Bu gün Kıbrıs Harekâtının 50’ci yılıdır. Elli yıl önce bu gün Mehmetçik ve Kıbrıs Türk Mücahitleri beraberce savaşarak Kıbrıs türkünü Rum katliamı ve boyunduruğundan kurtarmışlardır.
Harekât 50’ci yılında Mehmetçiğimiz, Kıbrıs Mücahitleri ve T. Muharip Gaziler Derneği Genel Başkanı Sayın Beyazıt Yumuk ve beraberindeki doksan Gazilerimiz ile birlikte Kıbrıs’ta çok etkin bir şekilde kutlanacaktır.
Şayet elli yıl önce Kıbrıs harekâtı gerçekleştirilmemiş olsaydı, Yunanistan kuşkusuz enosis hayallerini gerçekleştirmiş olacak, adada Türk varlığından söz edilemeyecekti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Mersin’de yapılan bir tatbikatta Kıbrıs’ın önemine işaret etmiş şöyle demiştir: Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.
Kıbrıs harekâtı tarihte benzeri görülmemiş bir harekâttır.
20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs önlerinde Türk tarihinde görülmemiş bir görüntü oluştu.
Aynı anda… Denizde 43 gemiden oluşan savaş konvoyu vardı… Onun üzerinden 72 tane helikopter geçiyordu… Helikopterlerin üzerinde 3 koruyucu jet uçuyordu… Karşıdan, Paraşütçüleri atıp V düzeninde geri dönen 36 büyük uçak görüldü. Yarabbi, bu ne büyük, ne muhteşem bir görüntüydü?
1960 öncesi Yunanistan’ın kışkırtmasıyla Rumlar İngiliz idaresine başkaldırarak adanın Yunanistan’a ilhakını istiyorlardı. Bu meseleyi hallederlerse, daha sonra ada Türklerini asilimize etmek kolaydı.
Ama umdukları gibi olmadı. Kıbrıs Türkleri ve Türkiye buna karşı çıktılar, ada İngiltere’nin elinden çıkacaksa eski sahibi olan Türkiye’ye devredilmeliydi. Zira Yunanistan tarihte bir defa bile Kıbrıs’a sahip olmamıştı.
Türkler ada ya iki toplum arasında taksim edilecek, ya da eski sahibi Türkiye’ye devrolunacak politikasını savundu. Bu tartışmaların istikametinde 1960 yılında Türk Rum ortak Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Başpiskopos Makarios Cumhurbaşkanı, Dr. Fazıl Küçük Cumhurbaşkanı yardımcısı seçildi.
Bakanlar kurulu yedisi Rum, Üçü Türk on kişiden oluştu. 50 Kişilik Meclisin 35’i Rum, 15’i Türklerden oluşuyordu.
Ama Kıbrıs Cumhuriyeti daha kurulduktan üç yıl sonra Makarios ve EOKB örgütü tarafından Türklere yapılan saldırılarla çatırdamaya başlamıştı. Rumlar Türklerin devlete ortak olmasını değil, adadan göç etmesini azınlığa düşmesini, sonrada adanın bir referandum ile Yunanistan’a bağlanmasını istiyorlardı. Daha doğrusu bu sadece Rumların değil, onları böyle yönlendiren Yunan devletinin iflah olmaz düşüncesiydi.
Yunanistan ne istiyordu? 1829 yılında Mora yarımadası ile Atina çevresinde küçük bir Yunan devleti kurulmuştu. Devlet küçüktü ama Filiki Eterya örgütü ile kilisenin yaydığı, tarihe ve mantığa sığmayan bir düşünceyi milli amaç olarak benimsemişti. Bu düşünce (megali idea) büyük ülkü diye anılacaktı:
Bütün Yunanlıları ve tarihte Yunanlılara ait olduklarını düşündükleri bütün toprakları bir bayrak altında toplamak, böylece büyük Yunanistan’ı kurmak.
Bu hayal giderek bir tutku, bir saplantı, bir takıntı halini aldı. Tıpkı İsrail’in yaptığı gibi.
Birinci dünya savaşında İngilizlerin kışkırtmasıyla Anadolu’ya da bu saplantıyla gelmişlerdi.
Bu hayalle, Rumeli’yi, Anadolu’yu, İstanbul’u,
Doğu ve batı Trakya’yı, bütün Ege adalarını Kıbrıs da dâhil Yunan toprakları olarak görmeye başladılar.
Hatta hayalleri Kudüs’e kadar uzanıyordu. Çünkü kendilerini eski Helen uygarlığının, Ege uygarlık ve devletlerini, Büyük İskender’in, Bizans’ın, Pontus devletinin mirasçısı sayıyorlardı.
Oysa şu andaki Yunanlıların Helenlerle, Ege uygarlık ve devletleriyle, Bizans ile hiçbir ilgileri yoktu. Bir gün bile egemen olmadıkları Kıbrıs’ı da Yunan toprağı olarak görüyorlardı.
Ama bu hayal boş bir hayaldi. Bu boş hayal 1922’de Atatürk’ün önderliğinde Egenin sularına gömülecekti. Fakat saplantı halindeki Megali İdea hayalleri ege sorunlarının da ardından Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974’ Yunan cuntasının Kıbrıs’ta yaptığı darbeyle adanın Yunanistan’a ilhakını başlatınca, Türk ordusunun kahramanca gerçekleştirdiği harekâtla Akdeniz’in derin sularına gömüldü.
Kahraman ordumuzun 20 Temmuz 1974 senesinde gerçekleştirdiği Kıbrıs harekâtı Büyük devletlerce hayranlıkla izlenmiştir.
Bakın aynı zamanda Yazar olan emekli İngiliz Tuğgeneral Kıbrıs harekâtı için neler yazmış: Türkler dünya askerlerine yeni bir ders verdi. Kıbrıs’taki Türk askeri harekâtı tam ders kitabı örneğidir.
Bu harekât başta hava olmak üzere deniz ve kara kuvvetlerinin toplu bir harekâtı olmuştur. Sonuç tümü ile başarıdır. Kıbrıs harekâtında şüheda olmuş şehitlerimize Allahtan rahmet dilerken, yaşayan Gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyorum.
