BAŞARI VE KAZANÇ ÖNÜNDE ENGELLERİMİZ İLETİŞİMİMİZ
Yıllar öncesinde ilişkilerin daha kaliteli, saygılı, disiplinli, dürüst ve nezakete dayalı olduğunu öğreniyoruz çok kaynaklardan. Biraz yaşı ileride olanlar kendi geçmişlerinde de bu gibi güzel ilişki kalitesine şahit olmuş ve bu değerleri yaşamışlardır.
Birçok şeylerde yaşadığımız savrulma gibi bu konuda da üzüntü verici menfi ilişki örnekleri çok yaşar olduk. Nedir yaşanan sıkıntılar bu anlamda? Ulaşamamak, ulaşıldığı halde adaba dayalı ilişki kuramamak, kurulduğu halde ilgi gösterememek, görüşlere, tespitlere, tekliflere, eleştirilere itibar edememek, emeğe saygı gösterememek, müzakere edememek, geri dönüş sağlayamamak, önemseyememek, kendine yapılmasını istediği şeyleri muhataplarına yapamamak gibi özellikler ve davranışlarda yaşanan sıkıntılar. Bunlar çoğalmadı mı sizce?
Bu konularda ilişkilerin zayıflaması aslında hizmetlerin, yatırımların, kazançların, iyiliklerin, doğrulukların, güzelliklerin kısaca başarıların da önüne engel değil mi?
Vatan toprağı üzerinde yaşayan vatandaşların hizmetinde bulunan her kurum yöneticisi işini doğru, başarılı ve kaliteli yapmak istiyorsa insani değerlere çok önem vermeli, en başarılı iletişim kuralları ile bunu sağlayabilmeli ki; kendi de halkımız da huzurlu ve mutlu olsun. Tabi halkın da kurumların yöneticilerine karşı davranışı ve iletişimi doğru ve güzel olmalı.
ÜNYE VE ORDU ÖZELİNDE
Şimdi genellemelerden çıkıp Ünye ve Ordu özelinde değerlendirmeler yapalım.
İlimizin en üst yöneticisi, devleti temsil eden Valimizdir, en üst yerel yöneticisi Büyükşehir Belediye Başkanımızdır, il çapında sıralamalar uzar gider. İlçemizde ise Kaymakamımız, Belediye Başkanımızdır, diğer yetkili yöneticilerimiz daire amirlerimiz, kamu görevlilerimizdir ve sivil kurumlarımızın yöneticileri de halkımıza hizmette gönüllü yöneticilerdir. Hepsinin ortak görevi yaşanabilir, müreffeh bir kent, mutlu insanlardan oluşan bir toplum oluşturmak. Bunun için de talepler, kaynaklar, özellikler çok önemlidir. Bir o kadar da İLİŞKİLER !
Bazen halk direk yöneticilere ulaşır, bazen kendini temsil eden kurumlar aracılığı ile yöneticilere ulaşır, bazen gazeteciler ve köşe yazarları aracılığı ile ulaşır. Örneği çoğaltabiliriz. Yani aslında yöneticilerin halkın talepleri konusunda beslendiği o kadar çok kaynak var ki, saymakla bitmez. Akıllı bir yöneticinin yapması gereken en önemli şey bu kaynakları atlamadan çok iyi takip edecek organizasyonu kurmak ve de doğru, güzel iletişim ile kullanıp, geri dönüşü sağlayıp liyakatli kadrolarla böylece başarılı olabilmektir. İşte o zaman işin ehli olmuş olur, sorumluluğunu iyi bilir, görevi layığı ile yapabilir ve hesabını da gönlünün huzuru ile verebilir.
Aslında yöneticilere hizmet eden o kadar gönüllü var ki, para-pul istemeden koşturan. Yerel medyada gazetecilerin haberleri, köşe yazarların halkın içinden tespit ettikleri talepler, tespitler ve teklifleri, sivil örgütlerin çalışmaları ve yöneticilere sundukları projeler, ferdi olarak da buna benzer koşturmaca içerisinde olan değerler var da var.
Amaaa, bir de bu kadar kaynağın arasında kullanılmayan, atlanan, zay edilen o kadar çok da kıymetli bilgiler var. İşte acı olan ve üzüntü veren budur. Tabi değerlendirilenler de yok değildir elbet ama asıl olan şudur: Bir yönetici kendine ulaşmak isteyenlere, kendisine sunulan bilgilere, tekliflere, eleştirilere, projelere, kaynaklara ne olursa olsun önce bir ilgi göstermeli, ölçmeli-biçmeli ve değerlendirmeli ve de işe yarayanları da çok iyi kullanabilmelidir.
Bendeniz ilime ve ilçeme ilgimden dolayı her gün tüm yerel medyayı takip etmeye çalışıyorum. Hem de günde bir kaç defa. Çok şeyden haberdar olabiliyorum ve değerlendirebiliyorum. Acıları, sevinçleri paylaşabilme imkanı bulabiliyorum, aldığım bilgilerden dolayı ilgili insanlarla iletişim kuruyorum; ya tebrik ediyorum ve moral vermeye çalışıyorum, ya teklifim varsa iletiyorum, ya uyarı gerekiyorsa haddim olan kadar uyarıyorum, ya sıkıntıya müdahale etmeye çalışıyor çözüm arıyorum vs. 2040 Yeni Bir Dünya Kitabı da böyle çıktı zaten.
Bir yıldır da teklif ettiğimiz dünya kadar projenin okunması, araştırılması, ilgi gösterilmesi, faydalanılması ve ilimize de ilçelerimize de bir şeyler kazandırılması için yazıyoruz, toplantı yapıyoruz, müzakere yapıyoruz, ziyaret yapıyoruz, teklifler yapıyoruz, hatırlatmalar yapıyoruz, yapıyoruz da yapıyoruz. Yerel medyamız da çok şeyler yapıyor bu alanda. Aaaah bir de mücevher, servet değerinde kıymetli bilgiler bütün bunların arasından yakalanabilse neler olacak neler. Çok şeylerin kaçırıldığını düşünüyorum
Bu yüzden itirazlar, protestolar, karşı çıkmalar gibi eylemler yaşanabiliyor, zaman ve kaynaklar boşa gidebiliyor, daha verimli olma imkanları elden kaçırılabiliyor.
Şimdi bu ortaya koyduğum tespit ve değerlendirmeleri okuyan değerli okuyucularım, her ne iş yapıyorsanız kendi durumunuzu tespit ve değerlendirmelerime göre analiz etseniz nasıl durumlar ortaya çıkar acaba? Elbette çok iyi şeylerin ortaya çıkacağını tahmin edebiliyorum. Ama varsa kaçırılan şeyler peşine de düşelim diyorum. Ne dersiniz?
Son olarak buna benzer birkaç müspet durumu gerçekleşmiş gibi ortaya koyduğumuz 2040 kitabımızdan alıntı ile tamamlayalım ve tekrar istifadenize sunalım.
“HALKIN GÖRÜŞLERİNİ RAHATÇA İLETEBİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ
Halkın her fırsatta insanlara, görevlilere, makamlara görüşlerini, fikirlerini, eleştirilerini ve teklifleri ile isteklerini rahatça iletebilmesi ve ifade edebilmesi çok önemlidir. Bu konuda insani ilişkiler, iletişim kolaylıkları ve toplumsal etik ve kurallar da önemlidir. Bütün bunların sağlıklı yürütülmesi aslında zor değildir. Sadece bu konularda dert edinen insanların projeleri ortaya koyabilmesi gerekmektedir. Serbest Kürsü, Dilekler Kürsüsü ve Yerinden Yönetim Projeleri Ünye’de başarı ile ortaya konabildi.
SERBEST KÜRSÜ PROJESİ
Bu proje her bireyin, grubun, teşkilatın, organizenin fikirlerinin serbestçe ve ilgi ile söylenebildiği ve takip edilebildiği bir proje olarak hoş görünün ve insana saygının örnek merkezini oluşturmuştu. Özellikle insanlar teşvik ediliyor, bu proje kapsamında serbestçe görüşler, fikirler, iddialar, teklifler rahatlıkla ortaya konabiliyordu. Çok güzel bir çevre düzenlemesi ile muhteşem bir platform hazırlandı mimarlar, mühendisler tarafından. Kürsü, dinleyici oturakları, çiçekler ve yeşillikler arasında akustik ses düzeni ve zevkli ortam adeta insanları uygun hava şartlarında oraya davet ediyordu. Hem bir şeyler öğrenmek, hem de bir şeyleri paylaşmak bu kadar zevkle yapılabilirdi. Ayrıca kapalı bir mekân da yapılmıştı bu amaçla hava şartları dışarıda müsaade etmediği zamanlar için. Bu kapalı mekâna girenler sanki açık alandaki aynı ortama girmiş gibi idi. İki alan da birbirinin aynısı idi adeta. Çünkü kapalı alanda da aynı ortam oluşturulmuştu. Kürsü aynı, çevre gerçek bitki örtüsü ve çiçeklerden oluşuyordu. Sadece hava yapaydı ve özel olarak panorama şeklinde kurgulanmıştı. Oraya giren dışarıdaki alana girmiş gibi hissediyordu kendisini.
DÖNER ÇEŞME MEYDANI DİLEKLER KÜRSÜSÜ
Ünye’nin meşhur Döner Çeşme Meydanı’nda, taştan yapılmış döner çeşmeye uyumlu bir taştan kürsü yapıldı. Bu kürsüde her Çarşamba günü halk bütün dileklerini dile getirebiliyordu açıktan. Bir özel heyet dilekler kürsüsünün Çarşamba programını organize ediyor. Kimden, hangi kurumdan, ne isteği varsa bu kürsüden ifade etmek isteyenlerin müracaatları alınıyor, sıraya konuyor ve bir disiplin içerisinde konuşmaları ve isteklerinin rahatça dillendirilmesine imkan veriliyordu. MERKEZ tarafından oluşturulan heyet bütün konuşmaları, dilekleri kayda alıyor, tasnif ediyor ve ilgili şahsa, kuruma iletiyordu. Böylece insanlar ulaşamıyorum dediği her yere bu kürsü sayesinde ulaşabiliyor, dileği de değerlendirilebiliyordu.
YERİNDEN YEREL YÖNETİM
Yerinden yerel yönetim projesi devreye sokuldu. Her mahalleye yerel yönetimi temsilen birimler kuruldu. Mahalle halkı yerel yönetim ile olan ilişkisini mahallesindeki şubeden rahatlıkla yürütebiliyordu. Dijital uygulamalar birçok işi insanların kendi kendilerine işleri yürütmesini sağlıyordu ama bunun dışında kalan diğer işler de artık mahallelerdeki temsilciliklerden yürütülebiliyordu.”
Nermin Bezmen ve Ayşe Kulin’in tarihe tanıklık eden ve kurgu da olsa bilgilendiren romanlarını okumanızı tavsiye ederim.