BERKAY YALIN


KLEOPATRA


Kleopatra 17 yaşında tahta çıktı ve 39 yaşında öldü. 

 

9 dil konuşuyordu !... 

 

Antik Mısır'ın dilini biliyordu ve hanedanlığında eşsiz bir durum olan hiyeroglifleri okumayı öğrenmişti. 

 

Bunun dışında Yunanca ve Partyalılar, İbraniler, Medes, Trogloditler, Suriyeliler, Etiyopyalılar ve Arapların dillerini biliyordu.

 

Bu bilgiyle dünyadaki her kitap ona açıktı. Dillerin yanı sıra coğrafya, tarih, astronomi, uluslararası diplomasi, matematik, simya, tıp, zooloji, ekonomi ve diğer disiplinleri de okudu. Zamanının tüm bilgisine ulaşmaya çalıştı.

 

Kleopatra antik bir laboratuvarda çok zaman geçirdi. Otlar ve kozmetik ile ilgili bazı eserler yazdı. 

 

Ne yazık ki, tüm kitapları M.S. 391'de büyük İskenderiye Kütüphanesi'ndeki yangında yok oldu.  

 

Ünlü fizikçi Galen eserlerini inceledi ve Kleopatra tarafından tasarlanan bazı tarifleri aktarabildi. Galen'in de hastalarına önerdiği bu ilaçlardan biri de kel erkeklerin saçlarını geri kazanmasına yardımcı olabilecek özel bir kremdi. 

 

Kleopatra'nın kitaplarında güzellik ipuçları da vardı ama hiçbiri bize inmedi. Mısır kraliçesi bitkisel şifayla da ilgileniyordu, dil bilgisi sayesinde bugün kaybolan sayısız papirusa erişti. 

 

Bilim ve tıp üzerindeki etkisi Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında iyi biliniyordu. 

 

Şüphesiz o, insanlık tarihinde eşsiz bir figür.

 

************

 

KLEOPATRA ve

PATARA PLAJLARI

 

Muğla'nın Marmaris İlçesi’ne bağlı Çamlı Mahallesi’ndeki, 

Gökova Körfezi’nin eşsiz güzellikteki köşelerinden Sedir (Kleopatra) Adası koruma altında olduğu için terlikle bile girilmesine izin verilmiyor. 

 

Plaj her yıl turistlerin akınına uğruyor. Ünü dünyanın dört bir yanına yayılan ve tarihte

Mısır Kraliçesi Kleopatra ile Romalı sevgilisi ünlü komutan Antonius’un büyük aşk yaşadığı, yüzüp kumlarında uzandıkları rivayet edilen Sedir Adası, bölgeye ilgiyi artırıyor. 

 

Yılda yaklaşık 250 bin kişinin ziyaret ettiği Sedir Adası, kumu ve turkuaz rengindeki denizi nedeniyle turistlerin ilgisini çekiyor. Günlük turlara katılarak adaya gelenler ve ününü duyan tatilciler de çevre il ve ilçelerden özel araçlarıyla Çamlı’ya geliyor.


KLEOPATRA PLAJI 

 

Mısır’ın ünlü kraliçesi Kleopatra’nın adını taşıyan plajın nadir rastlanan altın sarısı kumları 24 saat boyunca görevliler tarafından gözetim altında tutuluyor. 

 

Plaja inen ahşap yol üzerine konan Türkçe ve İngilizce uyarı tabelasında, 

“Plajdan hiçbir şekilde kum alınamaz, taşınamaz, kum alındığının tespiti halinde 2863 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında yasal işlem uygulanacaktır” 

uyarı yazısı bulunuyor.

 

Görevliler tarafından koruma altındaki kumların dışarıya taşınmasının önlenmesi amacıyla 2007 yılında, yaklaşık 60 metre uzunluk, 5 metre genişliğindeki kumsal, iplerle çevrilirken, girilmesine kesinlikle izin verilmiyor. 

 

Plajın diğer bölümlerinde ise denize girilebiliyor. Ancak denizden çıkarken duş alınması zorunlu iken havlu ve terlikle de plaja girilmiyor. 

 

Plaja gelen turistler, kumlu bölgenin arkasındaki şezlonglarda güneşlenebiliyor. Yüzlerce zeytin ağacıyla kaplı Sedir Adası’nda Helenistik ve Roma dönemlerine ait antik tiyatro, agora ve antik liman kalıntıları bulunuyor. 

 

Adada bulunan ve M.Ö. 1000 yıllarına dayandığı sanılan Dor, Pers ve Romalılar’dan kalma tarihi eserler de turistlerin ilgisini çekiyor.

 

Binlerce yıl önce Kleopatra ve Antonius Sezar’ın Sedir Adası’nda büyük bir aşk yaşadığına inanılır. 

 

Efsaneye göre, kendisiyle evlenmeyi kabul eden Kleopatra’ya bu coşkusunun hediyesini vermek isteyen Antonius, yaklaşık 3 bin yıl kadar önce balayını geçirmek üzere Kleopatra’yı götüreceği adaya Mısır’dan 60 büyük gemiyle çapları 1 milimetreden daha küçük ve her tanesi aynı büyüklükte olan kumları getirtmiştir. 

 

Dünyanın yalnızca iki yerinde var olduğu bilinen bu özel kumun diğer özellikleri de ateşte yanması, sodalı suda kendiliğinden çoğalması ve büyüteç altında incelendiğinde hareket ediyor olmasıdır. 

Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiyle oluşan kumların denize kattığı eşsiz güzellikteki renk de, Ada’nın görülmeye değer olan diğer özelliklerinden biridir. 

 

Kumların bir benzerinin de Kızıldeniz’de olduğu biliniyor. Zeytin ağaçlarıyla kaplı Ada’da, doğal güzelliklerin yanı sıra Helenistik ve Roma dönemlerine ait antik tiyatro, agora ve antik liman kalıntıları da bulunuyor.

 

(Hürriyet Gaz., Internet Sitesinden derlenmiştir.)

 

Patara Antik Kenti’nin yükseldiği, nesli tehlike altındaki caretta carettaların üreme alanı olan, endemik bitki türlerine ev sahipliği yapan, Özel Çevre Koruma Kanunu ile korunan Antalya’nın Kaş ilçesindeki Patara’dan geçen yıl 2 bin186 kamyon kum çalınmıştı.

 

PATARA PLAJININ 

KUMLARINI ÇALDILAR !..

 

Öyle üç beş kürek değil, 2 bin 168 kamyon dolusu çaldılar.
Göz göre göre bu talana herkes göz yumuyordu. 

 

Bir kişi hariç… 

 

Namuslu bir orman muhafaza memuru, sessiz kalmadı, hırsızlığı yargıya taşımak üzere zabıt tuttu.

 

AKP'nin Kaş ilçe yöneticisi müdahale etti, sakın zabıt tutma, biz bölge müdürünü aradık, sen burnunu sokma dedi.

 

Orman muhafaza memuru kabul etmedi, “değil bölge müdürü, cumhurbaşkanı bile gelse ben bu zaptı tutarım” dedi...

 

Vay sen misin bunu diyen !… 

Kaş kaymakamı devreye girdi, orman muhafaza memuru derhal görevden alındı, Cumhurbaşkanına hakaretle suçlandı, apar topar lojmanından bile atıldı.

 

E yok öyle kolay iş tabii… 

 

Olaya, Tarım Orman İş Sendikası'nın namuslu yöneticileri müdahale etti. 

Kaş kaymakamı geri adım atmak zorunda kaldı, orman muhafaza memuru görevine iade edildi.

 

Olay medyaya yansıdı.

 

Patara kumlarının nereye götürüldüğüne dair, hangi özel plaja döküldüğüne dair haberler çıktı.

 

Vay sen misin bu haberlere sebep olan !… 

 

Hadi bakalım, müfettiş raporu bile olmadan, orman muhafaza memuru yine görevden alındı.

 

Bölgedeki diğer muhafaza memurları tehdit edildi, sesinizi kesmezseniz, sizin sonunuz da aynı olur filan denildi.

 

Namuslu orman muhafaza memuru geri adım atmadı, sendika aslanlar gibi direndi.. 

Kaş kaymakamı hakkında suç duyurusunda bulunuldu.. Olay iyice dallanıp budaklandı, üstü örtülemez hale geldi..

 

Mecburen savcılık soruşturması açtılar. Böylece, hırsızlığın çok daha büyük boyutlarda olduğu ortaya çıktı.

 

Depolanmış halde 3 bin kamyon kum ele geçirildi.

 

Namuslu orman muhafaza memuru ikinci defa görevine iade edildi !..

 

Bu memur olmasaydı, dünya var olduğundan beri orada duran, mitoloji hazinesi, antik çağın başkenti, insanlığın mirası, Türkiye'nin eşi benzeri olmayan değeri, carettaların evi az kalsın yağmalanıyordu.

 

Bu memurun yüreği sayesinde her şey duyuldu ve durduruldu.

 

Tek başına başkaldıran bu namuslu orman muhafaza memurunun ismi ne biliyor musunuz… Umut !

 

Umut Utku

 

Vatana millete hayırlı evlat olsun temennisiyle yetiştiren annesi babası, geleceğe dair beklentilerini isim olarak vermişler oğullarına… 

 

Oğulları da isminin hakkını vermiş.

 

(İnternet paylaşımlarından derlenmiştir.)

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593