Yılmaz Akın

Tarih: 01.03.2024 09:00

Pisagor’un Açgözlülük Kupası

Facebook Twitter Linked-in

İyonyalı Pisagor’un okulundaki öğrenciler okulda dağıtılan içeceklerin güçlü öğrenciler tarafından fazla alındığını ve kendilerine içecek kalmadığını Pisagor’a iletmişlerdir.
Bu sorunu bitirmek ve öğrencilerine hakkaniyetli adil davranmayı öğretmek isteyen Pisagor; içerisinde mürekkep hokkasına benzeyen ters çan şeklinde bir yapı bulunduran tabanında ise bir delik bulunan bardak (Kupa) yapmıştır.

Bütün öğrencilerine bu bardaklardan dağıttırmıştır. Akışkanlık teorisine göre tasarladığı bardakların orta dış kısmına çizgi çizmiştir. Okuldaki her öğrencisine çizgiye kadar olan yerden yukarı çıkmadan içeceklerini doldurmalarını söyleyen Pisagor öğrencilerine bardaktaki içecekleri kontrol etmeyeceğini söylemiş ve salondan çıkmıştır. Bu yöntemle okulda bulunan bütün öğrenciler eşit miktarda içecek içmiş olacaktı. Bardağın orta çizgisinden sonrasını doldurmak isteyen öğrencileri büyük bir sürpriz bekliyordu. Çizgiden sonra durmayıp daha fazlasını isteyen öğrencilerin içecekleri bir anda bardaktaki sistemin çalışmasıyla alttan boşalmaya başladı ve bardağın içi tamamen boşaldı. Tekrar bardağı doldurup en azından çizgiye kadar getirmeye çalıştılarsa da nafile artık bardak çizgiye kadar bile dolmuyordu. Pisagor’u dinlemeyen öğrenciler bardağın tam dolmasını beklerken yarısını bile elde edememişlerdi.
Bardağı yarıya kadar doldurup çizgiyi aşmayan öğrencilerin içecekleri ise aynen duruyordu ve rahat rahat içeceklerini almışlardı. Açgözlülerin ve yasa tanımayanların elinde ise boş bir bardak kalmıştı.
      Pisagor, öğrencilerine bu kupayla, 2500 yıldır geçerli olan soyut gerçeği somut gerçeğe dönüştürerek anlatmıştır. "insan yaşamın sundukları ile yetinmeyi bilmeli, zira daha fazlasını arzularken elindekiler de kayıp gidebilir.

       Günümüzde kullandığımız deyim olan çizgiyi aşma sözünün kaynağı olan bu kupa aslında bize çok fazla bilgi veriyor. Durmanız gereken yeri bilmezseniz, elinizdeki her şeyi kaybedersiniz.
                                          ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI 
Diderot, ünlü Fransız yazar ve filozoftur. Aydınlanma Çağı’na öncülük eden Diderot alışveriş çılgınlığına ismini veren (Diderot Etkisi) bir şahsiyet olarak da tarihteki yerini almıştır. 
Diderot, büyük borç altına girmiş ve paraya ihtiyacı en üst düzeye çıkmışken 1765 yılında Rus İmparatoriçesi Büyük Catherine, sanat ve bilimin koruyucusu olarak, Diderot’un kütüphanesini satın aldı ve hemen sonra o kütüphaneyi yine Diderot’a bıraktı. Böylece Diderot’un eline önemli bir miktar para geçmiş oldu. Catherine bununla da yetinmeyip 25 yıllık maaşını peşin vererek Diderot’u kütüphanecisi olarak işe başlattı. Diderot, eline geçen bu büyük parayla öteden beri almayı düşünüp de alamadığı kırmızı pahalı bir sabahlık aldı. Sabahlık o kadar görkemliydi ki Diderot evdeki eşyaların ona uymadığını fark etti ve başladı eşyalarını sabahlığına uygun olacak yenileriyle değiştirmeye. Her değiştirmede diğerleriyle uygunsuzluk daha da arttı ve ötekileri de yenilemeye başladı. Sonunda kendisini, evdeki bütün eşyaları yenileriyle değiştirmiş ve yeniden borçlu duruma düşmüş olarak buldu. Diderot, bütün bunlardan sonra “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” başlıklı bir yazı yazdı ve içine düştüğü tüketim çılgınlığını anlattı.
Sonuç olarak siz siz olun alışverişte de çizgiyi aşmayın kazancınıza göre harcayın ve bardağın tamamının boşalmasına izin vermeyin. 
                                          YILMAZ AKIN
                                         28 ŞUBAT 2024

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —