Dersanecilikte, öğretmenliğe yeni adım atmaya başldığım yıllar… Edebiyat dersi ve konumuz Maviciler Akımı. Öğrencilerimin pek de dikkatini çekmemişti Attila İlhan’ın hayatı. Ama anlatmalıydım ve çocukları derse katmalıydım derken, o dönemin gençleri tarafından çok sevilen bir şarkının bazı bölümlerini tahtaya yazmaya başladım.
şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
Yukardaki bukleyi yazdıktan sonra öğrencilerimin yüzüne baktım ve çoğunun da bu şiirin Ahmet Kaya tarafından bestelenmiş şeklini bildiğini ve hatta mırıldandığını gördüm.
Öğrencilerden bir tanesi hocam, ‘Siz edebiyat dersinde sürekli yazım noktalamadan ve doğru kullanımdan bahsedersiniz ama şiir yazarken tahtaya müjgan’ı küçük harfle yazmanıza anlam veremedim’ dedi. Bana da cevap vermek düştü tabi ki, orada yazılan müjgan kadın adı sevgili adı olan müjgan değil oradaki müjgan Farsçadaki kirpik anlamına gelen müjgandır ve yazarın kirpikleriyle beraber tek başına ağladığı bir olayı anlatır, dedim. Yani yazım doğrudur. Siyasi düşüncelerimizi bir kenarda tutarak bu gençlerin idamı ve bu idama haykıran büyük bir şair,
Attila İlhan, şiirin hikayesini şöyle anlatır:
"12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz'lere kıymışlardı. Karşıyaka'dan İzmir'e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı... Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra... Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm".
"bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı".
şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazırlık sonbahara
Deniz Gezmiş’in, idamından önce tek isteği Rodrigo’nun Konçertosunu dinlemek olmuştur ve o idama giderken Ulucanlar’daki mahkumlar Konçerto’yu ıslıklarıyla çalmışlardır.
Bir şiirin doğuşu da böyle olmuştur.
YILMAZ AKIN
1 Nisan 2024