Yeryuvarı her keşfe çıktığında, hani o ağır ağır göğün yüksekleriyle kendini kuran!.. Oralardan dingin dingin seyreylerken âlemi, “Bir varmış bir yokmuş” la Divan-ı İlahi’yi, sanki tavaf’a duran… Kıblesine gönüldaş her varlığın, boşluktaki döner dururluğuyla Hakk’ın birliğine tanıklık eyler gibi!.. Ney’le [1]Naat-ı Şerifte, kendi közünde pişen, [2]tennureli semazen gibi!..
Kim derdi ki kokpitlerin mangal yürek Ünye beyefendisi meslektaşım, lojman komşum, Tuncer şahin kardeşimizin zamansız vefatıyla tekmil pencereleri insanlığa açılan, Ünye Kent Gazetesiyle tanışacağım. Kim derdi ki evrensel yürek saygın gazetenin, konuk bir kalemi olarak, uzaklardan durduğum asker selamımla sevgi, saygı ve hasretle rahmetli can dostumu, siz değerli okurlar huzurunda, yana yakıla anacağım…
Dönemlerinin biz savaş pilotları, bizden önceki ağabeylerimiz gibi, gök hayatın ağır sınavlarında barış için savaşmayı, yürek yürek yaşadık… Uzayın eşiğinde, bulutlar diyarının bereketli yalnızlığını; öykü öykü Azrail soluduğumuz, can pazarı fırtınalarda romanlaştık.
Roman kahramanlarım ve beni, merak ediyorsanız eğer, kim olduğumuza değil; göğün ıssız uzaklarında ne yaparken, neler çektiğimize (!) oralarda ölümlere, yurt sevdası nasıl geldiğimize bakın!..
Atatürk önderliğinin kurucu iradesiyle asilleşmiş; demokratik, [3]laik, sosyal hukuk ilkeli Türkiye Cumhuriyetinin, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” emekçisi, çağdaş insanlık ülküsünün, evrensel terbiyesiyiz.
Gerçektir ki kimimiz kasaba ya da şehirlerin, kırık dökük hayat öykülerinden, kimimizse uzak dağ köylerinin, karasabanla çift sürdüğümüz kırsal bir devranından, siz millet sayesinde, soylu cumhuriyet göklerine, uçak sürmelere gelmişiz…
Bir kurum, bir kuruluş ya da sivil bir örgütü, temsil etme adına, asla burada değiliz biz! Ayrıca, vicdan sayacı sıfırlamış yüreklere, hasım ateşler salıp kindar krizler yaratmasın, lafı eğip bükmeyen hakşinas serzenişlerimiz!.. Biline ki olmuşları sisli sinsiliklere değil, virajsızca yüze döken kadirşinas Anadolu’nun, bizi biz eyleyerek, devlet adabıyla edebileştirdikleriyiz…
Barışa ter, savaşa [4]ser yeminli, sadece hakkın sesi; bir tek halkın nefesi; yalnızca hakikatin Kuvayı Milliyesi, var oluş sebebimiz…
Bayrağıyla yaşadığımız toprakların, toprakları bağrına ağırlaya dünyanın, emperyal baykuşlarla yüzü gülmemiş kuşakların, içli çığlıklarını, yurt sevdalı yüreğimizde duyumsadık…
Kendi çıkarlarına göre pozisyon alan mevki, makam, para kuklalarının; orasını burasını yağmalayıp durdukları dünya gezegenine, gök mekândan hasar tespiti yaptık! Bin bir umutla gelip, örselenerek gitmiş olanca kuşaklar feryadıyla geçmişe bakınmayı, zorunlu ve sorumlu bir insanlık görevi algıladık!..
Diyeceklerimizi, ilahi bildirgelerin tüm insanlığa, çağdaş Anayasalarınsa yurttaşlarına tanıdığı, temel hak ve özgürlüklerle kaleme aldık. Mensubu olduğumuz insanlık coğrafyasının, kanayan yaralarını, duyarlı vicdanımıza dert, hakşinas dilimize adalet, yürekleşmiş kalemimize mürekkep yaptık!..
Elimizden geldiğince, kalemimiz yettiğince, dilimiz döndüğünce, olmuşları gökyüzünden sabrınıza, öykü öykü sunmayı, hakkı hakka hakça veren, yeminli bir vicdanla paylaştık!
02.03.1952 Elazığ Akmezra köy doğumluyum. Yerli ve yabancı emperyalizme sevdalı 1950’li yılların, çağdaşlığa şaşı bakan karanlığında, çatısı kırmızı kiremitli O güzelim okulumuz yıktırılınca, günde on kilometre yaya gidiş-dönüşlü İlkokulu, komşu köy Poyraz’da okudum.
Ortaokul sonrası, edebiyatın Cemil Meriç rahle-i tedrisatlı, çağdaşlığa üniversite adaplı Elazığ Lisesi mezunuyum. Sonrasında hasret, minnet ve özlemle anarken, toplamda 21 yıl görev yaptığım, saygın kutsal ocağım Türk Hava Kuvvetlerinde; Hava Harp Okulu, Uçuş Okulu ve Atış Bombardıman Okullarından geçtim. Atış bombardıman okul birincisi bir Teğmen olarak, şahsıma sunulan tercih hakkıyla Diyarbakır 8’inci Ansa Jet Üssü’nü seçtim. Atandığım Ana Jet Üslerinde, savaş pilotluğuyla eş zamanlı olarak, göklerde öğretmenlik ve zorlu test uçuşları; biyografik tarihimin, Azrail kasırgalı romanlarıdır…
Sonrasında, 22 yıl Türk Hava Yollarında kaptan pilot ve öğretmenlik; 5 yıl Suudi Arabistan Hava Yolları adına, Onur Hava Yollarında kaptan pilot olarak görev yaptım. Gerek ülke gerekse dünya ölçeğinin, Uçuş Eğitim Merkezlerinde ve birçok uçak tiplerinde, tecrübe birikimli pilotlardan biri olarak bilinirim. Bulutlar diyarının, hem yerli hem yabancı aslarından öğrenmelerin, paha biçilmez edinimlerini; ıssız gök uzaklarda özveriyle öğretmenin, bilimsel iştahlı ırgatlığında hasat eyledim.
48 yıl havacılık ömrümün, yarım asra beş kala yıllarını, dünyanın ulusal ve uluslararası gökleriyle yeryüzünün, birçok yerli ve yabancı otellerinde geçirdim. Otel odalarının hüzzam yalnızlığında; okumakla-yazmakla, felsefe-edebiyatla hayatı çoğalmaktı terapim. Ömür denen evrensel insanlaşma yolculuğunda, olası ki sosyokültürel felsefenin, sosyo-politik ve sosyo-psikolojik türbülânslarıyla harlanmıştı gökçeyazın tiryakiliğim…
Gezegenin çağdaşlığa hor bakan diyarlarında; bilim, kültür, sanata; felsefe, edebiyata depresan siyasetin, partizan radyasyonlu kara bulutlarını, insanlığı ayrıştıran, bölüştüren, kamplaştıran, çıkar histerisini hiç sevmedim! Yerküreyi o kadar olmasa da Bulutlar Diyarı’nı delicesine sevdim!.. Yarım asra beş kala yıllarımı, önce yurdum sevdası, sonra ekmek kavgası, o sebeple oralarda geçirdim…
Ellerinize şu an okuduklarınızın oluşmasında, varlığına kitaplar ithaf eylediğim… Ömrüm var oldukça da durmaksızın eyleyeceğim… Onsuz, çorağa döner yüreğimin, o şiirsel Ülkü’sü hayat arkadaşımı… Beni berekete çoğaltanımı… Ve kökleri üstüne gövdelenmiş dürüst çocuklarımı… Mesleki yıllarımın günlerince, gecelerince, gerek yurdum sevdası gerek ekmek kavgası ihmal ettiğimi… Bu sayfalardan itiraf etmek, vicdani bir iletimdir! Ki dahası, insanlığın insan olan insanı (!) hiçbir devrin, hiç kimsenin adamı olmayanı!.. Çağlarının haktan yana, siz ey hakça kahramanları!.. Lütfen hoşgörün e mi şuracıkta siz anmaya ulaşamadıklarım! Belki yazarca değil, şu göklere yazgılı mesleğimin, yerküreye taşmış zamanlarından arttırdıklarım… Belki profesyonelce de değil, öylesine amatörceydi işte sayfalara kazıdıklarım!.. Dilerim bağışlarsınız, var ise kusurlarım!.. En derin saygılarımla değerli okurlarım…
Not: Misafir kalemime beğeni buyurursanız, Rıdvan Aydın’ın “YÜREĞİME SİYAH ÇELENK BIRAKTIM” adlı roman dosyasından devam edecek.
Dünya dualarımız, hakkaniyet vicdanımız, insaniyet pusulamız; umulur ki aklımızdan çıkmasın!.. Yurtsever yüreklerde Şehidân Diyarı’nın, bizi biz yapan birlik beraberliğiyle görüşmek dileğiyle…
[1] İbadetsel övgü
[2] Mevlevi giysisi
[3]Topluma, devlete, insanlığa zarar vermeyen, inanç ya da inançsızlığıyla herkeslerin özgür olması.
[4] Baş, kafa