M. HASAN ÖZ


SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZIN KENT İNSANIMIZA YANSIMASI, KENT YASALARIMIZ


“Irade, duygusal bir güçtür ve düsüncelerin irade üzerinde etkili olabilmesi için tutkularimizla da beslenmesi sarttir. “ Jules PAYOT

 

BIR ARAYA GELEBILIYORMUSUZ, ÖYLEYSE DEVAM EDELIM

26 Ekim 2021 tarihinde Ünye’de 2040 Müzakere toplantisi yapmistik. Ünye’de bulunan sivil kuruluslarimizin çogunun temsilcisi de o toplantimiza gönülden katilarak müzakeremize dâhil olmustu. Çok mutlu olmustum, çünkü uzun yillardir böyle bir birliktelik ve gönüllü müzakere toplantisi yapilamiyordu. Bu da dile getirildi zaten.

Yapilan müzakere toplantisinda öncelikle su degerlendirme yapilmisti:

“Projelerin gerçeklesmesi için büyük gayret edilmesi, güçlü birliktelik olusturulmasi gerekir.

Ünye’de meslek gruplari bir türlü bir araya gelemiyordu. Bu toplantida bu eksiklik giderilmis oldu devami getirilmelidir.

Arkasinda devlet, belediye ve diger resmi kurumlar, güçler olmadan, sivil olarak halk ile birlikte yapilan bir toplanti oldu ve sivil kuruluslar bu kadar yogun katilimla bir araya geldi. Böyle bir girisim ile bir araya gelinebiliyormus, böyle toplanti yapilabiliyormus; bunun önemsenmesi gerekir.”

 

Bendeniz de konusmamin bir yerinde su cümleleri kurmustum:

“Memleket kamu görevlilerinin mülkü degildir. Tüm halkin ortak vatanidir. Her konuda karari kamu kurulusuna birakamayiz. Onlar da her konuda halk adina karar veremez. Istisare, danisma, kamuoyu yoklamalari bazi konularda önemlidir. Hem birlikteligi saglar, hem destegi artirir.

Birlikte düsünmeliyiz ve müzakere etmeliyiz. Sonra da birlikte uygulamaliyiz.

Resmi kurumlari da siviller olarak harekete geçirebiliriz.”

Bu ifadeleri her firsatta söylemeye devam ediyorum, etmeye de devam edecegim. Çünkü dogru, çünkü destek buluyor.

 

MESLEK KURULUSLARIMIZ VE SIVIL KURULUSLARIMIZ

 

2021 yili bahar ve yaz aylarinda dört ay Ünye’de idim. Toplantilarimizin disinda da çok insanimiz ile özellikle sivil toplum kurulusu yöneticileri ve meslek kurulusu yöneticileri ile birebir görüsme ve müzakere imkanim oldu. Bu görüsmelerimde önceki yillara oranla daha çok buhran ve olumsuzluklar gözlemledim. Buna ragmen halen bu kuruluslarimizin faaliyetleri sürekli devam ediyor. Ancak en büyük ihtiyaç moral, motivasyon, is birligi ve destek, bunu çok hissettim. Mümkün oldugu kadar da elimden geldigince moral ve motivasyon asilamaya çalistim, olumsuzluklari sikça dile getirme yerine olumlularin pesine düselim dedim. Sikça konferanslarimda, seminerlerimde, egitimlerimde ve toplantilarda su meshur prensibi tavsiye edip dururum:

“ BASIMIZA GELMESINDEN KORKTUGUMUZ OLUMSUZ SEYLERE DEGIL, BASIMIZA GELMESINI ISTEDIGIMIZ OLUMLU SEYLERE ODAKLANMALIYIZ” Ziyaretlerimde de çokça ifade ettim.

 

Birçok sivil kurulusumuz epeyce faaliyetler içerisinde. Ama ben eminim ki bu kurumlarimiz yaptiklarinin çok daha fazlasini ortaya koyabilirler. Bunun için sadece biraz silkelenmeye, biraz daha muhtesem olarak yaratilmis insan olarak içimizdeki cevheri kesfetmeye ve çok seyler yapabilecegimize inanmamiz gerekiyor. Yapanlara, örneklere bakmak, görmek, incelemek yeterli bu açidan motive olmak için.

 

EKSIKLERIMIZ NEDIR?

Yukarida bahsettigim olumsuzluklara ilaveten kurumlarimizin bir kisimlarinin yönetimleri ve üyelerinde sorumluluklar,  yetkiler, yapilabilecek faaliyetler ile ilgili yeterli bilgiler, egitimler, planlamalar yok. Ayni kulvarda diger sehirlerde basarili örneklerin tespiti ve örnek alinabilmesinde eksiklikler var. Kurumun basarili olmasinin önünde engel teskil eden sürekli olumsuzluklari dile getirenler, pek bir sey yapilamayacagina inananlar ve diger üyelerin enerjilerini düsürenler bile var.

 

NE YAPMALI?

 

- Öncelikle her sivil kurum bütün bu açilardan kendini yeniden gözden geçirmeli ve olumsuzluklara nester vurarak önümüzdeki dönemlere daha güçlü, moralli ve planli adim atmanin çabasina girmeli.

- Mutlaka üyelerin ve yönetimin tüm tavsiyeleri alinarak yillik planlamalarla programlar ve çalismalar zamanlamalarla ortaya konmali, günübirlik, rastgele faaliyet anlayisi terk edilmeli.

- Hizmet içi egitim dedigimiz, üyelerin tamamina daha verimli faaliyet göstermeleri için egitimler verilmeli ve özgüven ile beraber daha aktif hale gelmeleri saglanmalidir.

- Verimli ve basarili üyelere yetkiler verilmeli, verimsiz üyeler yetkilerden uzaklastirilmalidir.

- Üyeler arasi kaynasma ve dayanisma amaçli özel etkinlikler de yapilabilmeli ve dostluklar üst seviyeye çikarilmalidir. Böylece üyeler faaliyetlerde de birlikte daha elbirligi ile çalismaya odaklanabilirler.

Tavsiyeleri çogaltabiliriz, tecrübelerle ilaveler yapabiliriz.

 

KURUMLARIN ISBIRLIGI BULUSMASINI ALISKANLIK HALINE GETIRELIM

 

Kentimizde topluma hizmet veren tüm sivil örgütler, meslek kuruluslari sadece kendi üyeleri ile toplanti yapmayi asla yeterli görmemelidir. Mutlaka senede bir veya iki defa bütün bu sivil kurumlarimizin üst yönetimleri bir araya gelebilmeli, müzakereler yapmali, fikirler ve projeler üretmeli, isbirligi alanlari tespit etmeli, güçleri birlestirerek sinerji olusturmali ve daha büyük projelere imza atabilmelidir. Bu da mümkündür ve dünya kadar örnekleri vardir.

 

Bir kisim alanlarda birden fazla örgütlenmis sivil kurumlar gördüm. Aslinda bu daha çok verim ve faaliyet açisindan avantaj olmali. Ama benim tespit ettigim rekabet tatli degil, tam tersine olmus. Birbirinden tamamen kopuk, kizgin, hatta aleyhte ve suçlamalar içerisinde idi yöneticiler. Bu anlayis ne alanlarinda güzel faaliyetlerin artmasina yarar, ne de kente fayda saglar. Tam tersine zarar verir. Kimse sadece kendi çikarlari, sahsi talepleri ve menfaatleri için sivil örgüt kuramamalidir. Çünkü bu gibi sivil toplum kuruluslari ticari faaliyet degildir ve topluma yarar amaci ile kurulur.

 

Bütün bunlardan dolayi, sivil toplum kuruluslarimiz senede bir-iki topluca müzakere toplantilari yaparsa, bahsettigim sikinti azalir ve zamanla ortadan kalkar, kendiliginden bir disiplin, yararli isbirlikleri ve topluma yansiyan kent yasalari ortaya çikar.

 

ÜNYE KENT YASALARI

Bu kent yasalari da nedir diye sorulacak olursa, 2040 kitabimizda da öngörülen su maddeler ortaya çikabilir:

 

1. Egitimli olmayanlar, özellikle iletisim, hitabet, gelisim ve adab-i muaseret egitimi almayanlar ve bu kurallara uymayanlar ayiplanir.

2. Herkes insan denen muhtesem motivasyon egitimini alir ve motivasyon daima zirvede tutulur, negatif enerji elestirilir ve uyarilir.

3. Yabanci dil egitimi almayan artik azdir, bütün dünya dillerinden biri veya ikisinin ögrenilmesi olmazsa olmaz olarak düsünülür.

4. Asirilik, lüks yasam, israf, gösteris, kibir, simariklik, görgüsüzlük, cahillik çok ayip sayilir.

5. Ünye’de sivil toplum kuruluslarinin sayisi daima resmi kurumlarin kat kat üstündedir. Hemen hemen her konuda dernek, vakif, kulüp gibi sivil toplum kuruluslari çok aktif faaliyetler gösterir.

6. Yaslilara ilgi, sevgi ve saygi göstermek ailelerin en önemli ve onurlu görevi sayilir, onlarin tecrübelerine, birikimlerine ve bilge kisiliklerine önem verilerek devamli toplum adina istifade edilir.

7. Ev hanimligi asla küçümsenmez, en önemli görev addedilir, en çok deger verilen yapi olarak kabul edilir. Çogu üniversite mezunu olan annelere toplumun adeta liderleri gözü ile bakilir. Çalisanlar disinda çalismayan hanimlar asla ayiplanmaz, evlerde her meselede istisare edilen ve kararlarina, görüslerine es ve çocuklari tarafindan deger verilen bireyler olarak görülür. Toplum çalismalari ve kararlarinda da daima söz sahibidirler.

8. Kitap okumayanlar ve bu aliskanligi olmayanlar nerede ise yoktur. Bu konuda her türlü basarili tesvik çalismalari araliksiz sürdürülür.

9. Kisa mesafelerde araç kullanmak hiç hos karsilanmaz, yürümeye çok önem verilir, bisiklet kullananlar da yogundur.

10. Evlerde yapilacak isler, tamiratlar, çesitli uygulamalar ve ihtiyaç duyulan her konuda egitimler alinir. Küçük ihtiyaçlar ev halki tarafindan halledilir. Ayrica bu konularda komsu dayanismalari da çok yaygindir.

11. Sehirde refah seviyesi yüksek oldugu için hirsizlik yok denecek kadar azdir ve bu amaçla yogun tedbirler bulunmaz. Ihtiyaci olmadigi halde zevk için veya ruhi hastaliklar sebebi ile yapilan hirsizlik gibi olaylarda yakalanan failler mutlaka özel rehabilitasyonlarla topluma kazandirilir, ayrica çok özel ve güzel (faydali olacak) cezalara çarptirilir.

12. Tutumlu olmak en büyük erdemlerden sayilir. Evlerde ihtiyaç fazlasi seyler bulundurulmaz. Kullanilmayan ve fazlalik olan esyalar hemen degerlendirilir ve ihtiyaci olanlara ya ucuz satilir ya da hediye edilir. Bu da ayiplanmaz, tam tersine her seye deger verilme anlaminda düsünülür. Kullanilmayan esyalar atilmaz ve kullanilabilecekler daima degerlendirilir. Bu anlayisin zenginlik ve fakirlikle alakasi yoktur. Kimse varlikli olmasindan dolayi elektrigi, suyu, dogalgazi, teknolojiyi israf ederek ve gereginden fazla kullanmayi düsünmez ve bunu bir hak olarak görmez.

13. Hiç kimse inanci, ideolojisi, yasantisi, düsüncesi, zenginligi, fakirligi, gelenegi, davranislarindan dolayi hor görülmez, yargilanmaz, kinanmaz, ötekilestirilmez. Asla kaba kavranilmaz, anlayis, hosgörü, sevgi ve saygi hâkimdir. Topluma zarar verecek davranislar ve hatalar da en güzel davranislarla insanlarin onurlari korunarak düzeltilir.

14. Magdur bir insan ortaya çikarsa bu toplumun bir ayibi olarak görülür ve adeta paniklenir ve bu magduriyetin bir an önce giderilmesi için asiri girisimlerde bulunulur. Ayrica o sahsin asla sahsiyeti zedelenmez ve ifsa edilmemeye gayret edilir.

15. Komsularin taninmamasi ayip sayilir. Komsu dayanismasina, sevgi ve saygili iliskilere önem verilir. Komsular ile ilgili uygun görülen bilgiler çesitli araçlarla paylasilir, isbirlikleri yapilir, ortak sosyal faaliyetlerde bulunulur ve bu durum herkesi ziyadesi ile mutlu eder.

16. Insanlar ruh ve beden sagliklarina çok dikkat eder ve elverisli bütün aktiviteleri yapmaya çalisir. Özellikle yürüyüsler bir proje halini almistir. Bazi istisareler, görüsmeler, fikir jimnastikleri, beyin firtinalari, degerlendirmeler hatta bazi toplantilar bile yürüyüslerle yapilir ve bunun faydasi çok görüldügü için vazgeçilmez bir aktivite olarak degerlendirilir.

17. Sehirde çok yaygin poligonlar bulunmaktadir. Hemen herkes çok sik silah atis talimleri yapar. Silahlari da sadece oralarda kullanir. Çünkü bilirler ki bu eylem beyin gelismesinde faydali bir aktivitedir. Atislar yapilirken oksitosin denilen madde salgilayan vücut beyni çok olumlu etkiler. Buna benzer faydali aktivasyonlar ve sporun bütün çesitleri sürekli gerçeklestirilir.

18. Ünye’de hemen herkes her yasta ögrencidir ve saglikli oldukça ömrünün sonuna kadar okurlar, egitimler alirlar, egitimler verirler ve daima toplum hayatinda aktif olurlar. Ögrendikçe daha çok ögrenme ihtiyaci duyarlar, emeklilik ölünce derler.

19. Ünyeliler kutlamalari asla toplu mesajlarla, hazir resim ve videolarla yapmazlar ve bunu çok ayip sayarlar. Tüm kutlamalar sahislara bizzat telefon, ziyaret veya özel sahsa yazilan mesajlarla olur. Dijital teknolojiyi insan iliskilerinde insani degerleri hiçe sayarak kullanmazlar. Insan iliskileri dogal, geleneksel, saygiya ve görgüye dayali yürütülür.

20. Her faaliyet, girisim, proje, uygulamada dogaya, çevreye, insani iliskilere, geleneklere uygun yapilmaya çalisilir. Her girisim gelecek nesillere yatirim olarak düsünülür. Adalet, esitlik, hürriyet, insan haklari, doga haklari, hosgörü, dayanisma, sevgi ve saygi bütün faaliyetlerde öne alinan prensiplerdir.

 

Jules Payot’un Irade Terbiyesi Kitabini okumanizi tavsiye ederim.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593