1974 yılında Trabzon’da yükseköğrenim yıllarımda başlamıştım gazeteciliğe.
Yerel bir gazetede muhabir olmuş… 15 gün sonra ise gazete bürosuna çekilmiş, haber metni yazarlığı görevine getirilmiştim.
Sonra ulusal gazete muhabirlikleri… Bölge şefliği… Yazı işleri ve genel yayın yönetmenlikleri… Köşe yazarlığı…
Başka işlerle uğraşsam bile hiç bırakmadığım mesleğim oldu gazetecilik.
Yıl 2024…
50 yıl geride kaldı…
Bir diğer deyişle yarım asrı devirdik gazetecilik sevdamda…
“Sevdam” sözcüğünü özellikle kullandım.
Şunun için;
Yıl 1965, ilkokul 4. sınıftaydık. Öğretmenimiz sınıfta duvar gazetesi çıkaracağımızı söyledi. Bizden de gazeteye koymak için haber yazmamızı istedi.
Aradan bir hafta geçti. Yazdığımız haberleri götürdük. Öğretmenimiz aldı. Aralarından seçim yapacağını… Seçtiklerine gazetede yer vereceğini söyledi.
Bir gün sonra sabah sınıfa girdiğimizde öğretmenimiz haberleri gazeteye raptiyelerle iliştirmişti.
Duvar gazetemizdeki haberlerden üç tanesi benim yazdığım haberlerdi.
Tabi bu duruma ben hem çok şaşırmış hem de çok sevinmiştim.
Haber toplayıp yazmaya devam ettik. Ama her seferinde benim en az iki haberim gazetede yer alırdı.
Öğretmenimiz Halis Yüksel dedi ki bana; “Gazetecilik senin sevdan olmuş, çok sevdiğin gözlerinden okunuyor.”
Öğretmenim çok doğru tespitte bulunmuş… Evet, bu iş benim “sevdam”…
Bu sevda bende hiç sönmemiş, üstelik artarak sürmüş… Doruk noktası ise Ünye Kent Gazetesi olmuştur.
2002 yılında Ali Öztürk’le Şirin Ünye Gazetesinde yollarımız birleşti.
O yıl emekli olmuş, meslek hayatımı sonlandırmıştım.
Ama gazetecilikten ayrılmak, bu sevdayı bırakmak niyetim yoktu.
Ali Öztürk’le başladık. Yeri geldi gece yarılarından sonra evimize gittik. Şirin Ünye’yi aralıksız yayınladık.
Sonra 2008 yılında günlük Ünye Kent Gazetesi’ni çıkarmayı kararlaştırdık.
Taptaze haberleriyle günlük bir gazete sunduk okurlarımıza.
Beğenildik… Övgüler aldık…
Bu beğeni ve övgüler bizi çok daha gayretlendirdi. Sayfa sayımızı artırdık. Köşe yazarlarımıza sayfalarımızı açtık. Kültür-sanat sayfalarımızla dopdolu bir gazete olduk.
Maddi-manevi zorluklar hiç eksik olmadı. Ama biz kararlıydık bu yolu yürümeye… Zorluklardan yılmadık.
Geçtiğimiz hafta 31 Ekim Ünye Kent Gazetesi’nin 16. yaş günüydü.
Pastamızı kestik, kutladık bu güzel günümüzü.
Biliyorum ki, Ünye Kent Gazetesi geçen 16 yılın üzerine çok yıllar koyacak… Yoluna uzun yıllar devam edecek.
Bu sözümde de iddialıyım.
Niye derseniz?
Gazetecilikte ilkeli olmak, ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmak bu işteki kalıcılığın olmazsa olmaz kuralıdır.
Ünye Kent Gazetesi için ilkeli olmak, ta işin başında birinci madde olarak beyinlere nakşedilmiş… Sapmadan, sapıtmadan yola hep böyle devam edilmiş…
Ali Öztürk’ün önderliğinde yürünen bu yolda basın ahlak ilkelerinden asla taviz verilmemiş… Sadece işe odaklanılmış… Daha iyi nasıl olunur konusunda arayışlar hep sürmüş…
Bugün gelinen durumda ise sadece Ünye’nin değil, bölgenin dikkat çeken, okunup takip edilen yayın grubu olmak başarılmıştır.
Süreç, gazete ve dergi yayıncılığı… Sosyal medya ağı… Radyo yayını... Profesyonel sarı basın kartlı ekip… 50’nin üzerindeki köşe yazarıyla her gün gücüne güç katarak devam ediyor.
Bu ilkeli sağlam yürüyüş, başarıyla hep devam etsin temennilerimle gazetemizin 16. yılını kutluyorum.
*********** ************ ***********
Haftaya kadar hoşça kalın…