YAHYA CUMHUR TAPÇI


OKULLAR AÇILIRKEN ÖĞRETMEN VE ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ


Hiçbir ögrenci, ögretmen, anne baba bu egitim ögretim yilina kadar okullarin açilmasini son derece siddetle arzulamamistir. Her yilsonu tatilinden sonra okullarin açilmasi arzusu olusur ögrenci ve ögretmenlerde. Bu yil bu istek ve arzu artik zirve yapmis durumda.

Her ne kadar egitimciler disindaki insanlarin farkli degerlendirmeleri olsa da ögretmenler, okullarin açilmasini ve ögrencilerine kavusmayi sabirsizlikla beklemislerdir. Çünkü ögretmen ögrencisiyle birebir temas halindeyken ögretmenliginin farkindadir. Ögrencisinin sesini aracisiz duymali, yakin temasta bulunabilmeli, ayni havayi teneffüs etmeli, sakalasmali, kucaklasabilmeli, birlikte sevinmeli ve üzülmelidir. Ögrencisinin sorunlarini ancak yakin temasla anlar, çözüm üretebilir. Bilgi ve deneyimlerini ögrenciye bu sosyal temas halindeyken aktarabilir. Ögrenci de ögretmenin jest ve mimiklerinden anlam çikarir, bilgi ve becerilerini gelistirir.

Bu açiklamalardan sonra bir durum degerlendirmesi yapacak olursak egitim, ülkemizde herkesin çok iyi(?) bildigi bir konu olarak çikiyor karsimiza. O kadar iyi ki; ögretmenlere yol yöntem ögretme, akil verme derecesine kadar varabiliyor bu bilgiçlik. Tabi bu durumda ögretmen egitimci olmanin geregi bunlari görmezden gelip, bir tavsiye, durum degerlendirmesi gibi tespitlere evirerek velilerin gönüllerini de yapmis oluyorlar. Velilerden bir kismi da ögretmene akil vermenin, ona isini ögretmenin gururuyla bu durumu ev toplantilarinda misafirleriyle paylasarak ne kadar bilgili oldugunu göstermeye çalisabiliyor.

Siyasetçiler, egitimde en büyük engeli olusturan kesimdir. Sürekli sistem degisikligi, yeni programlar, atamalardaki adaletsizlik ve liyakatsizlikler, okul ve ögretmenler üzerinde baski olusturma faaliyetleri ögretmenlerin sirtinda bir kambur olarak durmaktadir.

Sonra egitimcilere verilen maas… ?

Bir yakinim, siyasetçiye olan vefasinin nedenini; liseyi zorla bitirmis, zamanin siyasetçilerinden biri sayesinde ise baslayan oglunun 7.000.-  ( yedi bin ) lira maas + ikramiye + giyecek yardim + … aldigini mutlulukla anlatinca içten içe nasil üzüldügümü, öfkelendigimi bilemezsiniz. Kimsenin aldigi maasi çok görmüs oldugumdan degildi bu öfke… Ögretmen olacak bir çocuk, ilk, orta ve lise yillarinda düzenli ders çalisip basarili olarak iyi bir üniversite kazaniyor. Ardindan dört, bes yil gurbet ellerde garip, aç sefil okullarda dirsek çürütüyor. Ailesine ekonomik olarak yük oldugunun ezikligini yasiyor. Ögretmen olmayi hak eden bu insan “KPS” ile bogusup, bu sinavi da kazanarak, atama bekliyor. Kura ile yurdun bir kösesine atanan bu ögretmen, sözlü sinavlarda ter döküp, bir türlü gelmek bilmeyen güvenlik sorusturmasi stresini yasayarak nihayet göreve baslayabiliyor. Aldigi maas ne kadar mi diyeceksiniz. Simdi bilmiyorum ama bundan alti ay önce 5.000.- (bes bin ) lira degildi…!

Bunca zahmete, emege, masrafa ne gerek varmis degil mi… Iyi kötü bir liseyi bitirip hatiri sayilir bir siyasetçinin eline etegine yapisip ise girmek daha kolaymis meger… Hem zamandan kâr etmis oluyorsunuz. Masrafiniz olmuyor, emek harcamiyorsunuz, hem siz hem de ailenizin ekonomik zarardan ve stresten kurtulmus oluyor… Ülkede mecburi egitimi 12 yila, üniversiteli sayisini artirmaya çalisacaksin, insanlari zorla okutup ardindan ne halin varsa gör diyeceksiniz. Sonra da emek harcayanlara düsük maas, emeksiz is sahibi olanlara dolgun maas… Ne güzel(!) adalet! Ne büyük çeliski… Bir ülkedeki insanlarin kalitesi, o ülkenin egitime ve egitimciye verdigi önem kadardir. Egitime ve egitimciye verilen önem, deger hepimizce malum… Hal böyle olunca çocukça tepkilere basvur… Çocuklar hep öyle yapiyor ya: Ben yapmadim o yapti… Siyasette her iktidar, her gelen bakan öncekine havale eder sorumlulugu… Anne babanin, toplumun zaten hiç kabahatleri yok(!). Bu çocuklarin, milletin bu halinin tek sorumlusu ögretmenler(!)…

Egitime ve egitimciye ne kadar deger veriyorsaniz o kadar degerli bir toplum olusturursunuz. Toplumdaki deger yargilari degismis; saygi, sevgi, hosgörü ve anlayis ortadan kalkmis ve insanlar ufak tefek isler yüzünden birbirini katletmeye baslamissa öncelikle ülkeyi yönetenler, aileler baslarini elleri arasina alip düsünmeli, biz nerde hata yaptik ve ben ne yapabilirim sorumlulugunu hissetmelidir. Her sorunun sorumlulugunu ögretmenlere havale etme kolayciligindan vaz geçmelidir. 03.09.2021

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593