Kadinlara dair milyonlarca kelimeler söylenip duruldu yillarca.
Cümleler kuruldu, yasamlar sunuldu, ev bark olduruldu güya…
Iki tatli söze kandirilip, bin asir aciya mahkum edilen, aciyla yogrulmus kadinlar oldu yine ön safta..
Yasam haklari ellerinden alinan kadinlardan bahsediyorum. Gözün görmedigi, kulagin isitmedigi çaresiz kalan milyonlarca kadin..
Kadinlarimiz…
Oysa ki basarilarimiz da vardi bizim!
Tamamlanmasi gereken ama hep yarim birakilan islerimiz.
Daginik kalan, içimizde yüregimizde kalan harabelerimiz…
Toparlanmaliydi birseyler gözümüzde, toplu kalmaliydi..
Daginik kalan ev bark degildi aslinda!
Gönül daginikligi vardi içimizde bir yerlerde...
Emeklerimiz ve daha fazlasi da sabrimizdi yetersiz biraktirilan…
Herseye ragmen yüzümüze kondurdugumuz o sil bastan olan tebessümlerimizi de eksik etmeden yasamaya gayret gösterdik..
Bütün bu zorluklara ragmen bile umudunu yitirmez çünkü kadin dedigin. Yasama dair tutunmak için de sebep arar durur. Sorgulamaz hiçbir seyi. Olabildigine yakin en güzelini sunar gül bahçesine insanin.
Verilen kiymeti taçlandirir. Bas taci eder yüregiyle sardigi herkesi. Tek bir gayesi vardi kadinin. Kiymetinin bilinmesi…
Kimi zaman bunlardan biri olduk bizler de..
Ana- babadan yoksun, esle imtihan edilen veyahut etmek zorunda birakilan, çocuklarinin gelecekleri ugruna da kendini yok sayan, belki de saydiran kadinlar…
Herseyden herkesten bir parçaydik aslinda kadin olarak…
Milyonlarca benzer yasamlara sahip, zayif halkalar içinde kocaman güçlü kadinlardik yine de herseye ragmen..
Ve siz beyler!
Sizlere gül bahçesini sunan kadinlariniza hakettigi degerini bir gün degil her gün vermeniz dilegiyle…
Sevgiyle…


