AHMET DERYA VARİLCİ

Tarih: 07.08.2024 09:27

Karadeniz Arkeolojisi – Kimmerler

Facebook Twitter Linked-in

M.Ö. birinci binyılda atlı göçebe kavimlerden Kimmerler ve İskitler’in Karadeniz’de ve Anadolu’nun iç kesimlerinde önemli bir yere sahip olduklarını biliyoruz. Aynı coğrafyada yaşayan ve kültürel kalıntıları birbirine benzeyen bu atlı göçebe toplulukları birbirinden ayırt etmek oldukça güçtür. Her iki kavim de Karadeniz’in kuzeyinden hareketle birbirlerini takip ederek Anadolu’ya girmişlerdir. Karadeniz’in kıyı kesiminde ve dağlık bölgelerde yaşayan topluluklarla kaynaşmış, karşılaştıkları birçok kavimle savaş yapmışlardır. Bıraktıkları izler ve mücadele ettikleri kavimlerin yazılı belgeleri bize onların varlıkları hakkında bilgiler vermektedir.

 

Kimmer Toplumu

   

Urartulular, Asurlular, Geç Hitit Şehir devletlerinden en başta Tabal Krallığı olmak üzere Melitene ve Que Krallıkları, Frigler ve Lidyalıların bıraktığı yazılı ve arkeolojik veriler Kimmerler hakkında çeşitli deliller sunmaktadır. Kendilerine ait yazılı belgeler bırakmamış olmalarına rağmen Arkeolojik kalıntılar yanında ilişkilerde bulundukları kavimlerin yazılı belgelerinde adlarına rastlıyoruz. Kimmerler adı ile bilinen atlı göçebe bozkır kavminin Kapadokya bölgesini de içine alan Orta Anadolu’da teşkilatlı bir yapı oluşturarak hâkimiyet kurduklarını gösteren deliller mevcuttur.

Elde edilen bulgulara rağmen Kimmerlerin kökeni hakkında bilim çevreleri net bir saptama yapamamaktadır. Hint-Avrupa kökenli oldukları varsayılan bu topluluğun yaşam tarzına ve bıraktığı delillere bakarak Türki topluluklardan olduğu veya Orta Asya topraklarına ait  bir topluluk olduklarını ileri sürenler bulunmaktadır.

 

Kimmerler Türk müydü?

 

M.Ö. IX. yüzyılda İskitler'in baskısıyla yerlerinden oynayan bir Kimmer kolu, daha sonraki yıllarda Güney Karadeniz kıyılarına yerleşmişlerdir. Prof. Dr. M. Taner Tarhan, Kimmerler ve İskitler hakkında yazdığı bir makalesine şöyle bir girişle başlıyor. "Kimmerler ve İskitler Eskiçağdaki "Türk Kültür Tarihi"nin, daha genel bir deyişle de "Millî Tarihimizin” ilk temsilcileridir.

Kökenleri hakkında detaylı ve kesin bilgiler olmamakla birlikte, Hint-Avrupa halklarının Yakın Doğu kökenli olduğu varsayımına dayanan en son araştırmaya göre; Kimmer kabilelerinin atalarının muhtemelen Ummān-manda adlı kabileler olduğu varsayılmaktadır.

Ummān-manda MÖ 3. binyıl'ın sonlarından MÖ 1. binyıl'ın ortalarına kadar, Mezopotamya'da bölgenin kuzey ve kuzeydoğusunda yaşayan Sami ve Sümer olmayan halklara atıfta bulunmak için kullanılan kolektif bir terimdi ve Eski Yakın Doğu'da farklı bağlamlarda Kimmerler olarak da adlandırıldılar.

Kimmerler arkeolojik olarak Orta Asya ve Sibirya'nın doğusundan (bilhassa özel olarak Karasuk, Arjaan ve Altay kültürlerinden) ve gelişimine katkıda bulunmuş olan Kafkasya'nın Kuban kültüründen kaynaklı güçlü etkileri içeren, Batı Avrasya bozkırlarının Erken Demir Çağı Çernogorovka-Novoçerkassk kültürleri ile ilişkilendirilirler. Diğer bir başka görüş ise Kimmerlerin maddî olarak erken (Kelermes-Evresi) İskit kültürüne ait oldukları yönündedir.

Buradan hareketle Kimmerler’i İskitlerle aynı soydan gelen kabileler topluluğu olarak görmek gerekir.

Kitab-ı Mukaddes'te gecenin yarısı uzak (kuzey) dünyanın uçlarından gelen bir halk olan Gomer'den bahsedilir. Kimmerler’e atfedilen bu tabir genelde Kimmerler ile eş tutulur. Gomer'in çocukları arasında Rifat ve Tōgarmā'nın yanı sıra İskitler/Aşguzai) ile eş tutulan Aškənāz'da vardır.

Yazılı belge bırakmayan Kimmerlerin ve İskitlerin yazılı kaynaklardaki ve arkeolojik verilerdeki kültürel yakınlıkları göz önüne alındığında, genel olarak dillerinin İranî dil grubunun (Doğu İran dilleri) bir parçası olduğu kabul edilir. Kimmerler dilini Trak ve İran dilleri arasında "kayıp bir halka" olarak kabul edenler vardır. Öte yandan bu dili apayrı bir Hint-Avrupa dil grubundan olduğunu da varsayarlar.

 

Kimmer Tarihi

 

MÖ. 8. yüzyılın ilk yarısına kadar Kimmerya olarak da tabir edilen İdil Nehri'inden Karadeniz'in kuzeyine doğru uzanan geniş bir alanda yaşadıkları bilinmektedir. Kılıç kullanmada, ok atmada ve balta kullanmada usta olan bu kavim, atlı göçebe ve savaşçı bir topluluktu. 

Homeros Kimmerlerin ıssız dünyanın sisli ve karanlık ülkesinde yaşadıklarını yazar. Herodot Kimmerlerin Kuzey Pontus bölgesinden geldiğini söyler. Kimmerya, MÖ 8. yüzyılın ortalarında İskitlerin eline geçince yerlerinden olan Kimmerler büyük kafileler halinde güneye inerek Kafkaslardaki Demir Kapı ve Derbent geçitlerini aşarak Urartuların yaşadığı Doğu Anadolu'ya girdiler.

Yurtları İskitler tarafından ele geçirilen Kimmerler ilk defa MÖ. 709 yılında Anadolu’ya gelerek Kapadokya’ya yerleşmişler ve ülkeye büyük zarar vermişlerdir. Kimmerler İç Anadolu’nun siyasi tablosunu baştan aşağı değiştirmişlerdir. [Mehmet Mandaloğlu, Doğu-Batı Kültürel etkileşiminde Orta Asya’dan Göçler (M.S.VI.yüzyıla Kadar),Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2011, S.155.]

Frigler’le yaptıkları mücadelelerde yıkıcı etkilerini gösteren Kimmerler’in ana göç koluna mensup olan boylar bu dönemden sonra Kapadokya’ya yerleşerek burada bir devlet kurmuşlar ve bu devletin varlığından dolayı Ermeni kaynaklarında Kapadokya bölgesine Gomer veya Gamirg adı verilmiştir. [M. Taner Tarhan” Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler”, İstanbul 1984, s.114, “Eski Çağ’da Kimmerler Problemi”, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara 1976, s.366.]

Kimmerler’in İskitler’in baskısı sonucu Kafkaslar’dan Anadolu’ya girerek buradaki Urartulular ve Asurlularla karşılaştıkları ve mücadelelerde bulundukları, oradan da daha Batıya doğru Anadolu içlerine hareket ettikleri ve Orta ve Batı Anadolu’ya kadar gelip buralarda etkili oldukları anlaşılmaktadır. [İ. Durmuş, İskitler (Sakalar),Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1993, s. 64.]

Kafkas Dağları’nı aşıp Anadolu’ya geçen Kimmerler için Urartulular’ın toprakları bir geçiş bölgesi durumundaydı. Urartulular kralı II. Argişti aldığı yenilgiler üzerine ülkesinin topraklarını ve krallığını korumak amacıyla Kimmerler’in kendi ülkesinden geçerek batıya doğru ilerlemelerine izin vermiştir. [A. Çilingiroğlu, Urartu Tarihi, Ege Üni. Edebiyat Fakültesi Yayınları, Bornova-İzmir 1994, s. 99]

 

Anadolu’da Kimmerler 

 

MÖ. 8. Yüzyıl Anadolu konjonktüründe Kimmerler tarihin akışını değiştirecek ölçüde önemli bir faktördü. Asur kralı II. Sargon ile Frig kralı Midas (Mita) M.Ö.709 yılında Kimmer tehlikesi yüzünden yakınlaşmaya başlamışlardır. Bu yakınlaşma ve işbirliğine rağmen M.Ö. 705 yılında II. Sargon Kimmerler tarafından Tabal memleketinde öldürülmüştür. 

Kimmerler’in varlığı bu devletler için hem bir fırsat hem de tehlike arz etmiştir. [Selim Pullu, Tabal Bölgesi Tarihi İstanbul Üniv. Sos. Bil. Enst. Doktora Tezi, İstanbul 2006, s.52.]

Kimmer tehlikesine karşı Asur kralı II. Sargon ile Muşki kralı Mita arasındaki antlaşma Kimmerler’i durdurmaya yetmedi. Asur Devleti ile müttefiklerinden oluşan ordunun Kimmerler’e yenilgisi ve Asur kralı II. Sargon’un hayatını kaybetmesi üzerine Kimmerler bölgeyi talan etti. Ardından batıya doğru ilerlediler. Friglerle mücadele ettiler ve tarih sahnesinden silinmelerine neden oldular. 

Kimmerler, Frigler’in başkenti Gordion’u yakıp yıktıktan sonra Giges yönetimindeki Lidyalılarla savaştı. Özellikle M.Ö. VII. Yüzyılda Lidya Devleti’nin dış siyasetine Kimmerler yön verdi. Ancak dördüncü Lidya kralı Alyattes Kimmer tehlikesine son vererek sınırlarını doğuda Kızılırmak’a kadar genişletebildi. [E. Schwertheim, Antik Çağda Anadolu, Çev. Nuran Batu, Kitap Yayınevi,1.basım, İstanbul 2009, s.27.]

Kimmerler bir süre sonra yeniden Lidya'ya saldırdı, başkentleri Sardis'i yakıp yıktı. Daha sonra Edremit yakınlarına yerleştikleri, Antandros Kenti'nde yurt kurdukları tespit edildi.

 

Barbar Conan

 

Çizgi Roman karakteri Barbar Conan bir Kimmer savaşçısıdır. Sinemada Arnold Schwarzenegger ve Jason Momoa’nın canlandırdığı bu karakterden hareketle Kimmerler oldukça tanınmış bir figürdür.

Çizgi roman kahramanı Conan'ın kavmi olan barbar Kimmerler'in izine Anadolu’da ulaşılmaya çalışılıyor. Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürcan Polat, Antandros Antik Kenti kazılarında, antik dönem yazarlarından Stefanos Bizantios'un eserinde adı geçen ve hiçbir yerde yerleşik olarak yaşadıkları kanıtlanamayan Kimmerler'e ait bulgulara ulaşılmayı hedefliyor. 

 

Kimmer Toplumsal Düzeni

 

Kimmerler’i Kimmerya olarak bilinen İdil Nehri'inden Karadeniz'in kuzeyine doğru uzanan geniş topraklardan güneye inmeyen zorlayan en önemli faktör İskit (Saka) saldırılarıydı. İskitler gibi savaşçı ve atlı göçer bir topluluk olmalarına rağmen at üzerinde savaşmayı İskitler kadar bilmiyorlardı. İskitlerle kapışmak yerine toprağı işleyen, düzenli ürün yetiştiren toplulukları yağmalamayı tercih ediyorlardı. Tıpkı kendilerinden önce Orta karadeniz’de yaşayan Kaşka toplukları gibi düzensiz kabile yaşamı sürdüren Kimmerler, Anadolu’ya geldiklerinde kabile yaşamları daha örgütlü bir hal aldı.

Kimmerler kralları Teuşpa zamanında Asur ve onun kontrolündeki Que Devleti’ne karşı Tabal kralı İşagallu ile ittifak yapmış ancak Asur kralı Asarhaddon onlar üzerine sefer yaparak Kimmer kralını da öldürmüştür. Bu bilgiler bize Kimmerler’in bölgede bir kral önderliğinde teşkilatlandığı ve diğer komşu devletlerle ittifak antlaşmaları yaptığı, bunun da ancak teşkilatlı bir devlet örgütlenmesi ile olabileceği, dolayısıyla Kimmerler’in Kapadokya bölgesine yerleşerek bozkır göçebe geleneklerini devam ettiren bir devlet kurdukları tezinin doğruluğunu göstermektedir. [Hacı Çoban, s. 128]

 

Ünye’de Bulunan Kimmer Tası

 

Ünye’de bulunan Gümüş Tas Kimmerlerin Karadeniz bölgesindeki varlığını gösteren arkeolojik kanıttır. Ünye'de bulunan bu gümüş kap (Phiale) Ekrem Akurgal tarafından M.Ö. VI. yüzyılın sonuna tarihlendirilmekte ve Kimmer sanatının son eserlerinden biri olarak nitelendirilmektedir. [Kaynak: Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Lev. 59, s. 570]

Orta Karadeniz’deki Kimmer varlığı MÖ. 8. Yüzyıl’a tekabül eder. İskit baskısı nedeniyle göç etmek zorunda kalan Kimmerler, Karadeniz’e ulaştıklarında buradan bugünkü Gürcistan üzerinden Doğu Anadolu’ya gelmiş, Urartu ve Asur devletlerine büyük darbeler vurduktan sonra İç Anadolu’ya yönelmişti. İç Anadolu’daki Frig devletini yıkan Kimmerler, bölgede, bozkır-göçebe geleneklerinin Anadolu’daki ilk örneği sayılan bir hâkimiyet tesis etmişlerdir. Bu arada bazı Kimmer boyları kuzeye yönelerek Karadeniz sahiline yayılmaya başlamıştır.

Yaklaşık bir asır boyunca devam eden Anadolu ve Orta Karadeniz’deki Kimmer hâkimiyetinden bölgede bir arkeolojik delil kaldığını söylemek en azından şimdilik mümkün değildir. Amasya/Gümüşhacıköy ve Ordu/Ünye’de yüzey araştırmaları sırasında ele geçen buluntular Orta Karadeniz’de Kimmerler’e ait tek arkeolojik delil olarak envantere geçmiştir. [M. Taner Tarhan, “Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler”, Ankara 1984, s. 111-118.]

Bölgedeki Kimmer hakimiyeti İskitlerin güneye inmeleriyle sona erer. Orta Asya’dan Kimmerler’i takip ederek aynı güzergâh üzerinden Anadolu’ya ulaşan İskitler, Orta Karadeniz’deki Kimmerleri tekrar kuzeye, Kırım bölgesine sürmüşlerdir. [Herodot Tarihi, 1991, s. 196.]

Bu yer değişiminden sonra Orta Karadeniz’de ve Anadolu’da İskit iskânı ortaya çıkmıştır.

 

Kaynaklar:

 

 

Herodotus, Herodot Tarihi (nşr. M. Özmen), İstanbul 1991

Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yay. Ankara 2005.

Prof. Dr. M. Taner Tarhan, “Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler”, I. Araştırma Sonuçları Toplantısı Bildirileri, Ankara 1984.

Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, İlk Çağdan Osmanlılara Samsun, Samsun 2012.

Doç. Dr. Hacı ÇOBAN, Kapadokya’da Kimmerler, Bozok Üni. Yozgat, Makale

Doç. Dr. Hacı ÇOBAN, Anadolu’da Kimmer-İskitler ve Orta Anadolu’daki İzleri, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal bilimler Ens. Doktora Tezi, Afyonkarahisar 2013.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —