HÜSEYİN OKUŞ


Pişmanlıklarımız


     Her insanin hayatinda mutlaka yasadigi bir pismanlik vardir. Bazen bu kisa süreli olur, bazen de yillar yili nasil kaçirdim bu firsati dedirtir insana. Bazen de insan söyle der; bu günkü aklim olsaydi böyle yapmazdim. Söyle yapmazdim. Bazen de bu illeti keske daha önce biraksaydim diyerek yaptigi hatalarindan veya yasadigi yanlislarindan pismanligini dile getirir.

    Çocukluk yillarinizda ya da gençlik yillarinizda verdiginiz kararlariniz hayatinizin akisini, gidisatini belirler. Çogu zamanda insanlarin o gün yanlis düsünmüsüm diyerek yanildiklarini itiraf ettiklerini görürsünüz. Insanin fitrati budur.

       Eger pismanliklarimiz dünyaya dair ise o kaderi irademizle beraber yasamis oluruz. Zengin degil de fakir oluruz. Söyle söyle bir semtte veya kentte degil de bulundugumuz yerde yasariz. Su statüde degil de bulundugumuz konumda yasariz. Su insanlarla degil de etrafimizda bulunanlarla yasariz. Belki de bizim için hayirlisi buymus der kaderimize razi oluruz. Hatta böyle oldugu daha iyi olmus diyerek pismanliktan mutluluga geçis yapabiliriz.

    Yok, yanlislarimiz, hatalarimiz bir günaha dair ise, bir kul hakkina hukukuna dair ise, bir canli hakkina dair ise onun birinci yolu bir an önce tövbe etmektir. Allah’tan af dilemektir. Ikinci yolu ise kimin hak ve hukukuna girmis isek onunla helallesmek yada ondan helallik istemektir. Üçüncü yolu ise bir daha böyle yanlislara, kötü aliskanliklara, günahlara girmemek üzere bu yolu kapamak veya kapamaya çalismaktir.

    Kiymetli okurlarim/dinleyenlerim, insan hep geçmise özlem duyar. Çocuklugumda böyleydi. Gençligimde söyleydi. Eski ramazanlar, teravihler, bayramlar söyle söyleydi diye hep özlemini dile getirir. Bu çok dogal bir haldir. Lakin, adeta kiyameti yasadigimiz son iki yili bir hatirlayalim. Salgin hastalik sürecinde, camilerin, cumalarin, teravihlerin ve ziyaretlerin nasil elimizden alindigini hep birlikte gördük. En sevdigimiz, annemizden, babamizdan, esimizden, çocuklarimizdan bu salgin hastalik dolayisiyla nasil mahrum kaldigimizi iliklerimize kadar yasadik. Adeta korkularimiz bize kiyametten bir sahne yasatti. Kur’ an-i ifadesiyle kisinin dünyadaki günahlari sebebiyle, kiyamet günü eslerin birbirlerinden, babanin evlattan, evladin babadan kaçtigi (Abese S.34-36) gibi sahneler yasadik.

Yaptigimiz bir yanlis, söyledigimiz bir söz, bilerek yada bilmeyerek attigimiz bir adim. Bizi esir alabilir. Hatta bize bedelde ödetebilir. Bütün mesele onlardan ders alabilmektir.

  Âdemoglunun en hayirlisi hatalarina, günahlarina tövbe edendir (Tirmizi) diyen Peygamberimiz, ibret almanin yanlislardan dönebilmenin ne büyük bir erdem oldugunu dile getirir.

   Kullugun adina, insanligin adina, komsulugun, arkadasligin, yiktigin gönüller, kirdigin kalpler adina, ibadetlerin, namazin, orucun, hayir hasenatin adina, pismanliklarin, keskelerin, dünyadan ahirete uzanan bir yol olmamasi ne kadar önemli degil mi?

  Rabbimiz kiyamet yaklasti insanlar oyun eglence içinde yüz çeviriyorlar.(Enbiya 1) Buyurmaktadir. Bu ayni zaman da insanin hep yaptigi, yasadigi olagelen bir halin tezahürüdür. Yoksa Rabbimiz uhrevi âlemden söyle sahneleri sunar miydi bizlere. O günahkarlari rablerinin huzurunda baslarini önlerine egmis halde söyle derlerken bir görsen:  ‘’Rabbimiz! Gördük ve isittik; bizi geri gönder de rizana uygun isler yapalim, artik kesin olarak inandik!’’ ( Secde S.12)  Yani pismanliklar fayda vermeyecektir.

     Rabbim bizi pismanliga düsmüs mücrimlerden, günahkarlardan, asilerden uzak eylesin diyor sizleri Allah’a emanet ediyorum.     

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593