İSMAİL CANBULAT


HERKES CASUS HERKES SİNEMACI HERKES HABERCİ, AMA CAHİL!


Cep telefonlari hayatimiza ve içimize o kadar girdi ki; herkes casus, herkes sinemaci, herkes reklamci, herkes gazeteci, haberci oldu adeta!

Bu kötü bir sey mi? Hayir. Herkes her sey olabilir elbette ama is sirazesinden, baglamindan, anlamindan, içeriginden, mecrasindan kopunca, “isi” ve “meslegi” “o” olamayanlar, “olmadiklari” insanlara bürününce felaketler yasaniyor…

Ilk kural; bir insanin haberi olmadan, rizasi olmadan fotografini çekmek, hatta onu yayinlamak, suçtur, ayiptir hatta bir anlamda “casusluktur.” En basit kuraldir bu. Hatta mahallede penceresinden bakan Haci teyzemi çekip yayinlamak bile böyledir, eger ki rizasini almiyor isen…

Ama biz kameralarimizi, cep telefonlarimizi öyle yerlerde gezdiriyor öyle gizli gizli çekimler yapiyor, insanlarin haberi ve rizasi olmayan öyle mahrem anlari yakalayip, sirf daha fazla “like-begeni” almak, daha “fenomen” olmak, ya da siyasî-sosyal hirslarimiz için “intikam almak” için kullaniyor ve sosyal medyada, sitelerde yayinliyoruz ki is çigirindan çikiyor.

“HER SEYIN” IYIYE YA DA KÖTÜYE KULLANIMI OLUR.

Evet herkes kisa kisa ya da uzun görüntüler çekebilir, ibretlik filmler çekebilir, tecrübelerini, hikâyelerini insanlarla paylasabilir.. Güzeli yaymak güzelliktir. Lakin artik her sey gerçekten birbirine karisti.

Kötücüllesti insanlik!

Içimiz disimiz dimagimiz garip, saçma sapan hirslarla dolmaya basladi. Bu hirsla, herkes casus herkes sinemaci herkes haberci oldu. Ama sahtesinden…

Yalan haberler, provokatif haberler, insanlari galeyana getirecek kin ve nefret uyandiracak videolar, fotolar, “casusluk özentili” ya da gerçekten tam bir casusluk eseri olan çekimler, mahremiyeti ve insan haklarini ihlal eden ifsalar, toplumun huzurunu inanilmaz bir sekilde bozdu. Bu da iç barisimizi, akil-ruh sagligimizi bozuyor…

Biz hâlâ kendimizi çok önemli ve akilli zannediyoruz…

Gelecek günler çok daha fazla gariplige ve bu tür yasadisi, insanlik disi seylere gebe… is o kadar baska yerlere gitti ki; metaverse denilen, 3 boyutlu gözlüklerle girilen sanal bir sahte dünyada insanlar birbirini taciz bile etmeye basladi!

Kim bilir daha neler görecegiz?

Allah sonumuzu hayretsin… insan elindeki her seyi hayirda iyiligi çogaltmada da kullanabilir, sifa haline de getirebilir, hizmet de edebilir insanliga, onu, o enformasyonu, teknolojiyi silah haline de getirebilir. Bu unutulmamali…

“ENFORMATIK CEHALETTEN, ENFORMATIK ZIRCEHALETE”

“Iletisim araçlari enformasyonu hayatimizda önemli degisiklikler olusturdu. Sosyal medya, televizyon, internet gibi iletisim araçlarinin bilinçsiz kullanimi cehaleti zircehalete dönüstürdü” diyor 1990’larda, daha internetin yaygin olmadigi, cep telefonu ve sosyal medya olmayan zamanlarda, temel tezi; ‘çagin bilgi bombardimaninda aslinda giderek cahillestigimiz ve cahillestirildigimiz savi’ üzerine olan “ENFORMATIK CEHALET” adli kitabi yazan, eski MEB ve Kültür Bakani Prof. Dr. Nabi Avci…

Teknolojik bagimliligin sosyal medya bagimliligina dönüstügünü vurguluyor Avci.

 Bu gelismelerin zaman ve mekân kavramini ortadan kaldirdigini, zaman ve mekânin ortadan kalkmasinin, hayatin gerçekligini ve dokunulabilirligini yok ettigini, en önemlisinin de egitim kurumlarini ve egitim faaliyetlerini anakronik (çagi geçmis, eski) duruma düsürdügünü, anlam ve içerigini buharlastirdigini ve bu durumun da pek çok manipülasyona ve körlesmeye sebep oldugunu ifade ediyor...

Ve devam ediyor Nabi Avci:

“HANI O HIKMET KI, BILGIDE KAYBETTIGIMIZ…”

“Nasil gerçek mânâda bilgeyle bilgin; aydinla uzman, münevverle okur-yazar arasinda fark varsa hikmet, bilgi, malumat, enformasyon ve veri arasinda da çok ciddi mahiyet farklari var.

Bunlar arasinda, basindan beri nitelik farki vardir ve bu fark niceliksel artislarla kapanmaz; bu ciddi bir yanilgidir. Nitekim T.S. Eliot, 90 sene evvel yazdigi bir siirinde bunu çok güzel anlatiyor:

“Hani o hikmet ki, bilgide kaybettigimiz, /Hani o bilgi ki enformasyonda kaybettigimiz.”

NEYIN PESINDEYIZ? BU ÇOK ÖNEMLI.

Bilginin pesindeyseniz, onun pazari ayri bir pazar.

Malumatin pazari baska bir pazar, enformasyonun pazari baska bir pazar. Gariplerin Kitabi’nda bir söz var: “Deveyi merkep pazarindan arama” diyor.

Önce neyi aradigimizi dogru kestirmemiz gerekir.”

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593