Sanayileşmenin getirdiği nimetlerle modernleşmeye başlayan insan, kaybetmeye başladığı birçok değerle birlikte dengeyi de kaybetmeye başladı. Dengeyi kaybetmek insanı insanlıktan çıkaracağı gibi tüm mahlûkat için de dünyayı yaşanmaz kılabilir.
İlahi nizamın en güzel surette tecelli ettiği madde âlemindeki dengenin bozulması, insanının sonunu getirebilir. Yüce Allah'ın yeryüzünde kurduğu ve milyonlarca yıldır muazzam şekilde işleyen doğal denge, son birkaç yüz yıldır insan eliyle bozulmaya başladı
Rabbimizin en güzel surette yarattığı ve dünyaya halife yaptığı insan, emanete sahip çıkma konusunda gevşeklik göstermeye başladı.
Nefsinin sonsuz istekleriyle hırs ve tamaha kapılan insan, hakkı olmayan şeylere de el atmaya başladı ve doğal dengeyi bozacak tahribatlara neden olmak üzere.
İnsanın kendi ruhunda bozmaya başladığı ve tüm yeryüzüne sirayet edecek, denge kavramını yeniden tanımlamamız ve bozulmaya başlayan dengeyi onarmamız gerekiyor
Denge fıtrattır. İnsanın yaratılışındaki incelik dengedir. Allahütealâ insanı dengeli yaratmıştır. Bedeni ve ruhuyla bir bütün olan insan muntazam bir dengeye sahiptir.
"Gerçekten biz her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık." (Kamer 49) diyen Rabbimizin kurduğu düzenin bir ferdi olan insan, bu nizamı bozmamak için bu ilahi düzeni çok iyi anlamak mecburiyetindedir.
Çünkü insanı insan yapan değerlerin özü bu ilahi düzende gizlidir. İnsanın bu ilahi düzendeki dengeyi korumak adına çok dikkat etmesi lazımdır
Ölçü ve denge konusunda en güzel örnek sevgili Peygamberimizdir. Efendimizin hayatı ölçü ve denge konusunda tüm zamanların en mükemmelini arz eder. Dengeli olmak isteyen, O'nu örnek almalıdır.
Çünkü Efendimiz, hem Allah Resulü olmanın sorumluluğunu hem de insan olmanın mesuliyetini tam olarak yerine getirmiş, içtimai ve uhrevi meselelerde muhteşem bir denge oluşturmuştur.
İnsan madden ve manen dengeli olmak zorundadır. Dünya hayatı insan için imtihandır.
O halde insan, Dünya ve Ahiret dengesini iyi kurmalıdır. Akıl ve izan sahibi insan bu dengeyi koruma konusunda çok zorlanmaması gerekir.
