Yaşadığımız dünyada olup bitenleri öğrenme adına haberlere bakmak isteyince; midemiz bulanır, insanlığımızdan utanır olduk. Memleketimiz özelinde ve dünya genelinde insan kaynaklı sorunların giderek arttığına ve insanın oluşturduğu vahşetin durdurulamaz boyutlara ulaştığına şahit olmaktayız. Peki bu mesele hakkına bir soru soralım;
İnsanlığı bu kadar acımasızlaştıran şey nedir? En güzel surette yaratılan insanı aşağıların aşağısına indiren şey nedir? Ve ilim sahibi eğitimli kişileri bile bu vahşete ortak eden şey nedir?
Efendim, bu sorulara cevap verirken sebep olarak çok şey söylemek mümkün. Çünkü insanlığın bu kadar insanlıktan çıkmasına tek bir sebep yetmez. Lakin bu sebeplerden en büyük payı olan nedeni anlatmak istiyorum. Sevgisizlik.
Duygusallıkta fakirleşmiş bir dünyanın misafirleri olarak, her geçen gün toplumda, ailede, evliliklerde bozulmalara şahit olmaktayız. Yaşanan bu problemlerin temelinde ise sevgi dilinin eksikliği vardır. Kafası eğitilirken, kalbi ihmal edilen neslin kendine ve insanlığa nasıl zarar verdiğini dehşetle izliyoruz. Eğitimli, kültürlü, entelektüel ve çok önemli unvanlara sahip kişilerin bile olumsuz davranışlara tevessül etmesi ancak bu sebeple açıklanabilir.
Sevgisiz büyütülen çocukların açtığı yaralar, sadece yetişkinleri, aileleri etkilemiyor, dokunduğu her yeri yakıp yıkabiliyor. Bugün dünyanın başına bela olmuş his ve duygu yoksunu kişilerin en önemli özelliği sevgiden yoksun büyümüş olmaları olabilir.
Sevgi yetimi ve şefkat öksüzü olarak yetişen çocuklar, mutsuz ve kaosa meyilli bir toplum oluşmasına da zemin hazırlıyorlar. Bulunduğu ortama sürekli olumsuz hava katan ve etrafına rahatsızlık veren kişiler, ister yetişkin ister çocuk olsun sevgisiz büyüdükleri anlaşılmaktadır.
Modern dünyada açlıktan ölen insanlar kadar sevgisizlikten ölen gönüllere de şahit olmaktayız. Vücudun gıdaya ihtiyacı olduğu kadar, insan ruhunun sevgiye ihtiyacı vardır. Sevgi ve şefkat yoksunluğundan ölen bir kalbe denk geldiğimizde, dünya çok büyük felaketlere sürüklenmiş oluyor maalesef.
En büyük örneğimiz, liderimiz peygamber efendimizin hayatına baktığımızda, sevgi eksenli insan yetiştirme modelinin varlığını görürüz. Etrafındaki herkese sevgi ve şefkatle yaklaşmış ve ümmetine de öyle olmayı tavsiye etmiştir.
Velhasıl, Yunus Emre ne güzel söylemiş; “sevgi gelince tüm eksikler biter.” diye
İsmail AYDIN