Merhamet esasen Allah’ın doğuştan insanların kalplerine yerleştirdiği bir olgudur.
Allah’ın yaradılış ile insanın kalbine nakşettiği merhamet insanın yetişme koşulları, aldığı eğitim yaşadığı çevrenin etkileriyle şekillenir.
İnsanın doğuştan sahip olduğu merhamet dünyada ki yaşam felsefesinin ve sosyolojisinin saadet ya da zulmü hâkim kılma denkleminin şekillenmesin dede ciddi derecede rol oynar.
Aslında merhamet yaradan tarafından sadece insanlara bahşedilmiş olan bir olgu değildir.
Allah tüm canlılara, hayvanlara da merhameti yerleştirmiştir.
Onun için bir Arslan ne kadar aç olursa olsun yavrusunu yemez, bir kanguru yavrusu için hayatını ortaya koyar, azılı bir köpek bebeğin küçük olduğunu bilir ve onu korur. Bir kuşun yavrusunu nasıl beslediğini izleyin, orada merhameti okursunuz… Velhasıl tüm canlılarda merhamet varlık sebebidir. Çünkü canlıları yaradan, en büyük merhamet sahibidir.
Merhametliler var ya! Rahman işte onlara merhamet eder. Hadis.
Merhamet edin merhamet olunasınız, affedin af olunasınız, yazık bol laf edenlere, yazık günahlarına bilerek devam edip istiğfar etmeyenlere. Hadis.
Merhamet her zaman intikamdan daha asildir. William Shakespeare.
Merhamet afetlerin perdesidir. Hz Ali.
Yerdekilere merhamet edin ki, gökteki merhamet etsin. Hz Muhammed S:A:V.
Velhasıl, değil kaşı gözü, hırkası, heybesi, zenginliği… Merhamettir bir insanı güzelleştiren.
Modern çağ denilen yaşadığımız asırdaki dünyanın haline bakın!
Dünya merhametsizliğin girdabında gözyaşı ve ahların arşa yükseldiği bir dönemi yaşıyor.
Gelişmiş ülkelerde merhamet ve vicdanın azaldığı bu dönemde mazlum insanların çektiği acılar insanın içini sızlatıyor.
Diyeceksiniz ki devletlerin çıkar ilişkisi olur, merhameti değil. Doğrudur. Diyorum ki, Devletleri yönetenlerin merhameti olsa durum böyle mi olurdu?
Sadece Filistin’de çocuk ve kadınların katledilmesi, aç susuz bırakılması değil anlatmaya çalıştığım.
Başta Afrika olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde zulüm gören, gıda ve suya erişemeyen insanlara yeteri kadar gösterilemeyen merhametten bahsediyorum.
Türkiye bu durumda olan yerlere yardım eden ülkelerin en başlarında gelmektedir.
Açlık ve susuzluk çeken bölgelere su kuyuları açan, gıda ulaştıran kurumlar var.
Bu kurumlar aracılığıyla yardıma iştirak ederek dünyanın herhangi bir yerinde açılacak su kuyusu ya da ulaştırılacak gıdada pay sahibi olmak, merhametin bir işareti olarak bizler için mutluluk ve huzurun, Allah’ın rahmet ve merhametini kazanmanın yollarındandır diye düşünüyorum.
Ama bu tür organizasyonlarda yolsuzluk olmuştu, nasıl güveneceğiz? Diye düşünenler var elbette.
Hal böyle diye merhamet ve hayrı rafa mı kaldıracağız?
Saygı sevgi ve vicdanın beslediği merhametin hâkim olmasıyla insanlık ancak barışı tesis eder huzura kavuşabilir dünyada… Bu insanlar içinde devletler içinde böyledir.
Bakın Japonlar ilkokulda matematik coğrafya vesaire dersleri değil, ilkokulda ağırlıklı olarak ahlak ve iyi yurttaşlığı öğretiyorlarmış.
Bu çok doğru bir uygulama. Sizin güzel ahlakı, sevgi ve merhameti öğretemediğiniz ruhların kriptosu bozulur, merhameti eksik olur, merhameti eksik olancada kalbi nasırlaşır ve acımasız olur.
Acımayan, merhamet etmeyen, kindar olur. Kindar olan bencil olur, egoist olur, merhametsiz olur.
Bunun için çocuklarımıza merhametli olmayı öğretmeli, birbirimize de tavsiye etmeliyiz.
Biliyorsunuz Yeşilay Ünye Temsilciliği yaptım. Benim vizyon sahibi eski Yeşilay Genel başkanım Avukat Muharrem Balcı müşterek kuruluşlarla Gazze ve Afrika başta olmak üzere dünyanın birçok yerine gıda ulaştırmaya, su kuyusu açmaya çalışıyorlar… Sizde bu programa dahil olmak isterseniz bana ulaşabilirsiniz. Kalın sağlıcakla