M. HASAN ÖZ


İNSANİ DEĞERLERDEN UZAKLAŞMA PANDEMİSİ VE TOPLUMSAL ANOMİ


İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam Bu sözün sözler içinde bir yeri vardı 

İsmet Özel

ÜZÜNTÜM, KAYGIM, BAŞLIĞIM

Bu makalemi son yıllarda yaşadığımız insani özelliklerimizdeki savrulmalardan duyduğum üzüntü ve kaygı dolayısı ile yazıyorum.

Makalemin başlığı da dünya insanlığının ahlaksızlık pandemisi ve ülkemiz insanları olarak yaşadığımız anomiyi (değer yokluğu) dile getirmeyi ifade ediyor.

Aktaracağım bilgiler ise okuduğum dergi, gazete ve kitaplardan derlediğim bilgiler eşliğinde yaptığım yorumlardır.

 

İNSAN DENEN MUHTEŞEM

İnsan, yaratılmışların en şereflisi ve muhteşem bir varlık. İnsanın, birbirleriyle ünsiyetinden dolayı adı insandır. Aynı zamanda Yaratıcımızın yeryüzünde halifesi, ruhundan üflediği, dışındaki tüm varlıkları kendisine boyun eğdirdiği, yeryüzünü imar ve ıslah ile yükümlü sorumluluklarını emredildiği gibi yerine getirirse meleklerden üstün sayılan bir değerli varlıktır. Ancak yaratılış gayesine uygun görevlerini yapmaz ise alçaldığı da ifade edilmektedir ilahi kaynaklarımızda.

İnsan; ünsiyet anlam kökeni ile hemcinsleri ile uyum halinde yaşayan bir varlık iken, nisyan anlam kökeni ile ise kavga eden, kan döken, yeryüzünde fesat çıkaran varlığın adı olmaktadır yine kaynaklarımıza göre.

 

Ne dünyadaki ne de ahiretteki nasibini unutmadan hayatını yaşayan kimse, tabiatına uygun davrandığından dolayı dünyada iç huzuru, ahirette ise mutlu olmanın yolunu bulmuş demektir.

 

İnsan biraz zor olan ahlakiliği bünyesinde taşıyor ise kendisine karşı ve topluma karşı gerekli olan görevleri yerine getirmiş demektir.

Kişinin gayreti eğer ahlaki değilse, yani sahip olduklarını sadece kendisi için kullanıyorsa aslında o birey kendisine zarar veriyor demektir ve bu birçok tehlikeyi bünyesinde barındırmaktadır.

 

PANDEMİ VE ANOMİ

Pandemi kelimesinin tüm dünyada yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen isim olduğunu öğrendik iki buçuk yıllık sıkıntılı geçirdiğimiz süre içerisinde.

Eğer pandemi insanlık boyutunda bir rahatsızlık demekse asıl pandemi ahlak alanında yaşanmaktadır.

Çağımızda insanlık, gelişmiş kabul edilen ülkelerin merkezinden çevreye doğru dalga dalga genişleyen bir ahlaki erozyon yaşamaktadır. Artık uzaklara değil yakınımıza, çevremize bakınca bu dalgadan bizim toplumumuzun da ne kadar etkilendiğini görmek hiç de zor değil; öyle değil mi?

Anomi ise değer yokluğu manasını taşımaktadır. Anomi, toplumun var olmasını sağlayan kuralların çökmesini ifade eder. Değerler ve ilkeler (kurallar) ahlakın birbiri ile bağlantılı iki yönüdür. Ahlak dediğimiz zaman farkında olmadan değerler ve ilkeleri aslında birlikte anmış oluyoruz.

Mesele “ Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma!” ahlaki ilkesi hem saygı, hakkaniyet anlamında bir değer ve hem de doğru hareket etme bağlamında bir kuraldır.

 

TOPLUMU VAR KILAN DEĞERLER

Toplumu var kılan değerlerin temelde iki türlü olduğu ortaya konmuştur. Araç değerler ve yüksek değerler.

Araç değerler, insanların maddi ihtiyaçlarını karşılayan yeme, içme, barınma gibi nesneleri karşılayan ve bunların temin edilmesinde kullanılan para gibi araçlardır.

Yüksek değerler ise, insanın insanlığını ortaya çıkaran, manevi ihtiyaçları gideren, araç değerler gibi hiç kimsenin kişisel çıkarlarına bağlı olmayan, bütün bir toplumu var kılan hak, hukuk, adalet, fedakârlık, dürüstlük gibi değerlerdir. İşte asıl ahlaki değerler bunlardır. Bunların yıkıldığı yer ve zamanlarda, ahlaksızlık dediğimiz haksızlık, adaletsizlik, yalan, sözünde durmama, sahtekârlık gibi sahte ahlak ilkeleri oluşur. Böylece yüksek değerler yerini araç değerlere bırakır ve yüksek değerlere sahip çıkmak neredeyse aptallık sayılır.

Bakalım şimdi etrafımıza neler görüyoruz, dünyaya bakalım neler görüyoruz, ülkemize bakalım neler görüyoruz?

 

MÜCADELE

Nasıl bir pandemi ve anomi içerisindeyiz gözlemleyelim, tespit edelim, teşhis edelim. Nasıl bir mücadele verelim ki, yüksek değerlerimize sahip çıkalım, savrulmaktan kendimizi kurtaralım, kar taneleri gibi birbirimize zarar vermeden yol alabilelim, neslimize sahip çıkalım ve geleceğe yüksek değerleri olan bir toplum kazandıralım.

Mücadele kolay değildir, zordur. Çünkü mücadele edebilecek insanlar bu ortamın dışında değiller. Hem bu süreçten etkilenmek var işin içerisinde hem de mücadele edilirken ortamın mimarları tarafından karalanmak var. Anormal davranışlar normal davranışların yerini almış durumda. Toplum hep saldırı karşısında ve tuzaklara yakalanmaktadır. Toplum ne kadar erozyona uğratılıyorsa kuralsız, uyumsuz, değer yokluğu o kadar az tepki alıyor.

Nasıl sağlık açısından ortaya çıkan pandemi ile mücadele ettiysek, ahlaksızlık pandemisi ile de mücadele etmeliyiz. Önce yüksek değerlerimizi öğrenmek için gayret göstereceğiz, sonra tüm aile fertlerimize bu değerlerimizi benimseteceğiz, içinde bulunduğumuz imtihanı kazanmak için bütün gücümüz ile çalışacağız.

 

YOKSA?

Yoksa aile hayatımızda, sosyal hayatımızda, ticari hayatımızda, siyasi hayatımızda savrulmalar, pandemi, anomi bizi tam manası ile kuşatır. Sonra da kavgalar, facialar, öfke patlamaları, anlayışsızlıklar, hakaretler, vurgunlar, soygunlar, cinayetler, sapıklıklar ve ahlaksızlıklar alır başını gider; dünyamız da ahıretimiz de heba olur.

 

İRADENİN EĞİTİMİ VE ODAKLANMA

Her sabah uyandığımızda önce bu problemin kendi hayatımızda çözümüne odaklanmalıyız.

Başımıza gelmesinden korktuğumuz en kötü şeylere odaklanmak yerine, başımıza gelmesini istediğimiz en güzel şeylere odaklanmalıyız ve irademizi bu yönde pozitif olarak eğitmeliyiz.

 

HİÇBİR GÜÇ!

Mevki, makam, para, şöhret bizi değiştirmesin ve değerlerimizden uzaklaştırmasın diye baştan duruşumuzu ve kararlılığımızı ortaya koymalıyız, tuzaklardan uzak durmaya çalışmalıyız, gereğini yapıp Allah’tan da yardım istemeliyiz ki işimiz kolaylaşsın, yardımı hak edelim.

Allah’ın hak edip merhametine nail olup yardımını gören insana hiçbir güç engel olamaz. Allah’ın yardımı kestiği hiçbir insana da hiçbir güç yardımcı olamaz!

İnsan-ı kâmil olma yolunda okumalar yapalım, sevelim sevilelim.

“Veren de O alan da O nedir senden gidecek?

Telaşını gören de can senin zannedecek!” diyor Necip Fazıl Kısakürek.

Üstad bir de ne diyor bakınız:

Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun.

Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun

 

O demde ki perdeler kalkar perdeler iner,

Azrail’e hoş geldin diyebilmekte hüner.”

 

Dostlar herkes ölecek yaştadır unutmayalım.

Haftalık OKSİJEN Gazetesini,

Aylık UMRAN Dergisini,

Gürbüz Deniz Bey’in yazdığı Anlam ve Varlık Boyutuyla İNSAN Kitabını okumanızı tavsiye ederim.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593