FATMA CANBULAT ERDEM


Hediyeleşmek


Her fırsatta sevdiklerime hediye alırım, hediye almayı da vermeyi de severim; birinin sizi düşünmesini, değer vermesini kim istemez ki? Hediyenin, verdiğim kişiye has özellikte olmasına özen gösteririm. Kitap okumayı sevmeyen birine gidip dünyanın en güzel kitabını da hediye etsen memnun olmaz aldığı hediyeden. O nedenle önemlidir, kime ne hediyesi aldığın.

Malum önümüz yeni yıl, bu bahaneyle eşe dosta alışveriş yaparken hem kendi zevkime hem de onların zevkine uygun olan seçimler yapmaya gayret ediyorum.

İlk okul çağlarındayken çocuklarım özel günlerde bir telaş alırdı onları ‘ne hediyesi alsak annemize’ diye, babalarından para alıp bana hediye almanın peşinde olurlardı; “ben sizden para verip aldığınız bir hediye istemiyorum, beni düşünerek yaptığınız bir resim, yazdığınız bir şiir veya yazı benim için en büyük hediye,” dediğimde çok zor bir şey istediğimi onlar idrak edebilmişler miydi o zaman bilemiyorum ama, onların hazırladığı bir klasör dolusu harika yazılar ve resimler kaldı bana o günlerden özenle sakladığım. 

El emeği göz nuru hediyeleri her zaman çok kıymetli bulurum; arkadaşlarıma doğum günü pastası niyetine özenle yaptığım artık gelenekselleşen ‘Elmalı Pay’ ile onların özel günlerini kutlamayı seviyorum. Bir gece önce arkadaşımı düşünerek yaptığım pastanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlara kendilerini özel hissettirecek küçük jestler yapmanın dostlukları güçlendirdiğine sevgiyi pekiştirdiğine inanıyorum. Emek vermek lazım ilişkilere, arkadaş, eş, evlat, ana baba herkes için geçerli bu söylediklerim. Dantel gibi incelikle işlenmeli her ilmeği samimi ve sağlam dostlukların.

Maddi acıdan bizi zorlayacak hediyeler almayı ise doğru bulmuyorum, Atalarımız ne güzel söylemiş “çam sakızı çoban armağanı” diye, gönlümüzden kopan hediyeleri verirken senin gözlerinin içine baktığında “sana değer veriyorum, sen benim için önemlisin” mesajını alsın dostun bundan daha güzel ne olabilir?

Özel günler bahane hediyeleşmek şahane! 

 

 

hem-

dem

 

Samimi dost. En yakın arkadaş. Canciğer arkadaş. Dilimize Farsçadan geçmiştir. Birlikte manasındaki “hem”” kelimesiyle, nefes manasındaki “dem” kelimesinin birleşiminden oluşmuştur.

 

 

“Bilmez şimdikiler “hemdem” nedir? Demi benimle bir olan kim kaldı ki zaten!

 

Ece Temelkuran

Devir

 

LUGAT365 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593