Oyun mu oynuyoruz, yoksa risk mi alıyoruz?
Oyun dünyasında son yıllarda “loot box” (rastgele ödül kutuları) ve “skin betting” (oyun içi eşyalarla bahis) gibi sistemler giderek yaygınlaştı. Oyuncu, belli bir ücret karşılığında kutu satın alıyor ve içinden ne çıkacağını bilmiyor. Çoğu zaman da nadir bir ödül umuduyla yeniden deniyor.
Bu, temelde bir “şans oyunu” mekanizması. Yani, klasik bir kumar makinesinin dijital versiyonu gibi çalışıyor. Kazandığında dopamin fışkırıyor; kaybettiğinde ise “bir dahaki sefer mutlaka kazanırım” duygusu devreye giriyor.
Araştırmalar da bu geçişi doğruluyor: “Loot box” satın alan gençlerin, kumar oynamaya başlama olasılığının daha yüksek olduğu bulunmuş. Yani oyun, farkında olmadan bir davranış modelini — risk almayı ve kazanç peşinde koşmayı — öğretiyor.
Dopamin döngüsü: Oyun neden bu kadar çekici?
Beynimiz ödül almayı sever. Kazandığımızda, bir hedefe ulaştığımızda ya da rastgele bir ödül kazandığımızda dopamin salgılanır. Bu nörokimyasal, bize “iyi hissettiren” bir motivasyon sağlar. Ancak işte tehlike de burada başlar.
Rastgele ödül sistemleri — yani loot box’lar veya oyun içi sürpriz kutular — beynin bu mekanizmasını sürekli tetikler. Her tıklamada “belki bu sefer kazanırım” düşüncesiyle dopamin salınımı artar. Bu da oyunu bırakmayı zorlaştırır, hatta bağımlılığa zemin hazırlar.
Bilim insanları artık bu durumu bir beyin hastalığı çerçevesinde değerlendiriyor. Bağımlılık, iradesizlikten çok nörolojik bir süreçtir. Beynin ödül devreleri, tekrarlanan uyarılarla yeniden şekillenir. Kısacası, oyun sizi oynamaya değil, siz oyunun kurallarına uymaya başlarsınız.
Risk alma davranışı ve “gizli kumar”
“Skin betting” sistemlerinde oyuncular, sahip oldukları sanal eşyaları başka oyuncularla bahis konusu yapabiliyor. Bu eşyaların bazıları o kadar değerli ki, artık sanal değil gerçek ekonomik karşılıkları var. Böylece oyun dünyasıyla finans dünyasının sınırları bulanıklaşıyor.
Uluslararası raporlar, özellikle 12–25 yaş arası gençlerde bu sistemlerin kullanımının son 5 yılda iki kat arttığını gösteriyor. Bazı ülkelerde loot box mekanizmaları artık kumar yasaları kapsamında değerlendirilmeye başlandı bile.
Ebeveynlere için birkaç uyarı: Oyun oynamak suç değil, ama bilinçsiz bırakmak tehlikeli
Oyun oynamak, çocuk ve ergen gelişiminin doğasında var. Ancak ebeveynlerin dikkat etmesi gereken nokta, “oyun oynama süresi” kadar “oyunun içeriği ve yapısı”dır.
Bazı basit adımlar büyük fark yaratabilir:
- Oyun içi harcamaları takip edin.
- Çocuğunuzla, “Bu oyunda hangi şeyler seni daha çok heyecanlandırıyor?” diye konuşun.
- “Loot box” veya “şans kutusu” içeren oyunlarda, bu sistemlerin nasıl çalıştığını birlikte araştırın.
- Oyun süresini değil, oyunun etkisini tartışın.
Dijital çağın oyunları artık sadece eğlence değil; risk alma, ödül bekleme ve harcama davranışlarını da öğretiyor. Bu yüzden asıl mesele, oyunun içindeki gizli kumar mekanizmalarını fark edebilmekte.
Klinik Psikolog Hüseyin SAKA


