UZM. DR. ALİ COŞKUN


Kanser tehlikesi var mı ?


Bundan sadece 20 yıl önce tüm dünyadaki ölüm nedenleri istatistiğinde kalp hastalıkları ilk sırada iken, bu gün ilk sırayı maalesef bir başka düşman ‘’  kanserden ölümler ‘’ almış durumdadır. Bu durum, düzensiz hayatı, gece yaşantısı, uykusuzluk, stres, depresyon ve alkol tüketimi ile öne çıkan Avrupa ve batı toplumlarında daha da fazladır. 

Şanslıyız, ülkemizde kanserden ölümler hala ikinci sırada, ama belli ki çok yakın bir gelecekte bu konuda dünya ile aynı duruma gelme endişesini taşımaktayız.

 

Ölümün iyisi kötüsü olmaz, kalpten ölümler de bir tehlikedir ama kanserden ölümlerin artmasında insanoğlunun çok büyük katkısı var. 

 

Etrafımızı çevreleyen Tüm radyoaktif saçılmalar kanser nedeni olabilmektedir. 

Yanı başımızdaki Çernobil faciası hala hatırımızda. 

 

Kanseri birçok dış ve iç faktörler tetikleyebilmektedir. Yaşadığımız coğrafyanın şartları, cinsiyet, yaşın ilerlemesi, sosyoekonomik durum, mesleki özellikler, genetik yatkınlık, vs. Birçok faktör kanseri tetikleyebilmektedir.

 

Coğrafyanın etkisini mide kanserlerini daha çok Asya kıtasında, kolon kanserlerini de en çok Avrupa, kanada ( kuzey Amerika kıtası ) ve Avustralya’da görerek anlıyoruz.

Coğrafya, meme kanserlerinde de rol oynamaktadır. Meme kanserleri dünyada en çok kuzey Amerika kıtasında ve Avrupa kıtasında ve Avustralya’da görülmektedir.

Ayrıca Arjantin’de de meme kanseri sıklığı fazladır.

 

Cinsiyete göre de kanserler, her iki cinste farklı sıklıkta görülürler. 

 

Erkeklerde en sık görülen kanser soluk borusu ve akciğer kanserleridir. Erkekte görülen kanserlerin yarısından fazlasıdır. Erkekte ikinci sıklıkta görülen, hatta erkekte görülen kanserlerin üçte birini oluşturan kanser ise prostat kanserleridir. 

 

Kadında ise ilk sırada meme kanserleri, ikinci sıklıkta ise tiroid kanserleri var. 

 

Her iki cinste de üçüncü sıklıkta görülen kanser kolon kanserleridir.

 

Çevresel faktörler giderek doğallıktan daha çok uzaklaşarak, kanser zeminine kaymaktadır. Dünyada artan karbon oranı, plastik eşyaların kaybolmayışı, tarımsal ve hayvansal gıdalardan soframıza kadar gelebilen ilaçlar, kimyasallar, güneşin artık zararlı hale gelen ışımaları, mesleki tehlikeler, sigara dumanı, alkol tüketiminin artması, biyolojik karsinojenler, obezite, fiziksel aktivitenin masa başına hapsedilmesi, az su içilmesi, viral enfeksiyonlar, kontrolsüz birden fazla eşle cinsellik deneyimleri ( rahim ağzı kanseri açısından ), hiç doğum yapmamış kadınların ( meme, rahim ve yumurtalık kanserleri açısından ) üzerindeki riskler, ve daha bir çok faktör, kansere ciddi oranda zemin hazırlayabilmektedir.

 

Önlem için Yapılması gereken çok şey var aslında ama bunun için yaşam şeklimizi yeniden gözden geçirmeli ve zararlı öğeleri bertaraf etmenin çarelerine yönelmeliyiz.

 

Kanser ile mücadele için öneriler: 

 

Cam bardak ile Bol su tüketip, daha fazla yürümeye çalışarak ilk adımı atabiliriz.

Karton bardak veya plastik bardakları, özellikle sıcak içecek içmek istediğimizde hayatımızdan çıkarabiliriz. Cam bardak en sağlıklısıdır. 

 

Sebze ve meyvenin, hatta kırmızı olsun beyaz olsun etlerin her zaman en doğal ve organik olanlarına yönelebiliriz. Kızartılmış, ateşte yakılarak karartılmış, neredeyse kömürleşmiş erlerden uzak durmalıyız. 

 

Stresten uzak durup, boş zamanlarımızı yeşil alanlarda geçirebiliriz, havuz veya denizde rahat bir hızda yüzebiliriz. 

 

Hayatımızda sentetik / doğal oranını ne kadar azaltabilirsek, o kadar oranda kendimizi de kanserden korumuş olabiliriz.

 

Kanser oluştuktan sonra, yönetilmesi ve tedavi edilmesi gereken bir süreç ve bu süreci en başında yakalayabilmek, hayatımıza büyük avantaj sağlar. 

O nedenle düzenli aralıklarla hekim muayenesi ve Check Up tahlilleri geleceğimiz için çok önemli olacaktır.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593