ARİF TAKICI


Orta Doğuda Neler Oluyor


Bilindiği gibi İran Cumhurbaşkanı İbrahim reisi ve beraberindeki 7 kişi geçtiğimiz günler de meydana gelen elim bir helikopter kazasında hayatlarını kaybettiler. 

Herkesin başına kaza gelebilir. Ancak kazaya maruz kalan bir Cumhurbaşkanı olunca, ister istemez olayın arkası irdeleniyor. Bu kazada da cevap aranan hususların olduğu görülüyor. 

 

Cumhurbaşkanı Reisinin yakın zamanda Azerbaycan cumhurbaşkanı Aliyev ile yaptığı görüşmede her iki lider, Azerbaycan ve İran topraklarında yaşayan kardeş Azeriler ile ilgili birlik beraberlik vurgusu yapan görüş teatisinde bulundular… Bu durumun İran’daki bazı siyasilerin ve İran derin devletinin kabul edemeyeceği bir gelişme olduğu aşikâr. Dolayısıyla, suikastı İran derin devletinin yaptırmış olabileceği ihtimal dışı görülmemektedir. 

İkincisi: Kaza bölgesine üç helikopter gidiyor, neden iki helikopter Cumhurbaşkanının öncüsü olmuyor da kaza riski ile direkt Reisinin helikopteri karşı karşıya kalıyor? 

Sisli bölgeye neden böyle bir uçuş gerçekleştiriliyor? Zira Pilotlar normalde gidilecek güzergâhın hava durumunu almadan hareket etmezler!  

Üç: Reisi’nin koruması neden son anda başka bir helikoptere biniyor? 

Dört:  İran yakın zamanda Rusya’dan yeni helikopterler aldı. Cumhurbaşkanının yolculuğuna neden bu yeni helikopterlerden birini tahsis etmediler de, 1978 model eski bir helikopteri tahsis ettiler? 

 

Tabi bu kazanın arkasında İsrail ya da Amerika’nın olma ihtimalide göz ardı edilemez. 

Amerika Şahın devrilmesinden sonra İran ile zaman zaman gergin siyasi çıkışlar yaşadı. Keza İsrail ile de öyle. Her ne kadar zamanla danışıklı dövüş yapsalar da, Amerika’nın arada bir İran’a racon kestiği de biliniyor. 

İran Türkiye ile ne tam dost, nede tam düşman… Ama güvenilemeyecek bir ülkedir… İran hep orta doğu bölgesinde kendi Şia politikasına karşı Türkiye’yi engelleyici bir enstrüman görmüştür. 

Karadağ savaşında Ermenistan’ı desteklediğini, kendi topraklarında ise PKK yapılanmasını Türkiye’ye karşı kullandığını biliyoruz. 

Dolayısıyla ne dost, nede post olamayacak bir ülke… Ha Cumhurbaşkanları için yas ilan edilmesi bizim iki bin yıllık devlet geleneğimize uygun olmuştur tabi.  

UCM mahkemesin Amerikalı senatörlerin tehdit etmesine rağmen Netenyahu için tutuklama karar vermesini takdirle karşılıyorum. Bu karara göre Yasal düzenlemeleri ile bu mahkemeyi tanıyan 124 ülkede Netenyahu görüldüğü yerde tutuklanması gerekiyor. 

Yani netenyahu bu ülkelerden birine gittiğinde tutuklanmalıdır… Tabi dünyada hukuk varsa! 

Mahkemenin bu kararından sonra Netanyahu ve diğer soykırım suçlularında büyük korku başladı. 

Ne ibretlik iştir ki… ABD başta olmak üzere Batı ülkeleri, Uluslararası ceza mahkemesini hedef almaya başladı. Başsavcı Kerim Han ise baskılara meydan okuyarak ‘’ bu mahkeme hukukun galip geldiği yer olacaktır’’ dedi. 

Yüzsüz Netanyahu tutuklama talebinin Avrupa ve ABD’deki üniversite kampüslerindeki ‘’yeni antisemitizm’’ dalgasının Lahey’deki örneği olduğunu söyledi. 

İsrail savunma bakanı katil Gallant’da İsrail, Uluslararası ceza Mahkemesinin otoritesini tanımıyor açıklamasında bulundu. 

Uluslararası Ceza Mahkemesinin cesur savcısı Kerim Han ise Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkmaması için yöneltilen tehditlere, Bir devlet başkanı benimle konuştu ve ‘Çok iyi biliyorsunuz ki bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için kurulmuştur’ demiştir açıklamasında bulundu. Cesur Başsavcı Kerim Han, karara karşı olanlara bunu böyle görmüyoruz. Bu mahkeme hukukun güce ve kaba kuvvete galip geldiği yer olmalıdır’’ cevabını verdi. 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593