“Nazik olun, çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor” diyor Platon. Hayat yolculuğumuz inişli, çıkışlı ilerliyor; tek hat üzerinde devam etse bilemeyeceğiz kıymetini belki de. Hayatın karmaşıklığı ve belirsizliği içinde her birimizin taşıdığı yükler farklı. Nazik olmak, saygı ve sevgiyle davranabilmek; çevremizdeki insanlarla ilişkilerimizi olumlu etkileyerek bize de şifa oluyor.
“Kimseyle alay etme, asla kimseyi küçük düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir” diyen Fernando Pessoa’nın bu düşüncelerine katılmayan da olacaktır. Hayatımız her zaman hüzünlü ve ciddi olmasa da; kimse ile alay edilmemesi gerektiğini bilecek kadar yaşadım bu alemde. Empati kurmanın, anlayışla yaklaşabilmenin, güzel yürekli olmanın, bu dünyayı daha yaşanabilir bir yer yaptığı gerçeğini kimse inkâr edemez.
Önemsediğim bir başka değer de “dostluk” oldu her zaman, iyi ilişkiler kurmanın ruhumuzu hafifleten ve güven veren bir yanı var. Doğan Cüceloğlu’nun söylediği gibi dostlar biriktirmiş olmanın mutluluğunu yaşadım her zaman. “Dostun iyisi, kötü günde belli olur dense de aslında iyi günde belli olur. Siz sevinince, gözlerinin içi gülen kaç insan var ki çevrenizde?” Birlikte gülebildiğiniz, şakalar yapabildiğiniz dostlarınız, akrabalarınız varsa çevrenizde, sizden zengini yoktur öyle değil mi?
Zenginliğin tanımı herkese göre farklı olabilir benim için; kimsenin senden alamayacağı değerlerin toplamıdır zenginlik. Ahlakın, özgüvenin, terbiyen, güzel yüreğin, tebessümün, zarafetin gibi birçok öz değerindir. O nedenle de her zaman öğrenmeye ve yeniliğe açık ol, nazik ol, özgüvenli ol, ahlaklı ol, çalışkan ol, dürüst ol ve her şeye rağmen gülümse. Çünkü tüm zorluklar inançla ve iyi niyetle; umutla ve olumlu düşünme ile atlatılır.
Buraya bir Sezen Aksu şarkısı bırakıyorum;
Gelsin, hayat bildiği gibi gelsin
İşimiz bu, yaşamak
Unuttum bildiğimi doğarken
Umudum, ölmeden hatırlamak