“Yiyeceklerin psikolojimizde etkisi var mı?” sorusunu bir çoğumuz kendine soruyordur. Hayatta yaşam kalitemizin psikolojimize etkisi olduğu gibi, yiyeceklerin de etkisi tabi ki oluyor.
Köşe yazılarımda sizleri yemek tarifleriyle buluştururken, sadece tarif vermenin ötesinde yemeğin hayatımızdaki yeri, etkisi, önemine de değinmek istiyorum. ‘Bu yazı da nereden çıktı?’ diye aklınızdan bir soru geçmesin diye bu dipnotu eklemek istedim.
Bebekliğimizden bu yana alıştırıldığımız bir yeme düzenimiz var değil mi? Önce ailemiz, sonra kendimiz birey olduktan sonra yeme-içme düzenimizi belirliyoruz.
Kimimiz için yemek yeme çok şey ifade ediyor, kimimizse yoğun gününün içinde sadece karın doyurma amaçlı sağlıksız besleniyor. Ama beslenme tarzımızın psikolojimize olan etkisini hiç düşündünüz mü? ‘Düşünmez miyiz?' ya da ‘Hiç düşünmedim açıkçası’ dediğinizi duyar gibiyim.
Hele ki günümüzün en önemli altın öğünü kahvaltı… Vazgeçilmezimiz. Güne kahvaltı ile başlayan kişilerin daha mutlu olduğu kanıtlanmış bir durumdur.
Bazı yiyeceklerin vücudumuzda serotonin hormonunu artırarak bize mutluluk verdiği, psikolojimizi iyi anlamda desteklediği, depresyona dahi iyi geldiği bilinmektedir.
Hadi şimdi bunun tam tersini düşünelim! Hazır paketli ve işlenmiş gıdalar vücudumuza fizyolojik zarar dışında, psikolojimizde de olumsuz etkiler yaratıyor. Kısa vadede mutluluk veren basit karbonhidratlar, uzun vadede beden ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.
Biraz sizler için araştırma yapmadım desem yalan olur. Tabi ki okumadan, araştırmadan olmuyor bir şeyler…
Yediğimiz yemek, tükettiğimiz meyve sebze ve gıdalarla vücudumuza aldığımız B12 vitamini, protein, magnezyum, selenyum nedir? Hadi birlikte inceleyelim.
B12 VİTAMİNİ
Vücudumuzun sinir sistemi için en önemli ihtiyacımız B12 vitaminidir. Depresyon gibi durumlarda homosistein düzeyi düşer ve bu da kişiyi mutsuz eder. B12 vitamini en çok kefir, yoğurt ve yoğurt suyunda bulunur.
MAGNEZYUM
İnsanları mutlu eden ve enerji veren minerallerin en kuvvetlilerinden biri de magnezyumdur. Magnezyum açısından zengin olan besinler koyu yapraklı sebzeler ve kabak çekirdeğidir.
PROTEİN
Son zamanlarda adı geçen birçok diyet proteinden zengin, karbonhidrattan düşük bir beslenme biçimi önermektedir. Seratonin üretmek için gerekli olan aminoasit triptofandır.
Hindi etinin triptofan içeriği çok yüksektir. Bu nedenle protein tercihini hindi etinden yana kullanmak mutluluğu en az çikolata kadar artıracaktır. Ancak protein miktarları fazla kaçırıldığında ya da kırmızı et fazla tüketildiğinde vücudu sağlık anlamında strese sokmuş oluruz.
Sonuç olarak gereğinden fazla protein tüketmek de mutsuzluğa neden olmaktadır.
SELENYUM
Selenyumdan zengin olan yiyecekler ise badem ceviz fındıktır. Cevizini günde 3-4 tane tüketmek bile günlük selenyum ihtiyacının çoğunu karşılıyor.
Bu saydığım besinleri sevmeyeniniz yoktur. Evet, bu bilgileri kulağımızın arkasına sıkıştırıp, şuandan itibaren daha güzel, daha bilinçli besleniyor muyuz?
Hadi bakalım, sağlıklı beslenip, sağlıkla kalalım…


