Devlet, gemi mühendisi Fethi Algon’u 1946 gibi bir senede Van Gölü üzerindeki Tatvan’a yollar.
Van, kocaman bir iç deniz, ama üzerinde hiç deniz taşımacılığı yok.
Fethi Algon eşini, iki oğlunu alır Kurtalan Ekspresi ile önce Siirt Kurtalan’a oradan da 8 saat (122 km) süren bir yolculukla Tatvan’a varır.
Vardıklarında manzara şudur Tatvan’da: Yol yok, okul yok, elektrik yok, su şebekesi yok Türkçe bilen yok, bakkal bile yok. Yok yok yok yok…
Fethi Algon önce tersaneyi kurar ve Van Gölü üzerinde yolcu taşımacılığı yapacak gemilerin, kosterlerin, römorkörlerin üretimine başlar.
Eş zamanlı olarak Gevaş, Ahlat, Erciş ve Van’da iskelelerin yapımları da başlar.
Sene 1950 dediğinde Van Gölü üzerinde yolcu taşımacılığı başlamıştır bile. Siirt Kurtalan’a gelenler karayolu ile Tatvan’a, oradan da göl çevresinde nereye gidecekse.
Fethi Algon bakar ki herkes yakalayamıyor feribot saatlerini, der ki Denizcilik Bankası’na: “Buraya otel lazım”. Bunun üzerine (vatandaş feribot beklerken rezil olmasın diye) Doğu Anadolu’nun ilk ve tek dört yıldızlı oteli Tatvan’a inşa edilir. İstanbul’dan Yalova’dan şefler, otel müdürleri getirilir personelinin eğitimi için.
Otelin adı Denizcilik Bankası Oteli’dir.
Bu arada tersane arazisi bir kampüs haline getirilir; 1950 Türkiye’sinde Van Gölü’nde yelken yapılır. Çevre illerden sayısız insan yelkenli izlemeye gelir.
Fethi Algon’a devletin gönderdiği paralar Diyarbakır üzerinden gelir, çünkü en yakın Ziraat Bankası oradadır.
Mecido isimli bir eşkıya yolda parayı getirenleri soyar, bütün paraları alır. Jandarma bile Mecido’ya bulaşmak istemez.
Fethi Algon Mecido’ya haber salar, “gelsin görsün beni” diye. Mecido bir eşkıyadır ama devletin adamı çağırmıştır sonuçta. Kalkar gider.
Mühendis Fethi Algon Mecido’ya derdini sorar.
Mecido der ki,
“Adam vurdum, eşkıyayım diye kimse bana iş vermez,
ne yapayım. ?”
Fethi Algon, 1.90 boyundaki bu dev adama Tatvan tersane Kampüsü’nde bekçilik işi verir.
Mecido eşkıyalığı bırakır, karda tipide çoru çocuğu okula götürmek de dahil her işe canla başla koşar.
Tersanenin has adamı olur ki, demiştik Tatvan’da okul yoktu, mühendis Fethi Algon’un oğlanları okula başlayacak olunca kaymakama valiye çıkıp okul konusunu dile getirir.
Sene 1948’dir. Vali kaymakam “bizde öyle bi para yok, okulu siz yapın biz öğretmeni atayalım” der.
Fethi Algon bulur buluşturur, tersane kampüsünde bir oda, kara tahtaya 25 öğrencinin eğitim alacağı bir derslik kurar, Valiye Kaymakama “atayın öğretmeni” diye haber salar.
Böylelikle Tatvan’ın ilk okulu açılır. Öğrenci sayısı 25’dir. 23’ü Türkçeyi ilk defa okulda duyar.
Fethi Algon ve ailesi 1959 senesine kadar Tatvan’da kalır ve bugün bile Bitlis il merkezinin daha önünde anılmasını sağlayan altyapıyı atarlar Tatvan’da. Sonra geldikleri yer olan İstanbul’a dönerler. Bozulan Türkçeleri nedeniyle çocukların lakabı artık kırodur İstanbul’da.
Oğlanlardan küçük olanı Atila yıllar sonra, 1970’lerde Denizcilik Bankası’nda
müfettiş olur. Bankanın Tatvan denetlemesi vardır. Gönüllü olur. Yine Kurtalan Ekspresi, Bitlis, Tatvan mekana varır.
3 gece 4 gün. Tatvan’da babası zamanında açılan Denizcilik Bankası Oteline yerleşir.
Resepsiyonda dev gibi ama beli bükülmüş bir adam vardır. Resepsiyonistle kavga etmektedir. Üstü başı perişandır. Atila zar zor tanır adamı. Babasının eşkıyalığı bıraktırıp işe aldığı eşkıya Mecido’dur bu.
Sarılırlar, ağlaşırlar, dertleşirler. Babası gittikten sonra gelenler ne yapıp edip; eşkıyadır, adam vurmuştur, katildir diye Mecido’yu tersaneden kovdurmuştur. Oğlunun açtığı bakkal dükkanı geliri ile kıt kanaat geçinmektedirler Tatvan’da.
Sorarım size? Fethi Algon da devlettir, sonrasında gelenler de? Bu devlet nasıl bir şeydir? Hele deyin bana.
Fethi Algon’un torunu Burcu Algon bugün Azerbaycan yelken milli takımının koçudur.
Cumhuriyet’in yarattığı katma değerler bugün Cumhuriyet’in sınırlarını aşmaya devam etmektedir.
Kaynak: Bu hikaye Atila Algon‘un “Van Gölü’nün Gemileri -Tatvan’dan Bodrum’a Yelken Peşinde Bir Yaşam-” kitabından hikayeleştirilmiştir.