Bereketi ile gelen insanlar vardır, Mayıs ayı da bol yağmuru ve bereketiyle geldi. Oysa ki, cemreler düşmüş hava ısınmış, baharı atlayıp yaz mevsimine giriş yapmıştık yeniden havalar soğudu. 6 Mayıs Hıdırellez günü yazın başlangıcı kabul ediliyor; yenilenmeye, temizlenmeye ve yeni başlangıçlar yapmaya, ruhumuzu ve bedenimizi havalandırmaya vesile olmasını diliyorum.
Hıdırellezde doğanın yenilenmesini kutlayarak, eskinin izlerinden özgürleşip, yeniye yer açılacağına inanılır. Ateşin üstünden atlamak, kağıda dilekler yazıp gül dalına bağlamak Hıdırellez ritüellerinden. Bereket dağıtan, sıkıntıda olanlara ferahlık veren Hızır ve İlyas yeryüzünde buluştukları gece, birbirlerini aramak için gül kokusunu takip eder, gül ağacına bağlanan dilekleri, çizilen resimleri görüp onlara dokunur ve olması için dua ederlermiş.
Hıdırellez, uğradığı yere bolluk, bereket, zenginlik, huzur ve neşe sunar, dertlilere derman, hastalara şifa verir, bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar, uğur ve kısmet sembolüdür.
Hıdırellez ateşinin neden yakıldığı çeşitli kaynaklarda şöyle açıklanıyor; niyet edilerek üstünden atlanırken ateşin çıkardığı dumanla adeta tütsülenir insan, eskilerden kurtulur, geçmişi geride bırakır, enerjisine sinen geçmişin ağırlığından özgürleşmeyi sağlar. Dolayısıyla insan, üzerine sinen negatif enerjileri de yakmış olur ve hafifler, evimizde güzel kokular yakabiliriz, adaçayı, günlük gibi enerji temizliği yapabiliriz.
Ünye’de Mayıs Yedisi denilen 20 Mayıs’ta benzer kutlamalar yapılırdı benim çocukluğumda. Hızır ve İlyas Peygamberlerin denizin karayla bulunduğu noktada onların da buluştuğuna inanılır “derdim, belam denize” diyerek denize yedi tek bir çift taş atılır, kayıklarla denizde yedi dalgadan geçilir, hayvanlar deniz suyu ile yıkanır, sacayağından atlanır, dilekler dere ile denizin birleştiği kumsala çizilir.