AV. İRFAN YILDIZ BEŞLİOĞLU


KORONA KAYGILARI YA DA KARAMİZAH ŞARKILARI III (YAKARSA DÜNYAYI GARİPLER YAKAR)


ABD’li Prof. Sosyolog John Bellamy Foster, “ABD Saglik Sisteminin  salginla bas edecek donanimda olmadigini” belirterek, bunun baslica sebebinin ‘kâr hirsinin halk sagliginin önüne geçmis olmasi’ oldugunu söylüyor. “Kapitalizmin mevcut yolundan ilerlemeye devam etmesi halinde, hayvandan insana bulasacak yeni hastaliklarda artis dahil olmak üzere, ekolojik tehlikeler daha da büyük” diyen Foster, “…Hepsinin üzerine, Yeni Soguk Savas’in ortaya çikisini, yeni nükleer silah yarisinin basini ve hatta küresel termonükleer yangin tehdidinin büyüdügünü görüyoruz. Siddetli tehlike ve hatta yikim dönemindeyiz; eger kapitalizmin yanan evini terk etmezsek…” dedikten sonra, devamla: “Burada çesitli faktörlerin kombinasyonu söz konusu, hepsi tekelci finans sermayesinin altindaki neoliberal küresellesmeyle ilgili.  ABD’deki çokuluslu sirketler düsük isgücü bedellerinden faydalanmak için üretimin Küresel Güney’e tasinmasina bel bagladi” diyor ve: “Bütün bunlarin altinda yatan, ABD saglik sisteminin kâri halkin önüne koyan son derece özellestirilmis bir sistem oldugu ve tibbi tedaviye erisimi azaltarak devasa kâr elde ettigi gerçegi.” Dedikten sonra, “Trump bir Wall Street, gayrimenkul çetecisi.  En iyi sekilde neofasist diye tarif edilebilecek bir sinifin olusmasi nedeniyle ABD Politik sisteminin tepesine kadar yükseldi. “ diyor. (30.05.2020 tarihli Birgün gazetesinden alinti yaptim) . Sözler çok sert ama Trump’un kendi vatandasi söylüyor. Bu Amerikalilar, ilginç insanlar.  Sistemlerini, uygulamalarini en sert biçimde elestirenler, gene onlarin içinden çikmakta.  Bu acimasiz kapitalist yapi, her nasilsa, bu agir  ve açik elestiriye tahammül ediyor. Bilmem ABD’nin çok uluslu, çok türlü etnik yapidan olusan, mozaik ve karma bir çoklu yapidan olusmasinin mi etkisi var, çok eyaletli sistemin ve ABD Anayasasinin veya siyasal dengesinin mi etkisi var? Bir realite var, bu acimasiz sistem, elestiriye tahammüllü. Tabii nereye kadar onu bilmem. Aydinlarin gazini almak için de böyle toleranslilar, yoksa aydinlari ciddiye mi almiyorlar yahut sistemlerine çok güvendiklerinden bir tehlike olarak görmüyorlar mi? Bilemiyorum. Çok daha ileri gidenleri CIA mi hallediyor, FBI mi hallediyor yoksa bir sey olmuyor mu? Neyse..  Bizim alacagimiz su ki; ABD Ekonomik sistemi tekellesmeye, borsaya ve acimasizliga dayali. Merhametsiz.  Foster, bir baska duruma daha deginiyor ayni röportajda: “ABD irksal kapitalizmin bir biçimi olarak çokça ayristirilmis bir ülkedir.  Bu nedenle,  salginin orantisiz sekilde siyah ve Latin toplumlarini etkilemesi kolay anlasilabilir.  Isçi sinifi ve yoksullar orantisiz biçimde siyah ve Hispanik.  Bu demek oluyor ki beyaz olmayanlar sadece asli çalisanlar degil; bu nüfuslar ayni zamanda yoksullastirilmis kosullarda yasiyorlar.”   Foster diyor ki: “Neofasizm, klasik öncüllerine kiyasla daha yumusak olsa da genel fasist türünün bir parçasi.  Bu tekelci finans sermayesiyle asiri sagci alt orta sinif arasinda  oportünist  siyasal sinif ittifakinin ürünüdür.  Alt orta sinif agirlikli olarak beyaz, milliyetçi, irkçi ve evanjelisttir ve kapitalist sistemin bekçiligini yaparlar. Wall Street’in bu ittifak üzerinde hakimiyeti vardir.  Öncelikli olarak (bu ittifak) asiri kutuplasmis bir toplumda ve ABD hakimiyetinin  düsüste oldugu bir dönemde ‘kâinatin efendileri’  denilen kisilerin çikarlarini korumak için  tasarlanmistir….”  Çok ilginç tespitler degil mi! Karmasik ve ahtapotsal bir yapi. Demek ki,  birçoklarinin hayranlikla bahsettigi ve orada veya orali olmayi arzu ettigi ABD öyle ideal bir ülke degil. Sermayedar veya güçlü ekonomik gruba dâhil degilsen, insan da sayilmiyorsun.  Degil mi, bir devletin temel gayesi insani var etmek, insani yasatmak, insani (ayrimsiz ve dislamasiz olarak) mutlu etmek olmalidir. Foster diyor ki: “Gelecekte bu tür krizlerle basa çikmak için…  önleyici tedbirlerden (söz ederek)…  su andaki tarim ve tarim endüstrisi uygulamalarini ve tüm küresel gida emtia zincirini tersine çevirmek demek… (gerekiyor, demek istiyor)…  Halk sagligina çok daha fazla öncelik vermek de gerekli… gerçek esitlik ve ekolojik sürdürülebilirlik toplumu da dahil… su andaki ‘yaratici yikimiyla’ övünen sistemi tersine çevirmeliyiz”!

Foster’in siyasal görüsü her ne olursa olsun; onun siyasal düsünüsüne katiliriz veya katilmayiz, o ayri. Ancak, su yasanan ortami anlamaya, irdelemeye çalisirken; söylediklerini yabana atamayiz. Foster’in anlattigi ABD ekonomik yapisi, tüm dünyayi olumsuz etkiliyor. Etkiler mi demeyin… Etkiler. Dünyanin neresinde ne olursa, dünyanin her yeri ondan bir sekilde etkilenir.  Ortaya çikan hiçbir ekonomik, siyasal, sosyal ya da kültürel olgu, çiktigi yerde kalmiyor, tsunami gibi yayiliyor. Dünya bir açidan çok büyük, bir açidan çok küçük.  

 

 

Köyünde, bir çok seyden habersiz ya da uzak yasayan yahut kendi kapali devre dünyasinda yasayan için, çok büyük… Diger yandan bisikletle ya da küçük bir gemiyle bir kisinin bile, turlayabilecegi kadar da küçük. Mesele ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel olunca, çok küçük. ABD kovboyunun blucini, dünyanin her yerinde giyiliyor ve genç olup da giymeyen yok neredeyse.  Müzik, resim, edebiyat, siir, moda vb. hemen her yere yayilan olgular, dünyanin ne kadar da küçük oldugunu gösteriyor.  Uluslar arasi ya da küresel spor aktivitelerini görüyorsunuz, hemen surada gibi yasaniyor ve dünyanin aslinda küçücük oldugunu gösteriyor. Dünyanin çok küçük oldugunu, vaktiyle yasanan Veba Salgini, Ispanyol Gribi salgini, Kus Gribi; AIDIS, EBOLA, SARS, MERS  VB. virüs salginlari gösterdi. 1. Dünya Savasi gösterdi, 2. Dünya savasi gösterdi. Soguk Savas dönemi, dünyanin Bati Bloku-Dogu Bloku diye on yillarca ikiye ayrilmis olarak yasamasiyla/yasanmasiyla görüldü. Her tarafi Alman olan Berlin’in, Dogu Berlin-Bati Berlin diye ikiye ayrilmasiyla da görüldü. Öyle ki, ayni sehrin mensubu olan insanlar, ayni irktan olmasina ragmen, bir birine komsuluga bile, alisverise bile gidemiyordu. Arada ideolojik ve siyasal bir duvar vardi. Dünyanin çok küçük oldugunu; Çernobil patlamasi gösterdi. Japonya’daki Fukushima Daiichi  Nükleer Santralinin patlamasiyla görüldü. Çinin Wuhan kentinde çikan bir Yeni Tip Corona Virüsün tüm dünyayi kavramasiyla, görüldü.

Ulasim ve iletisim araç ve yöntemlerinin bu denli gelismesinden önce, belki daha büyük görülüyordu dünya veya öyle saniliyordu.  Hattâ Amerika kitasi kesfedilinceye dek, dünyanin ne kadar oldugu bile bilinmiyordu.  Simdiki teknoloji, fen, bilim ve bunlarin yarattigi ulasim ve iletisim kolayligi karsisinda, dünya bizim Cevizdere Köyü  kadar. Dünyanin neresinde ne olursa olsun, aninda, cep telefonuna düsüyor. Aninda ögreniyorsun, hattâ neyin nasil oldugunu görüyorsun.  Çölde yasayan Bedevi de görüyor, buzullarda yasayan Eskimo da…  Okuryazar olmayanlar için bile küçük dünya; zira tv’yi açiyor ve çesit çesit kanallardan dinliyor ha dinliyor.

Prof. Foster’in gözlem ve düsüncelerine dönersek; anlatimlari bize gösteriyor ki:    Çokuluslu Amerikan tekelci sermayesinin ne Amerikan yurttaslarina ne de dünyanin öteki ülkelerinin yurttaslarina zerre kadar acimasi yok. Insan diye bir kaygilari yok.  Bu merhametsizlik iste dünyayi yasanmaz duruma getiriyor.  Bu ekonomik hegemonya, siyasal hegemonyayi da birlikte getiriyor. Bu hegemonyanin küresel ortaklari var elbette. Ingiliz sermayesi, Alman, Fransiz sermayesi… Bunlarla çekisen sermayeler var: Rus sermayesi, Çin sermayesi, Japon sermayesi, vb.

Neyse.

Simdi bu Korona Virüsü çikardilar ve tüm dünyaya yaydilar ya…  Hep birlikte yeterince korkup ürktük ya… Simdi bunun asisi için büyük sermaye sahibi sirketler savasiyor. Ilaci tekellerine almaya çalisiyorlar. Hem de zamanla yarisiyorlar. Zira asiyi ilk bulan pazarlayacak ve ihtiyaci doyuracak. Inanilmaz büyüklükte bir pazar var. Düsünsenize, ortalama 8 milyar olan dünya nüfusunun tümü asilanacak. Bu balli böregi tek yemek için, kendi aralarinda büyük bir bilek güresi var. ABD’li Gilead Sciences, Inovio… Fransiz ilaç firmasi Sanofi… Ingiliz ilaç sirketi GlaxoSmithKline… Sahada yarisan sirketler oldugu gibi; ABD’li Pfizer sirketi ile Alman BioNTech sirketi, isbirligi anlasmasi yaparak güçlerini birlestirdi. BionTech sirketi, Shanghai Fosun Pharmaceutical sirketiyle, deneysel Koronavirüs asisinin Çin’de satisi için isbirligi anlasmasi yapmisti.  Vs.  Hattâ ne kadar gerçek ne kadar asparagas bilmiyorum ama; bu sirketlerin birbirlerine, ‘buldugun formülü bana sat, sana su parayi vereyim’ veya ‘sen yaristan çekil, sana su parayi ödeyeyim’ gibi hiç etik olmayan ve bilim onuruyla da bagdasmayan teklifler yaptiklari da konusuluyor. Yalan ya da gerçek, basindan okuyoruz bunlari. Örnegin, Trump’un bir Alman firmasina bu tarz tekliflerle gittigi yazildi, söylendi.  Halkina maske dagitmaktan aciz kalan ABD ve/veya Trump; devlet olarak bu asi isini çok destekliyor.  ABD Ulusal Saglik Enstitüleri ile birlikte çalisan ABD’li Moderna sirketi denemeler yapmakta..

Bizler, yeryüzünün masum, saf ve iyi-niyetli, yoksul kitleleri, (tesbihte hata olmaz derler) kesilecek kurban gibi bekliyoruz; hangisi gelip de bizi asilayacak bilmiyoruz.

Hiç bir seyden haberimiz yokken, salgin saldirisina tutulan biz…

Korona yüzünden evlerinde mahpus kalan, isine gidemeyen, isini yapamayan, dükkânini açamayan, gelirlerinden, geçim imkânlarindan yoksun kalan, biz…

Bedeli bizden pahalica tahsil edilerek asilanacak olan biz…

Bizi asilamak için, hakkimizda/üzerimize  (pazarin müsterisiyiz ya hani) kavga eden onlar.

Olaganüstü büyük sermayelerini katlayacak olan onlar…

Bizler, dünyanin garibanlari…

Isin ciddiyetini sulandirmak saymayin da… Yazimiza verdigimiz emek heba olmasin da…

Bir nükte kabul edin… Müslüm Baba’dan söyleyelim; “Hor görülenlerin Tanrim isyanidir bu…/Düzensiz dünyanin günahidir bu/… Yakarsa dünyani garipler yakar!/Tanrim bu dünyayi baska kim yakar/Yakarsa dünyayi garipler yakar!/Dertleri içine sigmayan onlar/Sürüne sürüne yasayan onlar/Isyan eden ede ede oldum günahkâr/Mutluluk bizlere uzaktan bakar/… Tanrim bu dünyayi garipler yakar…”

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593