AHMET DERYA VARİLCİ


Karadeniz Arkeolojisi – Antik Roma Yolları


Antik Roma’nın ihtişamla anılan birçok özelliği vardı. Gladyatörler, parlak zaferler ve çılgın imparatorlar bunlardan sadece bir kaçı. Ancak Roma’nın tarihe armağan ettiği en kalıcı yapı, daha önce bahsettiğimiz gibi 322.000 km uzunluğundaki yollardı.

Birbirine bir ağ sistemiyle bağlanan bu yolların teknolojisi Etrüsklerden miras kalmıştır. Bu yollarla ilgili standartlar, MÖ. 451-452’de 12 Levha Kanunları ile belirlenmiştir. 12 Levha Kanunları tarihe mal olmuş en eski yazılı ilkelerdi. 12 bronz levha üzerine yazılan bu kanunlarda yargılama, özel mülkiyet, suç, ceza ve yurttaşlık hakları ile ilgili prosedürlerin yanı sıra, düz ve kavisli yollar için ayrı ayrı belirlenen ölçüler yer almaktaydı.[1]

Roma yol yapımında işçi istihdam edilirken daha çok kölelerden ve zorunlu çalışmaya mahkûm edilmiş suçlulardan yararlanılırdı. Ordu mensupları, askeri mühendisler ve lejyonlar da yol inşasının bir parçası olarak görev almaktaydı. Fethedilen bölgelerde ise ağırlıklı olarak esir edilen yerel unsurlar kullanılırdı. 

Yollar için kullanılan malzemeler taş ocaklarından taşınıyor yahut yakın bölgelerden ithal ediyorlardı.

 

Yolların Adlandırılması

 

Antik Roma yolları Latince "viae" olarak isimlendirilirdi. Kökeni Latince vehere yani taşıma, getirme ve götürme anlamına gelen sözcüğe dayanıyordu. Belirli Antik Roma yolları özel bir isim taşımaktaydı. Özel yol ismi, çok kere yolu yapmak için emri veren devlet görevlisi censor’ün adını taşıyordu. Censor, Roma Cumhuriyeti zamanında en yüksek devlet rütbesi olan konsül’ün bir altıydı. Yollara adını veren censorlar, sonradan konsül rütbesini taşısalar da yol ismi censor rütbesinde iken verdikleri emire dayanmaktadır. 

Roma yolunda büyük bir değişim yapıldığında; yol sathınım tümünü değiştirilmesi veya yol güzergâhının değişmesi durumunda isim tümüyle değiştirilebilirdi. 

Roma yolları, küçük yerel yollardan şehirleri, büyük kasabaları ve askeri üsleri birbirine bağlamak için inşa edilen geniş, uzun mesafeli yollara kadar çeşitli türlerdeydi. Bu ana yollar genellikle taş döşeli ve metal kaplıydı; drenaj için bombeliydi ve patikalar, at yolları ve drenaj hendekleriyle çevriliydi.

Ticaret için bariz avantajları olmasına rağmen, yollar birincil ticaret kaynağı olmadı. Karayollarında gerçekleşen ticaret ve ulaşımın çoğu kısa rotalarla sınırlıydı, çünkü deniz trafiği çok daha cazip bir alternatifti. Karayolları, malların kaynaktan doğrudan yakındaki bir limana taşınmasını kolaylaştırıyordu veya lejyoner malzemeleri deniz yoluyla nihai mesafelerine kara yoluyla taşınabiliyordu. En yoğun kullanılan yollar, iç kesimlerdeki kasabaları eyaletlerdeki yakın limanlara ve Ostia gibi limanlardan İtalya'daki Roma'ya bağlayan yollardı.

Roma’da takriben 37 yol inşa edilmişti. Bu yolların inşa tarihlerine göre en önemlileri:  Via Sacra, Via Campania, Via Salaria, Via Latina, Via Appia, Via Flaminia, Via Aemilia, Via Egnatia ve Via Sebaste idi.

Appian Yolu: Via Appia, en ünlü Antik Roma yoludur. Censor Appius Claudius Caecus tarafından Roma ile Campania ve Capua‟yı birbirine bağlayan askerî bir yol olarak inşa edildi. Via Appia en eski ve başlıca Roma rotalarından biridir. MÖ. 312 yılında açılmıştır. Roma’dan Boville’ye (yak. 18 km) uzanan bu yol, dünyada en iyi muhafaza edilmiş yollardan biridir. Via Appia, ünü ilk muhteşem ölçü ve bilimsel temeller üzerine konulmasından gelmektedir. Bu yol üstesinden gelinmesi gerekilen çok sert doğal engellere sahipti ama uygulanan yöntem sayesinde köprüler ve geçitler inşa edilerek bu zorlukların üstesinden gelindi ve tamamlandığında yolların kralı unvanını almaya hak kazandı.[2]

Via Sacra (Kutsal Yol): Antik Roma’nın ana caddesi olan bu yolun Roma tarihi için ayrı bir önemi vardır. Roma’daki 7 tepeden biri olan Palatinus tepesi üzerine Romulus‘un ilk şehri kurduğu noktada başlar, Capitolium tepesine ulaşır.[3]

Via Campana: Tiber Nehri’nin kara bağlantısı olan bu yol, nehrin kıyısındaki vadi boyunca ilerleyerek Roma önlerine gelir.

Via Salaria: Kim tarafından ve kaç tarihinde inşa edildiği bilinmeyen bu yol, başlangıçta Roma’da Via Campana’nın bittiği yerden başlar ve tuz bu yol vasıtası ile Sabinler bölgesine ve Orta İtalya’ya sevk edilirdi. 60

Via Latina: En eski Roma yollarından biridir. Roma’yı Beneventum’a bağlar. 

Via Flaminia: Gaius Flaminius tarafından MÖ. 220 inşa edildi. Roma’dan Apennine Dağları üzerinden Ariminum’a ulaşır ve Roma’yı Adriyatik Denizi’ne bağlar.

Via Aemilia: En önemli Roma anayollarından biridir Kuzey İtalya Ovası’nda, Ariminium’dan yani Via Flaminia’nın bittiği yerden başlar ve kuzeydoğuya doğru (283 km) Placentia’ya uzanır; Ravenna hariç, bölgenin en önemli şehirlerini Roma’ya bağlar.[4]

 

Anadolu’da Antik Roma Yolları

 

Sebaste Yolu: Roma’nın Anadolu’da inşa ettiği en önemli yoldur. MÖ. 6’da Augustus tarafından inşa edilen Via Sebaste, Ramsay’in araştırması esnasında ortaya çıkarılan mil taşı sayesinde varlığı ve güzergâhı tespit edildi.[5]

Via Sebaste, Lykaonia ve Galatia Bölgeleri’ni Akdeniz’e bağlayan en kısa yollardan biridir. Seydişehir’den geçerek Toroslar üzerinden Alanya’ya ve Antalya’ya ulaşır. Suğla (Trogitis) Gölü’nün kuzeyinden geçerek Isauria’ya ve Akdeniz’e ulaşır.

Via Sebaste, MÖ 6 yılında Romalı vali Cornutus Arruntius Aquila tarafından inşa edilen askeri bir yoldur. Pisidia’daki Antiocheia’dan başlayarak Taurus Dağları’nı aşarak Perge’ye ulaşır ve Roma kontrolü için stratejik öneme sahiptir. Yol, 6-8 metre genişliğinde olup tekerlekli araçların geçişine uygundu. Aziz Pavlus’un birinci misyonerlik yolculuğunda burayı kullanmış olabileceği düşünülmektedir. Roma döneminde iki kez büyük onarım görmüş, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde daraltılarak basamaklı hale getirilmiştir ve 19. yüzyıla kadar kullanılmıştır.[6]

Anadolu’da yolların inşa edilme gayesi, merkezi yapıyı güçlendirmek ve eyaletleri Roma’ya bağlamaktı. MÖ. 129’da Prokonsül Manius Aquilius, Asia eyaletinin yollarını tanzim ederek Roma için bu bölgede meydana gelecek tehlikelerin önüne geçmeye çalışmıştır.[7]

 

Anadolu’da Roma Egemenliği

 

Augustus Actium Savaşı’ndan sonra en önemli mücadeleyi Anadolu’da Homonadlar’a karşı vermiştir. Augustus’un görevlendirmesiyle Public Sulpicius Quirinus bölgeyi Roma hâkimiyetine tâbi kılacak ilk atılımı yapmış ve bu savaşla bölgeyi tamamıyla Roma hâkimiyetine almıştır.[8]

Roma’nın hâkimiyetinin kalıcı olması için ihtiyaç duyulan insan gücünü yine bölge haklından temin etmiştir. Bölgedeki insanlara Roma kültürü zorla benimsetilmişti.[9]

Anadolu’da Roma kolonilerinin temeli, Galler Lejyonu tarafından Antiocheia’da (günümüz Antakya’sı) atıldı. Kazanılan zaferi sağlama almak ve kolonilerin bağlantısını sağlamak amacıyla da bir yol ağı oluşturuldu. Doğu sınır hattındaki garnizonlar, güneyden kuzeye doğru; Zeugma, Samosata, Melitene ve Satala biçiminde sıralanmaktaydı. Haliyle yol ağı Doğu Karadeniz’e doğru ilerleyerek sahile ulaşıyor ve kıyı kesimini boydan boya kapsıyordu. 

Anadolu’da yolların büyük bir bölümü Augustus zamanında (MÖ 27-MS 14) inşa edilmiştir. Trajan (MS. 98- 117) ise, Roma İmparatorluğu’nun sahip olduğu en önemli yolların mimarıdır, Anadolu’da mevcut Roma yollarını geliştiren de Trajan’dır.

 

Devam edecek: Roma Mil Taşları, Köprüler ve Limanlar

 

Kaynaklar:

 

Tekin, Oğuz. 2008, Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş, İletişim Yay.

Ramsay, William. 1960 ‘‘ The Via Appia’’ Dictionary of Greek and Roman Antiquites, London,

Mitchell, Stephen (2012). "Via Sebaste” The Oxford Classical Dictionary

Hamilton, Gray. 1844, The History of Etruria, 2.Cilt, 3. Baskı, Piccadilly, London,

Livius. Titus. MÖ. 1. Yy. Ab Urbe Condita, "Kentin Kuruluşundan İtibaren"

Robinson, David M. 1924. “A Preliminary Report on the Excavations at Pisidian Antioch and Sizma’’, American Journal of Archaeology. Vol. 28, No: 4 oct- dec 1924

 


 

[1] Tekin, 2008; s. 199

[2] Ramsay, 1960, s. 1194

[3] Hamilton, 1844; s. 25

[4] Livy, 39. S. 2.3.4

[5] Ramsay, 1960, s. 48

[6] Mitchell, 2012

[7] Ramsay, 1960, s. 48

[8] Tacitus, Annales, Book III. 48

[9] Robinson, 1924; p. 435- 444

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593