Asr-ı Saadet devri ve Osmanlı dönemi hariç orta doğuda huzur görülmemiştir.
Osmanlı Araplardan faydalanmaktan ziyade bölgenin hamisi, kutsal toprakların hadimi olmuştur.
Buna rağmen, başta Mekke Şerifi Hüseyin ve çocukları olmak üzere Araplar İngilizlerle işbirliği yapıp birinci Dünya savaşında bizleri arkamızdan hançerlemişlerdir.
Arap halkının birinci dünya savaşında Türklere karşı yaptığı hainliğin başını Hz Muhammed’in soyundan geldiği söylenen Şerif Hüseyin çekmiş, çoğunlukla Araplar isyana katılmışlar, İngilizlerle bir olmuş Türkleri arkadan vurmuşlardır.
İsyanı İngiliz casuslarla başlatan Şerif Hüseyin, İngilizlerin yemlemesi ile kendini Kral ve Halife ilan etmiştir. Ama Krallığından sonra ilan ettiği Halifeliğini birkaç kabileden başka kimse tanımamıştır.
Sultan Abdülhamit zamanında bağımsızlık hevesine düştüğü fark edilince bulunduğu İstanbul’dan ayrılması yasaklandı… Senelerce evinden dışarıya adım atamadı. Ama Abdülhamid’i deviren İttihatçılar akıl almaz bir iş yaptılar, Hüseyin’i Mekke’ye Emir tayin ettiler.
İttihatçıların bu hatasıyla Mekke Emiri olan Hüseyin rahat durmadı, İngiliz casuslarıyla işbirliği yapıp Türklere kalleşlik yaptı, kendisini Arabistan Kralı ilan etti. Çocukları da Irak, Ürdün ve Suriye’de Kral oldular.
Ama bu nankör adamı İngilizlerin Kral yapması, dolayısıyla Türklere kalleşlik yapması, kendisine bir şey kazandırmadı… Sonraki yıllarda Suudi Arabistan Krallığını Arabistan’ın şimdiki hâkimi olan Suudi hanedanının kurucusu İbn-i Suud’a terk edip Kıbrıs’a kaçmak zorunda kaldı. Şerif Hüseyin, 1931 yılında Amman’da sürgünde öldü. Başında bekleyenler, ölümünden birkaç gün önce, Hüseyin’in Osmanlı’ya kılıç çekmemeliydim, ihanetimin bedelini ödüyorum’’ diye sayıkladığını ve liderliğini yaptığı isyanın ailesinin üzerine lanetler getirmesi korkularıyla can verdiğini söylediler.
Gerçekten oğulları ve torunları ya askeri darbeler, ya kazalarla, ya da şaibeli hastalıklarla öldüler.
Çünkü onların hainliği sebebi binlerce Osmanlı askeri çöllerde şehit düşmüştü.
Mekke Şerifi Hüseyin’in Osmanlıya açtığı isyana diğer Araplar gibi, Filistin Arapları ‘da katılmışlardı.
Yıl 1915.Filistinliler Türk askerlerine cephe gerisinden saldırmış, 14 bin askerin şehit olmasına sebep olmuşlardır… 1917 Filistinli Araplar İngiliz Lawrence ile işbirliği ile Akabede Türk askerlerini katlettiler. Aynı yıl Kudüs İngilizlere teslim edildi. İngiliz General Kudüs’e girerken, Filistinli Araplar ‘’El nebi sloganlarıyla’’ karşıladılar. !974 yılında yaptığımız Kıbrıs harekâtında Kocatepe muhribimiz battı. O sırada Filistin Kurtuluş örgütü EOKA Rum terör örgütünü eğitiyordu. Denizdeki askerlerimizi Yahudi balıkçılar kurtardılar.
1978 Filistin kurtuluş Örgütü PKK’ya kucak açıyor, PKK’ ya Lübnan’ın Beka vadisinde silahlı eğitim veriyor, Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunuyordu. 1979 Ankara’da bulunan Mısır Büyükelçiliği Filistinliler tarafından basıldı, iki güvenlik mensubumuz şehit edildi.
1980 Filistin kurtuluş Halk cephesi lideri Habash, Lübnan’ın sidon şehrindeki kamplarını Diplomatlarımızı katleden asala örgütüne açtı.
Eski Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat Ermenistan’ın Karabağ işgaline ve Ermeni katliamlarına destek verdi.
1993, Filistinli Araplar, Mesut Barzani’nin ‘’ bağımsız Kürdistan’’ fikrine destek oldu.
2009, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Kıbrıs’ta Türklerin işgalci olduklarını, Rumların tüm tezlerini desteklediklerini açıkladı.
2019,Türkiye’nin Suriye’de başlattığı ‘’barış pınarı harekâtı’’ için Filistin’in de içinde olduğu’’ Arap birliği, kınama mesajı yayınladı.
2020, Filistin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak iddialarına karşı olarak kurulan Doğu Akdeniz Gaz forumuna üye oldu… Yunanistan, Mısır, Kıbrıs Rum kesimi ile birlikte Türkiye’nin mavi vatan tezine karşı cephe aldı.
2020, Filistin, Çin’in Uygur Türklerine yaptığı soykırımı destekler mahiyette açıklamalar yaptı, Çin’in Uygur Türkleri politikasını desteklediklerini söyledi.
Daha neler var da, yerim dar, yazamıyorum… Bunları sadece bilelim istedim… Tekrar söylüyorum, bütün bunlar Filistin halkının katledilmesine göz yummamızı gerektirmez, İsrail’in hukuk tanımaz uygulamalarına meşrutiyet kazandırmaz. ABD ve batı ülkeleri İsraillin yaptığı katliamlardan sorumludur… İsrail’in Filistin halkına yaptığı acımasızca zulmün durdurulması, Dünyanın üzerine borçtur. İsrail yöneticileri savaş suçu işlemişlerdir, uluslar arası mahkemelerde yargılanmadırlar. Murat Bardakçının kaynaklarından yararlandım


