NATO, Kuzey Atlantik paktı, ikinci dünya savaşının ardından, 4 Nisan 1949 yılında 12 ülke tarafından kuruldu… İlk kurucu üyeler, ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Portekiz, Lüksemburg, İzlanda, Danimarka, Belçika, tarafından kuruldu.
Bu gün NATO üyesi ülke sayısı 30 olmuştur.
NATO neden kuruldu? İkinci dünya savaşının ardından Sovyet sosyalist Cumhuriyetler birliği, doğu bloku oluşturdular. Dünya da Sovyetlere yakın sosyalist blokun artmasını tehdit olarak gören Amerika ve İngiltere, NATO’nun kurulmasına öncülük ettiler, bu istikamette NATO’nun kurulması gerçekleşti.
Gelişen durum ve konjonktür Amerika ve Batı Avrupa için güç birliğinin sağlamasını gerekli kılıyordu.
Diğer taraftan NATO’nun kurulmasına neden olan etkenlerden biride, Rusya’nın öncülüğündeki sosyalist blokun 1948 de Berlin ablukasını başlatmasıdır.
Türkiye NATO’ya ilk başvuruyu 11 Mayıs 1950 de yapmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapılan bu başvurudan bir netice alınamadı. Seçimlerin ardından NATO ya girme çabası Demokrat parti tarafından yürütüldü.
Türkiye NATO’ya girme gayesiyle Kore savaşına bir Tugay asker göndererek Amerika ve müttefiklerine uyum sağlamış, 1952 yılında Yunanistan ile birlikte NATO üyeliğine kabul edilmiştir.
NATO’ ya girme çabamız ortak savunma konsepti tesis etmek içindi. Zira Stalin’in tehdidi Türkiye’yi endişelendiriyordu. Kendi savunmamızı güvence altına almamız gayet samimi politikaları barındırıyordu… Ancak Amerika ve diğer Avrupa ülkelerinin bizi aynı halis niyetlerle NATO’ya almadıklarını sonradan anladık. Mesela Amerika bizi Sovyetlerin karşısında bir kalkan, bir yem olarak görüyordu. NATO Türkiye’ye karşı çoğunlukla samimi ve dürüst olmadı. Türkiye’nin içini karıştırmak, böylece kontrol altında tutmak, orta hallice kendi uydusu yapmak için oyunlar oynadı.
NATO’nun ortak savunmaya dair 5’ci maddesi, herhangi bir NATO ülkesine bir tehdit ya da saldırı olması durumunda, bütün üyelere saldırı yapılmış sayılır ve saldırı yapılan düşmana karşı ortak hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır… Ama ülkemiz için bu madde çalıştırılmamıştır, çalıştırılmamaktadır. Irak ve Suriye’den gelen tehditlere karşı, PKK tehdidine karşı, Asala terör örgütüne karşı 5’ci madde çalıştırılmadı, NATO hiçbir zaman yanımızda yer almadı.
NATO, dolayısıyla Amerika, NATO nezdinde kurulan Gladyo marifetiyle ülkemizde çeşitli senaryolar üretmiştir.
Samimi olunduğu sürece NATO ittifakı tabi ki akılcıdır, şu andaki duruma uygundur.
İsveç ve Finlandiya Rusya için endişe duyduklarından dolayı NATO’ya girmek için adım attılar.
Tabi kuruluş maddesine göre kararlar oy birliği ile alındığı için, bir ülkenin dahi karşı çıkması durumunda herhangi ülke NATO ya kabul edilmemektedir.
Türkiye bu durumda kilit bir ülkedir. Özellikle İsveç hem PKK hem de ülkemiz için tehdit kabul edilen diğer terör örgütleri için yataklık yapmakta, onları barındırmakta, hatta ekonomik destek verip onları kollayarak tavizler vermektedir.
Devlet ciddiyetine yakışmayacak bu tarzdaki sorunlu tutum, İsveç’in NATO’ya girmesine onay vermemizi elbette güçleştirmekte, hatta imkânsız hale getirmektedir.
Dolayısıyla dostane olmayan bu davranış karşısında, Türkiye’nin bu iki ülkenin NATO girmesine onay vermesi düşünülemez. Nitekim Cumhurbaşkanımız ve Dış İşleri Bakanımız da bu doğrultuda politikalar ortaya koymuşlardır.


