Gittiğin o günden sonra seni çok
Aradım sen yoksun özledim annem
Saplandı bağrıma ateşten bir ok
Sızlandım sen yoksun özledim annem
O tonton yüzünü, pamuk elini
Sımsıcak, neşeli sade dilini
Misk-i amber gibi kokan tenini
Kokladım sen yoksun özledim annem
Varlığın yüce bir dağdı karşımda
Arkadaşım oldun en toy yaşımda
Şimdi görmek için seni düşümde
Uyudum sen yoksun özledim annem
Gittiğin yol uzak dönüşü olmaz
Rab’bimin emridir olmazsa olmaz
Gönlümde çiçeksin dört mevsim solmaz
Suladım sen yoksun özledim annem
Odanın kapısı aralık durur
Yüzüme tenin kokusu vurur
Elinin değdiği her şeyin durur
Bakarım sen yoksun özledim annem
Tarardın simsiyah uzun saçını
Rab’bimden sürmeli hilâl kaşını
Yaptığın mis gibi güzel aşını
Yiyemem sen yoksun özledim annem
Geceleri ateşlenen başımı
Silerdin sirkeli bezle kaşımı
Senin sabrın ile ergen yaşımı
Atladım sen yoksun özledim annem
Sevgiyi, saygıyı, hürmeti bize
Vatanı, Bayrağı sevmeyi bize
Mazlumun elinden tutmayı bize
Öğrettin sen yoksun özledim annem
Torunlar her bayram geldi yanına
Çiçekler dizdiler öpüp bağrına
Hayvanı seven insandır çağrına
Uydum da sen yoksun özledim annem
Gittiğin mekânın cennet-i alâ
Dilerim eylesin yaratan mevlâ
Kulfani gönlünde ateşin halâ
Yanıyor sen yoksun özledim annem