İnstagramda @trainman1964 olarak tanınan Ahmet Mahir Erdem, 40 yıl önce Almanya'dan babasının getirdiği "Fleischmann piccolo" serisi tren ile ilgili kurduğu çocukluk düşünü 50'li yaşlarında gerçekleştirdi. Yıllardır el emeği, göz nuru ile adım adım gerçekleşen bu hayalin tanığı olarak onunla söyleşi yapmak istedim. Trainman ise, takipçilerine, tren istasyonunu, ağaçları, elektrik direklerini, gölünü, gölün kenarına yaptığı iki salkım söğütü, bir tekne barınağını, çam ormanı içine yaptığı küçük ormancı kulübesini, şelaleye giden derenin üzerinden geçen bir ahşap köprüyü makette görülen her şeyi ince eleyip sık dokuyarak nasıl yaptığını anlattı.
ÇOCUKLUĞUMDA TREN RAYLARINA GAZOZ KAPAĞI KOYARDIM
Tren sevdası yüreğinize ne zaman düştü, kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Kendimi bildim bileli en sevdiğim ulaşım aracı tren olmuştur. Çocukluğumun ilk yılları Ankara Cebeci’de geçti. Evimizin hemen yanında demiryolu vardı. 1960’lı yıllardı. Geçen trenlerin çoğu buharlıydı, dumanını savura savura geçerdi. En büyük zevkimiz tren rayına büyük inşaat çivileri koyup tren geçtikten sonra onun bıçak gibi şekil almasını sağlamaktı. Gazoz kapakları da koyardık. O dönemler en keyif aldığım şey Ankara’dan İstanbul’a trenle gidip gelirken kafamı camdan çıkartıp (o zamanlar pencerelerin üst kısmı açılıyordu) lokomotife doğru bakarak hem treni hem manzarayı seyretmekti. Sene 1974’ü gösterdiğinde rahmetli babam bir görev için Almanya’ya gidecekti. Bana “ne istersin” diye sorduğunda tereddütsüz oyuncak tren istemiştim. Kısa süre sonra tren geldi. Hakikaten mükemmel bir parçaydı. "Fleischmann piccolo" 1/160 ölçekli detayları muhteşem Alman teknoloji harikası bir tren. Babam paraya kıymıştı. Sanırım onun içinde de oyuncak trene karşı büyük bir ilgi vardı. Hayatı boyunca bunu zaman zaman hissettirmişti bana. İlk ölçekli oyuncak trenle tanışmam bu şekilde olmuştu.
Ben Çevre Yüksek Mühendisiyim. Mesleğim gereği görev icabı çok sık Almanya’ya gidip gelmelerim oldu. Doğal olarak her görevden tren parça ve aksesuarlarıyla dönüyorum. Türkiye’de bu tür kaliteli hobi trenleri satılmıyordu o zamanlar. Tüm yedek parçalar ve aksesuarlar için yurt dışına çıkmak gerekiyordu mutlaka. Bir süre sonra elimde çokça parça oluştu. Bunları kurup kaldırmak çok zor ve raylara hasar verici olabiliyordu. Bunu önlemek için ilk olarak büyük sunta bir blok üzerine bunları sabitledim. Oynadıktan sonra suntayı kaldırıp duvara dayıyordum. İş yerinde uzun süre yönetici pozisyonunda çalışınca zaman ayıramadım bu güzel hobiye. Daha sonraları yoğun olan çalışma hayatımda karşılaştığım bir takım değişiklikler sonucunda bol bol boş vaktim oldu. Fotoğrafçılık kursuna gitmeye başladım. Ayrıca tren hobime zaman ayırıp trenin hakkını vermeye başladım. Özellikle internet sayesinde yaklaşık bir yıl boyunca diorama hazırlama teknikleri öğrendim. El işi konusunda hünerli olmamın da avantajıyla öğrendiğim teknikleri uygulamaya başladım. Hakikaten beni de şaşırtan güzel sonuçlar çıktı ortaya. Bu arada internette ikinci el ürün satan birisinden bazı elektronik parçalar alarak oyuncak trenin otomatik sinyalizasyon sistemini kurunca işler daha gerçekçi hal aldı.
Bir yıl içinde instagramda 10.4B takipçisi olan trainman1964 hesabını açmak nereden aklınıza geldi?
Ortaya çıkan ve hala çalışmaları devam eden bu eserin bir şekilde paylaşılması gerektiği, instagramda bu konuya özel yeni bir sayfa açmam gerektiği, fotoğraf ve videoları hangi sıklıkla ve hangi saatlerde paylaşmam gerektiği, efektleri ve aksesuarları nasıl yaptığımı paylaşmam ve nasıl fotoğraflamam gerektiği gibi konularda uzun yıllardır blog yazan ve sosyal medyayı faal kullanan sevgili eşim Mavianne’nin teşvik ve yönlendirmesiyle “trainman1964” hesabını birlikte açtık. Sonradan anladım ki bu tür hobi sevdalısı dünyanın dört bir yanında sayısız insan birbirini takip ediyor. Ben de o çarkın içine giriverdim bir anda. Bir yıl içinde 10.000 takipçim oldu. Çok pozitif yorumlar gelmekte. Yaptığım çalışmanın beğenilmesi ayrı bir mutluluk kaynağı oluyor doğal olarak. Şimdilerde 10,5’e yakın takipçim var ve her geçen gün artıyor.
DİAROMA'DA KÜÇÜK BİR KARADENİZ KASABASINI CANLANDIRDIM
Trenlerin özelliği, markası, boyutu nedir? Maketinizi bize anlatabilir misiniz? Trenin penceresinden baktığımızda nasıl bir yolda seyahat ediyoruz?
Trenimin ilk lokomotif ve vagonları ile rayları Alman malı Fleischmann piccolo n ölçek, yani 1/160 ölçek serisi. Daha sonra Marklin, Roco, Minitrix, Bachmann gibi farklı marka lokomotif ve vagonlar da koleksiyonuma katıldı. Fakat başta da söylediğim gibi Fleischmann piccolo serisi ana çatıyı oluşturmakta. Hakikaten bu marka İsviçre saati gibi çalışıyor. 40 yıla yakın oldu, bazı parçalar hala çalışır vaziyette. Kurduğum *diorama 1x2 m, yani 2 m2 lik bir alan üzerinde kurulu. 1/160 ölçeğine sadık kalarak oluşturdum dioramayı. Orijinal boyuta göre hesaplanırsa yaklaşık 51,2 dönüm gibi bir arazi üzerine hayal dünyamı kurmuş oldum. Elektrik sistemi analog. Şimdilerde yeni nesil model trenlerde dijital sistem tercih ediliyor.
Hayalimdeki hemen hemen her şeyi dioramaya yansıtmaya çalıştım. Özellikle Karadeniz’in dağlık ve yeşillik coğrafyasını yansıttım. Çok hoşuma gider bu coğrafya. Her yer yeşil. Bir keresinde, Türkiye’yi ziyaret etmiş fakat Karadeniz’i görmemiş yabancı bir takipçim instagramda fotoğraf ve videoları görünce “burası neresi Türkiye’de böyle güzel yeşil yerler var mı?” diye biraz alaycı edayla soru sormuştu. Ben de Karadenizi görmesi gerektiğini tavsiye etmiştim. Dioramaya dönecek olursak, küçük bir Karadeniz kasabası, yolları, dağ yolları, köprü ve tünel detayları, şirin bir tren istasyonu ki bu istasyon Havza ilçemizin istasyonuna büyük ölçüde benzemektedir, ayrıca hayalimi süsleyen şirin bir göl ve şelale detayları bu çalışmada yer almaktadır. Trenim bu güzellikler içinde dönüp dolaşmaktadır. Trenime yolcu olarak binip dolaşmak imkânı olsa herhalde hiç inmezdim içinden.
MODEL TRENLER OLDUKÇA MALİYETLİ
Kaç yıldır bu tren maketi ile uğraşıyorsunuz? Bu seviyeye getirmek için nasıl bir çalışma sürecine girdiniz, maliyetli bir iş mi maket ile uğraşmak?
Trenimin ilk parçalarına 1974 yılında sahip olmuştum. Diorama çalışmama 2012 yılında internette bu konularda bulduğum eğitici makaleleri okuyarak ve videoları izleyerek başladım. 2013 yılında kurmaya başladım. Hemen hemen büyük ölçüde tamamladım çalışmamı. Sadece benden yana eksik kalan kısmı, oluşturduğum kasabanın mimari yapısı. Genelde hazır maketler Alman mimari yapısını temsil ediyor. Onları da benim dioramada kullanmak istemiyorum. Şimdilerde Türk mimari yapısına uygun eski cumbalı evleri, özellikle değişik yerlerde gördüğüm güzel örnekleri fotoğraflayıp kendim yapmaya çalışıyorum. Daha doğrusu bu uğraşlarımı bitirmek istemiyorum, uzattıkça uzatıyorum. Biterse eğer yeni bir mekân yeni bir diorama yapmak isterim. Ama sanırım artık evin içinde barınamam, bir atölye bulmam lazım. Ayrıca, model trende lokomotif olsun, vagonları olsun rayları makas sistemi ve diğer parçalar hakikaten maliyetli bir uğraş. Harcamalarımı uzun yıllara yaydığım için bütçemi çok etkilemedi ama şu anki tren koleksiyonuma bir anda sahip olmak isteyen birisi sıfır malzeme almak isterse küçük bir araba parasını bir kenara koyması gerekir. O yüzdendir ki bu işe yeni başlayanlar en basit setlerle başlayıp, zaman içinde setlerini imkânları ölçüsünde büyütmektedirler. Ya da ikinci el temiz tren malzemeleri avına çıkmaları gerekir.
HAYAL EDEBİLECEĞİNİZ HER ŞEYİ ÜRETEBİLİRSİNİZ
Gördüğümüz her şey sizin el emeğiniz genellikle değil mi? Satın almanız gerektiğinde nereden alıyorsunuz malzemeleri?
Dioramada gördüğünüz tren ve raylar hariç pek çok şeyi mümkün olduğu kadar kendim yapmaya gayret ediyorum. Tamamen hayal gücü ve atık malzeme kullanarak harikalar yaratabilirsiniz. Tabii biraz da teknik gerekiyor.
Örneğin bir ağacın gövdesi ve dalları için eski bir elektrik kablosunun bakır telleri kullanılıyor, biraz da elyaf. Küçük çalılar ve yabani otlar için eski sünger parçalarını kumaş boyasıyla boyayıp mutfak robotunda un ufak etmek yeterli. Tabii bunu evin hanımına söylemeyeceksiniz. Çöpe gitmek üzere olan bir fırçadan koparacağınız küçük parçalar bir göl kenarı sazlığı olabiliyor hemen. Toprak için ise, deniz kenarından getirdiğim çok ince kumu evdeki en ince süzgeçten veya evin hanımının eski bir çorabından eleyerek bir çalışma yapabilirsiniz. Ev maketleri için temel malzeme olarak pvc blok ya da değişik ebatta yine pvc çıtalar kullanmak gerekir. Bazen ince ahşap parçalar da bu işi görüyor. Bunları hobi mağazalarında ya da mimari malzeme satan yerlerde bulmak kolay. Akrilik boyalara ve efektler için kuru pastel ve sulu boyalara ihtiyaç var. Bunları da aynı yerlerde bulmak kolay. Ayrıca elimin altında sürekli kullandığım maket bıçakları, cımbızlar, penseler, pvc yapıştırıcısı, şeffaf formika tutkalı gibi malzemeler bulunmakta. Örneğin göl çalışmama çok bayılıyorlar. Hobi mağazalarında özellikle cam cila ile bu işi çok uygun fiyata hallettim. Şelaleyi ise inşaat işlerinde kullanılan şeffaf silikon ile yapılan bir işçilikle elde etmek mümkün. Hayal gücünün sınırı yok. Akla gelebilecek her türlü malzemeyle hayal edebileceğiniz her şeyi üretebilirsiniz.
İnstagram paylaşımlarını neden İngilizce yapıyorsunuz? Bu konuda takip ettiğiniz ve beğendiğiniz sayfalardan örnek verebilir misiniz?
Ülkemizde model tren konusunda çalışma yapan hobicilerin sayısı son yıllarda artmış olsa da bu işin yıllardan beri merkezi Avrupadır. Özellikle sadece model trencilik konusunda Almanya’da her yıl fuarlar düzenlenmekte. Bu hobiyle uğraşan pek çok kişi trenlerini, dioramalarını, kullandıkları teknikleri instagramda paylaşmakta ve genel dil olarak İngilizce kullanmaktalar. Bu sayede pek çok kişiye ulaşabilmektedirler. Ben de bu nedenle İngilizce kısa notlar yazmayı tercih ettim. Hemen hemen dünyanın dört bir yanından takipçim var. Zaman zaman sordukları sorularla fikir almak isteyenlerin sayısı da az değil.
Benim de severek takip ettiğim instagram hesapları var şüphesiz. @modelrailroadho, @modelbahn1140, @marklinofsweden, @thomasgolz, @yanniks_modellbahnbil…, @izumo_dd51, @modellbahn1.87, @trains.model, @letraindejules, @modelrailroaderuk ilk aklıma gelenler. Hepsinden bir şeyler öğrendim, öğrenmeye devam ediyorum.
Şimdiye kadar instagramda yaptığınız paylaşımlara gelen en ilginç yorum ne oldu?
İnstagramda paylaştığım resim ve videolara pek çok yorum geliyor. Genellikle muhteşem, harika, zarif, çok güzel gibi övgü kelimeleri geliyor. Bu güne kadar gelen yorumlardan ilginç olabilecek bir yorum, bir takipçi buharlı trenimi beğendiğini söyleyip kaç adet buharlı trene sahip olduğumu sordu. Bir tane dedim. Çok şaşırdı neden bir tane? diye sordu. Ben de bu soruya şaşırdım. Sonradan anladım ki insanlar hobiciliğin yanı sıra belli serilerin kolleksiyonunu da yapıyor. Dolayısıyla bu işi yapanlar daha büyük ölçekli bir serveti elinin altında bulunduruyor. Bir başka takipçim bu işe yeni başlayacağını, nereden başlaması gerektiğini, efektlerle ilgili detayları öğrenmek istedi. Kısaca cevap yazdım. Vazgeçti bu işten.
İstanbul’dan tanıştığım bir takipçi aynı şekilde yardım talep etti. Kendisine böyle bir diorama oluşturmamı istedi. Doğal olarak karşılığını ödeyecekti. Ben de kendisine “böyle bir durumda bu işin hobi olmaktan çıkacağını, kendisinin hayal gücünü kullanarak kendi dioramasını oluşturması gerektiğini” söyledim. Yardımcı olmak için üç dosya halinde kapsamlı bir kılavuz hazırlayarak gönderdim. Çok memnun oldu. Bu işe girdi mi bilemiyorum.
HOBİLERE VAKİT AYIRANLARIN YAŞ ORTALAMASI 50
Maket için çok emek vermişsiniz, tek tek el emeği ile yaptığınız, ağaçlar, binalar, elektrik direkleri, köprüler vb. Bunları satın almak isteyen olursa tavrınız ne olur?
Evet, yıllarımı, sabrımı, emeğimi ve bilgimi verdim bu işe. Ortaya çıkan ise bana göre çok iyi bir çalışma. Zaman içinde beğenmediğim amatörce gelen kısımları yeniden elden geçirerek, öğrendiğim yeni tekniklerle daha mükemmel hale getirmeye çalışıyorum. Mükemmeliyetçi olma özelliğim maalesef bu hobime de yansıyor. Ama sonuç gerçekten mükemmel oluyor. Dolayısıyla bu esere değer biçemem, satamam, teklif gelirse de kabul edemem diye düşünüyorum.
Sizin gibi tren ve tren maketi sevdalılarına önerileriniz neler olur?
Bu sorunun cevabı çok uzun olabilir. Ama ana başlıklarda kısaca toparlayacak olursak şöyle özetleyebiliriz. Öncelikle sorunuzda da belirttiğiniz gibi sevdalı olmak gerekir. Sevda olmadan bu işe girmenin bir anlamı yok. Tabii ki bu da beraberinde çok büyük sabır ve disiplin gerektiriyor. Daha önemlisi bol bol zamanınız olması gerekiyor. Bir makalede okumuştum. Bu ve benzeri hobi ile ilgilenenlerin yaş ortalaması 50 imiş. Kendime baktım. Bu hobiyle zaman harcamaya başladığımda yaşım 50’ye yaklaşıyordu. Demek ki bu iş için ya emekli ya da benim gibi bol vakit ayırma şansı olması gerekiyor . Yukarıda saydıklarım tamam ise şimdi çalışma zamanı. Teknik bilgileri depolamak gerekiyor. İnternet sayfalarında bu konuda kendilerini geliştirmiş kişilerin tecrübelerini ve teknikleri paylaştıkları videolar ve makaleler mevcut. Türkiye’de de Model Trenciler Kulübü’nün forum sayfası var. Buradan da sorular sorarak faydalanılabilir. En son olarak pamuk eller cebe. Trenler için ve sistemi kurmak için biraz para harcamak gerek. En çok tercih edilen ölçek HO ölçeği. Yani 1/87. N ölçeği de yaygın kullanılıyor. Yani 1/160. Benim model 1/160 ölçekli. Ne kadar para harcarsanız o kadar kapsamlı bir setiniz olur. Şimdiden kolay gelsin diyelim.
EN SEVİLEN VİDEO ÇEKİMİ TRENİN İÇİNDEN YAPILAN
Paylaştığınız fotoğrafları fotoğraf makinası mı cep telefonu ile mi çekiyorsunuz? Fotoğraf çekerken özellikle dikkat ettiğiniz hususlar neler?
Paylaştığım fotoğraf ve videoların çekiminde bu iş için aldığım, özellikle makro çekimler konusunda iddialı olan Nikon Coolpix B700 marka fotoğraf makinasını kullanıyorum. Video çok yer kapladığı için cep telefonunu kullanmak ideal çözüm oluyor. Çekim yaptığınız açılar fotoğrafların beğenilme sayısını etkiliyor. En sevilen açılar zeminden sıfır noktasından yapılan çekimler oluyor. İki sene fotoğrafçılık eğitimi almıştım. Çekimlerde burada öğrendiğim teknikleri de kullanıyorum. Resimlerin hd kalitesinde çok net olması gerekiyor. İnstagramda paylaşırken önemli ölçüde görüntü kalitesinde düşüşler olmakta. Bunu minimuma indirgemek için görüntü kalitesi çok önemli. En sevilen video çekim türleri trenin içinden yapılan çekimler. Bunun için ajan kameralar kullanılıyor. Genellikle büyük ölçekli trenlerde uygulanabilir bir yöntem. Benim tren ölçülerinde bu çekim tarzı çok zor. Buna rağmen bir deneme yaptım. Çözünürlük konusunda gerekli kaliteyi yakalayamadığım ve dar açılı çekim yapmasından dolayı bu yöntemi hiç kullanmadım.
ANKARA’DA KOÇ MÜZESİNDE SERGİLEMEK İSTERİM
Maketin tamamlanması için bir zaman öngördünüz mü? Bitince nerede sergilemeyi düşünüyorsunuz?
Aslında ne yalan söyleyeyim, trenle oynamaktan ziyade maketle uğraşmak daha zevkli gibi. Neticede tren dönüp duruyor. Tren modellerini değiştirmek belki geçici bir heyecan veriyor. Ama model tren hattının coğrafyası ile uğraşmak daha eğlenceli gibi geliyor bana. Hal böyle olunca bu maket çalışması hiç bitmez gözüküyor. Neticede, gölün kenarına yapacağınız iki salkım söğüt veya bir tekne barınağı, çam ormanı içine yapacağınız küçük bir ormancı kulübesi veya şelaleye giden derenin üzerinden geçen bir ahşap köprü yapımı sizi alıyor çok farklı heyecanlara götürüyor. Hal böyle olunca insan maketine bir nokta koymak istemiyor doğal olarak. Pek tabii ki günün birinde bu hobiyle ilgilenecek halimizin ve vaktimizin olamayacağı zamanlar gelecek. O vakit aklımda olan proje, bu değerli el emeği eserimi Ankara’da Koç Müzesinde halkımızla paylaşıma açmak isterim. Zaman zaman instagramdaki Türk takipçiler dioramamı nerede ve nasıl görebileceklerini soruyorlar. Evimde çalışma odamda olduğunu söyleyince üzülüyorlar. İşte bu nedenle müzeye hediye edince oraya giden herkes görür diye düşünüyorum.
*Diorama, gerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikâyenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu olarak modellenmesidir. Sergi amacıyla yapılmış üç boyutlu büyük tablo olarak da tanımlanabilir.
Röportaj ilk olarak 30.03.2018 tarihinde
fatmaerdem.com’da yayımlanmıştır.