Müslüman gençler!
Evet, ilahiyat okuyun! Medreseye devam edin! Imam hatiplere gidin! Ama asla ilahiyatlarin, medreselerin ve imam hatiplerin dört duvari arasina sikisip kalmayin! Evet, sohbet halkalarinda diz kirin! Zikir sohbetlerinde yerinizi alin! Konferanslara katilin! Ama asla sohbetlerin ve konferans salonlarinin sinirlari içinde de kalmayin!
Sokaga çikin!
Bir yetimin basini oksayin! Bir garibin derdiyle ilgilenin! Bir isçiyle konusun! Bir pazarciyla sohbet edin! Ekmek kuyrugundaki bir amcayla dertlesin! Bir akraba ziyareti yapin! Hayatin tam ortasinda olun! Insanlarin gerçek dertlerinden haberdar olun!
Unutmayin!
Okudugunuz kitap, dinlediginiz sohbet, ögrendiginiz ilim; bu zor günlerde bile bir garibe yardima dönüsmeyecekse, sizi bir Müslüman’in derdiyle dertlendirmeyecekse, bir iyiligi tavsiye etmenize ve bir kötülügü önleminize sebep olmayacaksa yani sizi harekete geçirmeyecekse ne ise yarayacak ki?
Sakin hep uygun zamani bekleyenlerden olmayin! Okulum bitsin, ilim tahsilim bitsin, kendimi iyice yetistireyim, henüz vakti gelmedi diyerek hayatini ve gençligini iskalayanlardan olmayin! Hem unutmayin! Su gibi akip geçen hayat, asla sizin bir seyleri bitirmenizi ve hazir hale gelmenizi bekleyecek degildir.
Artik harekete geçin!
Bir günahkâra tevbe kapisini göstererek, aç olan biriyle ekmeginizi bölüserek, bir dertlinin derdiyle ilgilenerek, bir borçlunun borcunu ödeyerek, bir düseni kaldirarak, bir zalimin bileginden tutup zulmüne engel olarak, bir haksizlik yapana karsi sesinizi yükselterek umut olun! Çünkü Islam, bir umut dinidir.
Insanlara vaazlarda anlatilan, sohbetlerde dinletilen, kitaplarda okutulan o muhtesem örneklerin ve kissalarin gerçek hayatta ete kemige bürünmüs karsiliklari ve yasanmis halleri olmaya gayret edin!
Bir gün cebinizdeki son parayi bir garibe verin ve yürüyerek dönün evinize. Sokaklari, pazarlari, caddeleri adimlayin! Kitaplari tahlil ettiginiz gibi hayati da tahlil edin! Derslerinizi okudugunuz gibi insanlari da okuyun! Çünkü Islam asla hayattan, çarsidan, pazardan ve insanlarin gerçek dertlerinden kopuk bir din degildir.
Bir gece uykusuz kalin!
Sokaklardaki evsizlerden, gece çalisanlardan, karanlik bir durakta isçi servisi bekleyenlerden, bos bir sokakta sabah namazina giden haci amcadan haberdar olun! Bir sabah namazini mahalle mescidinde kilin! Bir caminin çay ocaginda oturun biraz. Ayak üstü bir esnafla konusun!
Tüm zincirlerinizi ve prangalarinizi kirin!
Mücadelenizi YouTube ve sosyal medya kanallarina hapsetmeyin! Tüm sermayenizi siyasi tartismalarla tüketmeyin! Vaktinizi baskalarinin yaptigi isleri elestirerek çürütmeyin! Güzel bir is yapmak ve bir hayir islemek için kimseden bir emir ve talimat gelmesini de beklemeyin! Önce imaninizin emir ve talimatlarini yerine getirin. Allah için bir hayal kurun ve gece gündüz o hayalin pesine düsün!
Kendi derneginizin, vakfinizin, cemaatinizin sinirlarina hapsolmayin! Hep ayni insanlarla hep ayni seyleri yapanlardan olmayin! Asil ulasilmasi gereken insanlara ulasmaya gayret edin! Birkaç mahalleyi ziyaret edin! Mahalle parkindaki gençlerle tanisin! Bir okulu ziyaret edin! Oradaki gençlerle bir kitap halkasi kurun! Bir ögrenci yurdunu ziyaret edin! Yeni insanlarla tanisin! Haftada bir gün akrabalarinizla bir araya gelin! Anne-babalarinizi ve kardeslerinizi ihmal etmeyin!
Aktif olun!
En derin fikhi meselelerde malumat sahibi oldugunuz gibi, bir cami çikisi brosür dagitmasini da bilin! Pankart asmasini da, duvarlari afislemesini de… Bir miting meydaninda slogan attiginiz gibi bir kürsüden konusmayi ve bir sohbet halkasinda ders yapmayi da ögrenin! Hitabetinizi ve yazi yazma yeteneginizi de gelistirin!
Ne yaparsaniz yapin ama asla hayattan, sokaktan, halktan ve gerçeklikten kopmayin!
Kalin Saglicakla. (Alinti:A.Kiransal M.G.16.12.2021)
