İsrail belli ki Yunanistan’ın saplantı halindeki magali idea ideolojisinden kurtulamadığı gibi, arz-ı mevud ideolojisi saplantısından arınamıyor.
İsrail sergilediği bu Siyonist ve sakat siyasetiyle çatışmayı orta doğuya yaymaya çalışıyor.
İsrail ordusu Filistin’de Hamas ve halkı sindirmekle kalmayıp, İran’ın taşeronları olan Lübnan, Irak ve Suriye’deki Hizbullah ile Yemen deki Husi’lerin gücünü tamamen yok ettikten sonra da durmayacaktır.
Ne yapacaktır? Amerika’nın işaretine ve Dünyanın tepkisine göre ya kısa bir soğutma unutturma tutumu sergileyecek, ya da Amerika’nın bu hızla devam demesi durumunda çeşitli taktiksel aşamaları kullanarak savaşı Türkiye’n inde içinde olduğu coğrafyaya yayacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımız da İsrail’in vaat edilmiş topraklar hezeyanına dikkat çekmiştir.
ABD başta olmak üzere siyaseti ve medyasıyla batı dünyası İsrail’in kıyamet senaryolarına her türlü desteği veriyor. Destekçiler Siyonistlerin soykırım projelerini İsrail’in kendi savaşı diye perdelemeye çalışıyorlar.
Batının bu sınırsız desteğini gören Bünyamin Netenyahu, içeride ve dışarıda sıkışmasına rağmen pes etmiyor. Kişisel savaşı ile birleştirdiği Siyonist işgal planlarını diğer ülkelere yaymaya çalışıyor.
Bölgesel savaş senaryosunun ilk ayağı olarak, yayılmacı politikasını Nasrallah’ı öldürerek[D1] Lübnan’dan başlattı.
Netenyahu’nun bundan sonraki adımı bölgedeki bütün direniş gruplarını İsrail ile savaşmaya çağıran İran’a yürümek olacaktır.
Ancak İran hayli zamandır sürdürdüğü sözlü mesajlarını kenara bırakıp fırlattığı 500 adet füzeyle İsrail’in demir kubbesini delerek MOSSAD merkezinin yakınlarını ve birçok merkezi vurdu.
İsrail ilk şaşkınlıktan sonra rezil olduğu durumu saklamak için basına sansür uyguladı.
Hükümet sansür uygulayadursun, İsrail ordusu hava üslerinin zarar gördüğünü kabul etti.
İsrail devlet kanalı ise başkent Tel Aviv’in kuzeyinde 100 evin hasar gördüğünü duyurdu.
Batının desteği ve İsrail’in delinmez diye övündüğü demir kubbenin İran füzelerince delinmesinin yarattığı şaşkınlık bir tarafa, İran füzelerinin yaydığı korku yüzünden sadece 10 milyon İsrailli sığınaklara saklanmadı, bilakis cani Netenyahu ve Bakanlar kuruluda saatlerce sığınaktan çıkamadı.
İsrail’in sarsıntısı bununla da kalmadı, Hizbullah’ın baskını sonucu 14 İsrail askeri öldü.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu günlerde İsrail’in vaad edilmiş topraklar hezeyanının Türkiye’yi içine aldığı mealindeki açıklamasını birkaç defa yapması tedirginlik yaratmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın elbet vardır bir bildiği. Ancak bu düşüncesini devletin üst düzey ilgilileri ile yapması tabii ve elzem olmakla birlikte, direkt kamuoyuna açıklaması lüzumsuz oldu gibi düşünülmektedir.
İsrail ve büyük İsrail olan Amerika Türk milletinin gözü karalığını, hele Amerikan genelkurmayının Türk askerinin cesareti, feraseti, kurmay zekâsı disiplini ve eğitim düzeyini çok iyi bilmektedirler.
İsterseniz bunu ben anlatmayayım da eski CİA başkanı Orgeneral David Petraeusa anlatsın:
Türk askeri dediğinizde durup iki defa düşünmek lazım. Türklerden bahsediyoruz. Kontrolümüzdeki Araplardan değil. Düzenli taktik ve bizde bile olmayan disiplinli bir orduya sahipler. Geri çekilme gibi bir huyları yok. Ve bu olasılığı hiç düşünmüyorlar. Topyekûn savaşan bir millet. Olasılık hesapları yapmıyorlar. Akıllarında toprakları ve dinleri varsa kaygılanıp sonlarını düşünmüyorlar.
Son iki yıl içerisinde ABD PYD’ye teknik bilgi aktarımı ve çeşitli destek vermiş ama Türkiye karşısında hiçbir başarı sağlanamamıştır. Bunu söylememem gerekir, sırf bu yüzden onlarca ABD’li general ya emekli edildi ya da kovuldu.
General David doğru söylemiş. İsrail aklını başına toplamalı, bizimde başımızı belaya sokmamalı.
Dünya İsrail’in şımarıklığına bir dur demeli artık. Aksi takdirde tarih medeni dünya maskeli canavarlıktan hesap soracaktır. Mazlumun ahı ise kimsenin yanına kar kalmayacaktır