İSMAİL SARI


GIDA OLARAK DENİZ ÜRÜNLERİ


     Ünye Atatürk Parki Tesisleri'nin deniz kenarindaki lokantasina zaman zaman gider, denize bakan kenardaki masalarda oturarak yeyip-içmeyi severim. Içme, ifadesi yanlis anlasilmasin; elbet ki, çay veya mesrubat içmeyi kastediyorum. Zaten orada içki de verilmiyor. Ünye Belediye'mizin en güzel hizmetlerinden birisidir o lokanta hizmeti. Yanlis ögrenmedimse,  hâlen Belediyemiz çalistiriyormus o güzel tesisleri. Pirlanta gibi, fir-fir dönen çok becerikli ve güzel gençlerden olusmus bir hizmet ekibi de var ki; insan,

onlarin elinden birseyler yemeyi, zaten arzu ediyor. Allah nazardan saklasin.

       Geçtigimiz hafta içinde, bir arkadasimla, gene o denize bakan kenardaki masalardan birinde oturup dalgalarin kenara vurusunu seyrederek çaylarimizi yudumlarken; hemen kenarda, daha önce hiç görmedigim ve hiç tanimadigim bir deniz hayvani gördük, dikkatimizi çekti. Ben; Ankara, Istanbul, Izmir ve hatta Almanya'da Shtutgart gibi büyük sehirlerin hayvanat bahçelerini de gezdigim halde görmedigim (varmistir da ben görememis olabilirim) bir hayvandi. Yaklasik olarak kedi büyüklügünde, kuyrugu vücudunun devami gibi büsbütün, kenarlarda dolasmayi seven bir hayvandi. Tutulabilir mi, insana saldirir-zarar verir mi, hiç bilmiyorum. Sormayi da düsünmedik, dogrusu. Etinin yenilip-yenilmedigini de merak etmedik. Çünkü, deniz hayvanlarinin büyük çogunlugunun eti yeniliyor. ( Lâf aramizda, güzel de eti vardi haaa...)

       Deniz ürünleri, hem çok besleyici hem de gida olarak ucuzdur, çogu zaman. Ancak, birçok insanimizin, yeterince deniz ürünlerinden yedigini sanmiyorum. Özellikle kirsal kesimlerde yasayan insanlarimizin büyük çogunlugunun, deniz ürünleri tüketimi aliskanliginin pek olmadigini tahmin ediyorum. Hamsi mevsiminde pek çogunlugumuz hamsi alir-yeriz de, ayni aliskanligi balik için pek devam ettirmeyiz. Halbuki sahil insanlarinin, deniz ürünlerinden bolca yeme zorunlugu vardir. Agir  hava basinci altinda yasaniyor, gidalarin da ona uygun olmasi lâzimdir. Deniz ürünleri, vücut direncini diri tutar ve insan vücuduna dayaniklilik kazandirir. Yüce Allah, her yörenin gidasini, o ortamin insan vücuduna yükliyecegi agirliga uygun olarak yaratmistir.

       Bir Amerikan subayi, bir Türk kizi ile evlenmis; bir çocuklari olmus. Çocuk saglikli olmasina karsin vücudu yeterince gelismeyince,  o doktor senin- bu doktor benim hesabi, epeyce kosturduktan sonra diyorlar ki, bunu bir de Türk hekimine gösterelim. Türk hekimi, iyice muayene ve ne yiyip ne içtigini ögrendikten sonra bir süre aliyor onlardan ve çocuga Anadolu halkinin agirlikli gida maddeleri olan bulgur, mercimek, nohut ve benzerlerini ögütüp karistirdiktan sonra bir çocuk mamasi hazirliyor ve aileye vererek kullanma sekil ve süresini de sikica tenbihliyor. Çocuk, mamayi yedikçe istenilen gelismeyi gösteriyor. Doktor, aileye olayi anlatarak ugurluyor. Annenin mayasinin atildigi gidalardan yemeyince gelisme göstermeyen çocugun, bünyesine uygun olan gidalari alinca gelismesi, önemli bir örnek oluyor.

       Insanlarin mayasinin atildigi ortamlarin gida maddelerine her zaman ihtiyaci vardir. O nedenle çocuklarimiza, deniz ürünlerinden yedirmemiz gerekir. Özellikle, sahil çocugu olmayan gençlerle evlenen kizlarimizin kulagina

küpe olsun.

       Saygi, sevgi ve selâmlarimla...

        

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593