HÜSEYİN OKUŞ


Hangi Bayram


Mehmet amca çok fakir biriydi. Üç oğlu iki kızı vardı. Odun satarak geçinir, yaz kış hep aynı işi yapardı. Oradan kazandığı para ile ancak zar zor beş çocuğuna bakabiliyordu. Yine bir Ramazan ayı yaklaşmıştı. İftar ve sahur için bir şeyler alınmalıydı. Evin hanımı ve büyük nişanlı kızı Ramazana hazırlık yapıyorlardı.

       Kutlu misafir rahmet ve bereketiyle gelmişti. Ramazan boyu ailede herkes akşama kadar çalışıyor ve hep birlikte iftarlarını yapıyorlar, teravihte namazlarını mahallenin mescidinde kılıyorlardı. Evin küçükleri ‘’Bize ayakkabı al, elbise al diye babanın yanından ayrılmıyor, baba da çocuklarına bayramda alacağım söz diyor ve ekliyordu; Çocuklar, bayram veresiye sattığımız odunların parasını alayım her birinize ne isterseniz alacağım diyordu. Büyük kızımız ise bayramda babasından bir miktar harçlık umuyor o da çeyizlerine bir şeyler katmak istiyordu. Kısacası evde herkesin bir talebi vardı bayramda. Evin hanımı bayramda uzaklardan gelebilecek misafirleri nasıl ağırlarız diye uzun uzun düşünüyor, eşine, ‘’Beyim yoksa ahırdaki hayvanımızı satıp şu çocukların dediklerini alsak, geri kalanı ile de kızın çeyizleri ve gelen misafirleri mi ağırlasak diyordu. Aslın da eşi Mehmet Bey de aynı şeyleri düşünüyordu. Çünkü bayramda ihtiyaçlarının tamamını alma imkânı çok zordu. Alsa bile derdine merhem olacak kadar değildi. Zaten bir hayvanları vardı. Onunla da komşunun hayvanlarını eşleştirme yapıp tarlaları sürüyorlardı. Önden gelen ekim dikim zamanı idi. Tarlalar kıraçtı ama az da olsa ekilip dikilecekti. Mehmet amca her gece bunları düşünüyor, doluya koyuyor almıyor, boşa koyuyor dolmuyordu. Evde çocuklar heyecanlı, bayramda babam şunu alacak bunu alacak diye mahallenin çocuklarıyla konuşuyorlar ve her biri bir beklentiyle bayramı iple çekiyorlardı.

     Nihayet beklenen misafir bayramla beraber gelmişti. Çocukların amcası babanın gurbetteki kardeşi Ali beydi. Evde çocukların istedikleri ayakkabıları almış bir sürü yiyecek, giyecek getirmişti. Evdeki her bir ferde hediyeler almış ve harçlık vermişti. Mahallenin çocukları, gençleri ve yetişkin kızları, âdete oraya yığılmıştı. Herkesin yüzü gülüyor, sofralar kuruluyor ve bu güne kavuşturan Allah’a şükür ve hamd ediliyordu.

     İşte bayram buydu. Ümitle beklemek ve isteğine kavuşmaktı. Kalplerimizin kıpır kıpır attığı, sevinç ve mutluluktan göz bebeklerimizin ışıldadığı, mutluluktan kelebekler gibi havada uçtuğumuz, paylaşarak mutlu olduğumuz anlardı. Soframız bir iki çeşitti ama içten ve samimi idi. Evimiz dardı ama gönlümüz çok genişti. Evin erkeği kadını ve çocuğu bu bayram günü de nereden çıktı bu misafirler demiyordu. Aracımız, vesaitimiz yoktu. Zaten bayramda bir yerlere tatile de gitmeyecektik. Çocuklar eve kapanmış tablet telefonla zaman geçirmiyor, ev ev dolaşıyor, mahalle kıpır kıpır idi.

    İşte bayram buydu. Ayakkabılarına kavuşan Ahmet sevinçliydi. Çeyiz alabileceği harçlığı biriktiren Ayşe, mutluluktan çarpan kalbi ile nişanlısıyla kavuşacağı asıl bayramı bekliyordu. Babanın yüzü gülüyor, anne artık geceleri rahat uyuyordu. Ev ev dolaşan ve şeker toplayan çocuklar gibi herkes cıvıl cıvıl idi.

   İşte bayram buydu. Mahallede toplanan büyükler ve onlara bir şeyler anlatan hoca efendi. Her birisi bayramlaşmanın, paylaşmanın ve dargınlıkların sona erdiği barışmanın mutluğunu yaşıyorlardı. Sabırla beklenen günlerin sonunda elde edilen bir mutluluktu bu. Tıpkı Yakup (as)ın yıllar sonrası Yusuf’una kavuşup ailecek bayram ettikleri gibi. Bize gökyüzünden sofra indir, evvelimizde ahirimizde bayram olsun diyen Meryem oğlu İsa (as) gibi. (Maide 114) İşte bayram buydu. Askerden,  gurbetten, uzaklardan evladına kavuşan annenin, babanın,  çocukların sevdiklerine kavuştuğu gibi. Yıllar yılı çocukları olmayıp evlat bekleyen, İbrahim (as) ve Hacer annemizin İsmail’ine (as) kavuşma sevinci gibi. Tıpkı Medine’de, Mekke’den gelecek kutlu misafiri bekleyen güzide insanların sabırla beklediği ve sonunda bayramlarına kavuştuğu gibi. Aynı heyecan ve sabırla, aynı coşku ve ruhla bizleride bayramlarla buluştur Allah’ım.

      Bayramlarımız sevincimiz ve kardeşliğimiz olsun. Birlikte yaşamanın, paylaşmanın, saygının ve muhabbetin günleri olsun. Kardeşini tercih edebilmenin, diğergâm olabilmenin başlangıcı olsun. Arınmanın ve Allah’ın rızasını kazanmanın, Melekler tarafından ilan edildiği günler olsun.

     Bayram tadında bir hayat diliyor sizleri Allah’a emanet ediyorum.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593