Kusursuz ve noksansız olmak anlamındaki kemal sıfatı Allah’a mahsustur. Allah hem zatı itibariyle hem de yarattıkları itibariyle en mükemmel olandır. Yarattığı her şey O’nun kudretini ortaya koymaktadır. Nitekim “O ki, birbiri ile ahenktar yediği göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk 3,4 )
Nitekim başka bir ayette Rabbimiz “Biz insanı en güzel biçimde yarattık ”(Tin 4 ) derken insanı ruh ve beden kabiliyetleri bakımından canlıların en mükemmeli kılmıştır.
Bu ve benzeri ayetler bize şunu öğretmiştir. Her işimizi, amelimizi güzel yapmak, sağlam yapmak, sonunda mutlu ve memnun olmaktır. Aslında her kişi bir başkası adına da yapsak, o iş bize aittir. İşinde, amelinde düzgün olan, iyilik yapmış olur. İşini en güzel bir şekilde tamamlamış olur. Bir işi gayesine, amacına istenilen şekline uygun yapmış olur. Rabbimizin, yaptığınızı güzel yapın; Allah güzel iş yapanları sever .(Bakara 195) buyurması, Peygamberimizin Allah, amel sahibinin (iş adamının) iş yapınca iyi ve güzel yapmasını sever.(tebarani) ifadesi bize önemli bir hakikati göstermektedir.
İşimizi sağlam ve güzel yapmakla aslında kendi hayatımızı güzelleştirmiş oluruz. İbadetlerinde ki özen ve hassasiyet Allah’a olan sadakatini, dünyadaki işlerindeki titizlik ve caba insanlara olan saygını, yaratılmış bütün canlılara davranışın ve hassasiyetin insanlığını ortaya çıkarmaktadır. Aksi takdirde, “sonra onu aşağıların aşağısına indirdik” (Tin 5) ifadesinin muhatabı olmak zorunda kalır ki insan, Allah korusun.
Nasıl ki bir insanın doğru sözlü ve güvenilir olması itimadını, her yerde nam salıp hakkındaki kanaati onu doğruluyorsa, işini iyi yapanın, çalmadan çırpmadan yapanın, hileye hurdaya başvurmadan yapanında durumunu da ortaya çıkarmaktadır. Bu durum klasik ifadeyle yaptıklarınız, yapacaklarınızın teminatı diye tarif edilmektedir.
Bu gün buna ne kadarda ihtiyacımız vardır. Milletlerin, devletlerin ilerlemesi, yükselmesi, tamda bu hassasiyetle alakalıdır. İşte bu hassasiyet bizlerde daha çok olması gereken bir zorunluluktur.
Bir işin, bir görevin, ödevin güzel yapılması, sağlam yapılması hassasiyet gösterilmesi ne demektir?
Eğer bir devlet memuru iseniz, bindiğiniz araçtan kullandığınız masaya, kaleme, elektriğe suya kadar her konuda itinalı olabilmek, kendinizinmiş gibi dikkat edebilmektir. Eğer bir iş yerinde çalışıyorsanız yaptığınız iş ne olursa olsun kendi işiniz gibi itinalı ve dikkatli olabilmektir. Eğer bir müteahhit bir inşaat ustası iseniz o binayı, o iş yerini vs kendinize yapıyor gibi sağlam ve tasarruflu yapmaktır. Hiç bir malzemesini eksik kullanmadan yapmaktır. Eğer bir öğrenci bir öğretici iseniz kendi çocuklarınız gibi güzel yetiştirmek gayretinde olmaktır.. Hayata dair daha çok misaller verilebilir/konuşulabilir.
İbadetlerde böyledir. Güzel bir abdest almak, usulüne, tertibe uymak, suyu uygun kullanmak namaz için güzel bir hazırlıktır. Sonra tadili erkânına uygun bir namaz eda etmekte böyledir.
İnsanın hem bedenini hem de ruhunu en güzel yaratan Allah kulundan da yaptığı işleri, amelleri en güzel yapmasını istemektedir. Dünyamızı ve ukbamızı en güzel şekilde imar ve ihya edebilmek için. İyi bir mümin, iyi bir baba, komşu, olabilmek için. Devlet ve millet olarak en önde olabilmek için. Bütün insanlığa her halimizle örnek ve önder olabilmek için. Nihayetinde Allah’ın rızasına erebilmek için.
Allah’ın emirleri Efendimizin söz ve filleri hayat rehberimiz olsun diyor sizleri
Allah’a emanet ediyorum.
