sekilde karsilayan sicak bir atmosfere sahip olmali, esnek bir ortam saglamali, ancak ilgi çeken dekorasyonlar dikkat dagitici olmamalidir. Ayrica, bilgi ve iletisim teknolojilerinin ögretmen tarafindan ögrenim süreçlerine nasil entegre edildigi konusu, sinifta ne tür teknolojilerin bulundugundan daha önemlidir.
Birçok egitim kurumu, ögrencilerin ögrenme süreci üzerinde olumlu bir etki olmasi için, geleneksel siniflari bilgi ve iletisim teknolojileri açisindan zengin olan ögrenme siniflarina dönüstürerek teknolojiyi siniflara dahil etmek için yogun çaba sarf etmektedir. Arastirma çalismalari, etkilesimli ögrenme ortamlarinin ögrencilerin problem çözme becerileri, tutum gelisimi ve derse devam oranlari üzerinde olumlu yönde bir etkisi oldugunu, basarisizlik oranlarini ise düsürdügünü göstermistir.
“Duyarsam unuturum, Görürsem hatirlarim, Yaparsam anlarim”