TURGAY GÜVEN


Irak’tan Şam’a Yeni Bir Müslüman Devlet –İŞİD (2)


Kim ve kimler tarafindan gerçeklestirildigi,  dünya kamuoylarinca hala meçhul olan, bu darbe sonrasinda, faturayi, o güne kadar pek önemsemedigi ve Sovyetler sonrasi Afganistan’da,  iktidari ele geçirmesine göz yumdugu, o yillarda mücahitlerin verdikleri egitimle yetismis, ögrenci çocuklarin sonradan olusturdugu, radikal Islam-Taliban ( talebeler ) örgütü ile onlarin çekirdek kurulusu, varlikli ve güçlü kisilerden mütesekkil, ünlü Bin Ladin’in El Kaide örgütü’ne  kesen Amerika, ani bir kararla, elbette  ve  mutlaka, yillarin gizli hazirligiyla, kisa süre sonra, Afganistan’i, daha sonra da Irak’i isgal eder.                                                                   

Amerika’nin Irak’i isgali ve yeni kurulan hükümette,  can ve  mezhepsel düsmanlari   Sii’ler ile etnik düsman  Kürtler’in agirlikli olarak etkin olmasi, hükümetin ilk icraatlarinda, bunca yilin Sünni-Arap  yönetiminden hinç alircasina davranmasi,  baslangiç yillarinda hemen yakininda ki, Avrupali bir esi olan ve Amerika ile iyi iliskileri bulunan, bati egitimli ve kültürlü,  Kral Hüseyin tarafindan yönetilen, kolaylikla geçilebilen ortak sinirlarla ayrilmis, kendi ülkesi, komsu Ürdün yönetimini Islam düsmani ilan eden,  firsat buldukça,  bu ülkede ufak eylemlerle yoksul Sünni kesimlere sesini duyurup, taraftar toplamaya çalisan Zerkavi için, bulunmaz bir firsattir.

Ansar al-Islam ile birlikte, baska birçok irili ufakli radikal Islam guruplarini da bünyesine katar, güç ve etki alani genisler. Çok geçmeden, ana teskilat el Kaide’ye bagliligini da ilan eden örgüt, Irak El-Kaidesi adini alir. Amerika tarafindan isgal edilen Afganistan’dan kaçan,   bir çok, savas tecrübeli militanin yaninda, yeni yeni gençlerinde  katilimiyla, daha da güçlenir. ISID, yillar öncesi içinden dogdugu,  El Kaide’nin önüne geçmekte, yeni bir ortam, yeni siyasi felsefeler, yeni zenginlikler, yeni uluslar arasi aktörler ve yeni silahlarla,  militan siyasi Islam olarak,  rekabette, El Kaide’ye fark atmaktadir.

Örgüt,  2007 yilinda, devlet –emirlik esasina geçtigini ilan eder ve Ebu Ömer el Bagdadi yönetiminde,   yeni kurulan ilk ISID hükümeti ve bakanlar kurulu  açiklanir. Elbette ki, sürekli, savas ve saldiri içinde yasayan  ve teskilat içleri hayli karisik olan bu örgütte, yukarida görüldügü gibi,  ayni zamanda halife olduklarini ve kendilerini,   ebu( baba)  sifatiyla ifade eden yönetici elemanlarin,  hükümleri ve ömürleri, pek uzun sürmemektedir.

Basina 25 milyon dolar ödül konan  Zerkavi , 2006 yilinda bir Amerikan bombardimani sirasinda ölür, yerine  Ayyup el-Masri geçer. Masri’nin  de ( 2010) ölümüyle, sirayla Rashid (Öldü-2010) , Ömer ( öldü-2010 ) ve Bekir  Bagdadi emir olurlar.

Ömer’inde ölümüyle, basa geçen  son isim, Ebu Bekir Bagdadi ‘nin asil adi Ibrahim’dir ve  o nedenle, Halife ebu Ibrahim olarak  ta adlandirilmaktadir. Ebu- baba demektir.Bagdadi Ibrahim, aslinda imamliktan gelmekte ve  Saddam zamaninda Samarra’ da siradan bir cami imamligi yapmaktaydi. Bekir, kendisinin Abbasi kabilelerinin soyundan geldigini iddia etmekte ve halifelik iddialarini Araplarin gözünde hakli  nedenlere dayandirmaya  çalismaktadir. Taktik eylemler konusunda , uzman olabilecek derecede, kurnaz ve yetenekli oldugu söylenmektedir. Ayrica, Ebubekir taraftari olan guruplar, ISID içerisinde,  Irak milliyetçiligi ve Iraklilik davasi gütmekte ve diger guruplar arasinda,  kendilerine,  ayricalik temin ederek, üstünlük saglamaya çalismakta idiler.        

Örgütün yönetiminde ve eylemlerinde, bölgesinde kalan Müslüman toplumlara göz açtirmamakta, Hristiyanlar’a ise,  Islam’da Hristiyanlara uygulanan bir nevi vergi olan, ‘cizye bedeli’  karsiligi, dokunulmamaktadir. Ancak, bir zaman sonra kiliseler kapatilmakta, firsat buldukça yapilan zulüm, iskence ve katliamlar, aleni olarak, dünya kamuoyuna teshir edilmektedir. Örgütün kimseden korkusu yoktur. Ihaneti kesinlikle affetmemekte ve  infazlari, korkunç yöntemlerle  gerçeklestirmektedir.

Örgüt, derdinin, Iran’la ve Iraktaki Sii mezhepli merkezi hükümetle oldugunu, sürekli tekrar ediyor olsa da, Irak’in en büyük petrol rafinerilerinin bulundugu Musul’u isgalden sonra,   Ortadogu’nun Arabistan’dan sonraki en büyük petrol petrol bölgesi, Kerkük’ü de tehdid etmesi, isgal edilen yerlerin konumlari ile sürekli Sii  ve Amerikan askeri hedeflerine saldirirken, Iran ve Irak’la ticari isbirligi yapan ülkeleri dahi tehdid ederken,  göstermelik bile olsa,  Israil’e karsi tek mermi atmamasi,   konunun gerisinde petrolün bulundugunu, gün gibi belli ediyordu.

Yillar hizla akip geçmektedir. Örgüt degisik yerlerdeki örgütlere ve hedeflere düzenledigi, büyüklü küçüklü,  birçok kanli eyleminin yaninda, hakimiyet kuramadigi bir çok yerlerde de,  etkinlik gösterilerine kalkismakta,  Irak’ta  ve genellikle de Baskent Bagdat’ta, aralarinda Bagdat kilisesi ve Irak Merkez Bankasi’nin da bulundugu bir çok yere, araliklarla düzenledigi bombali saldirilarla, toplu ölümlere neden olmustur.

Artik modasinin geçtigi söylenen ve genç Islamci-cihatçilar arasinda, artik, fazla bir ragbet bulamayan, etkisi gün den güne azalmakta olan EL-Kaide’nin yerini, güçlü ataklarla  ISID doldurmaktadir. Amerika tarafindan öldürülen  El Kaide lideri Bin Ladin’in yerine geçen,  El Kaide lideri Zevahiri, örgütü tasfiye edecegini açiklasa da,  basaramaz.  El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi araciligiyla, örgütün, o günkü lideri Ebu Ömer Bagdadi’ye söz ve güç geçiremeyince de,  iliskisini kestigini açiklamaktan baska elinden bir sey gelmez.         

Örgüt, bilinen adiyla Irak Sam Islam Devleti, kisaca ISID olarak anilir. Ingilizce ISIS, Türkçe  ISID olarak okunur. Bazen Sam yerine Levant-Dogu Akdeniz adini da kullanmakta olan örgütün, Arapça adi,  El- Devlet’ül  Islamiyyetü fi’l Iraki ve’s Sam, kisaca, DEAS  olarak ta geçer. Müslüman ülkeler,  dünya kamuoyunda yerlesen kötü söhretinden dolayi, ISID’i kullanmazlar, DEAS derler.  Örgütün slogani olan, ‘Bakiyetün ve Tetameddet- sonsuz genisleme’ deyimi, gereginde mecazi anlamda, ölümden sonrada yasam, cennete yükselis imalari da uyandiran, bazi  uhrevi anlamlar da ifade ediyor olsa da, belli olan bir sey vardir ki , örgüt, petrol bölgesi Kerkük’ten, batiya açilan limanlarla dolu Akdeniz’e kadar  uzanan, bir bölgede, hakimiyet hedefi gütmektedir.

Irak’in isgal yillarinda ele geçirdigi,  Irak’in Bakuba kentini baskent ilan eden örgüt  ve Suriye iç savasi sirasinda da, Suriye’nin Halep bölgesinde varligini güçlendirir ve eskiden beri, stratejik bir konumda olan, Rakka’yi da  isgal eder. Ebu Bekir Bagdadi, halifeligini ilan eder ve emirligin adini Islam Devleti yapar.             

Siyah kare bir  zemin ve  üzerinde peygamberin mührü oldugu, Muhammed yazdigi belirtilen beyaz bir Arapça ve yazi ile sekillenen, bir bayraklari ve armalari vardir.   

ISID konvoylar halinde, sehirlere girmekte, en azgin fanatik dini   uygulamalari dayatmakta ve  karsi çikan herkesi mürted, yani  dinden dönmüs ilan etmektedir. (Devami var)

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593