SİBEL KURU


Sorumluluk Denince


Sorumluluk denince öncelikle en yakındakiler gelir akla. Çocuklar, eş, aile, iş, arkadaşlar, ev, araba… Kişi yakınındaki kişilerle, eşyalarla, yerlerle ilgili sorumlulukları ustaca üstlenir genellikle. Yapması gerekenler, yetiştirmesi gerekenler, iyi gelmesi gerekenler, mutlu etmesi gerekenler…

Peki gerçekten en yakınımızdakine, kendimize karşı sorumluluğumuz?

Kişinin öncelikli ve en önemli görevi ‘iyi yaşama sorumluluğu’ en çok anlaşılması gereken kısım esasında. Bu sorumluluğun hakkını gerçekten veren kişi, ‘önce kendime, sonra başkalarına’ kuralının da gerçekten farkında olacak ve kendine yeterince iyi geldikten sonra çevresi için olan sorumlulukları da yeterince iyi karşılayacaktır. Tamamen kendini çevresine adayarak, sürekli olarak verici olmak, hayır demeyi bilmemek sağlıklı bir durum değildir. Böyle olduğunda kişi farkında olmadan kendisi ile ilgili de sürekli olarak çevreden beklentiler geliştirebilir ve bu beklentiler tam anlamıyla karşılanmadığında da öfkeli ve gergin olabilir.

Çevreye hiç aldırış etmeden sadece kendini önceliklendirmek de sağlıklı bir durum değildir. Böyle olduğunda da çevreden olumsuz duygular gelişecek ve yine ilişkiler bozulacaktır. 

Mesele ‘alma-verme’ dengesini sağlıklı şekilde kurabilmekte. 

‘Önce kendime, sonra başkalarına’ ilkesini doğru anlayan ve bu konuda kendisini yeterince geliştiren kişi sağlıklı bağlar kuracak ve sağlıklı ilişkiler içinde olacaktır. 

Örneğin; ebeveyn rolünde olan bir kişinin kendini çocuğuna adaması ve mükemmel anne-baba olmaya odaklanması çocuk için de sağlıklı bir durum olmaz. Çocuk, karşısında kendi kendine yetebilen, kendi ihtiyaçlarını sağlıklı şekilde karşılayabilen, yeterince iyi bir ebeveyn gördüğünde çok daha sağlıklı gelişim gösterebilecektir. 

İlişkide kendisini ihmal eden ve sadece eşine adayan bir kişi de sürekli verici davrandıktan sonra tükenecek ve pasif agresif tepkiler vermeye başlayacak, kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığı için eşinden beklentiler geliştirecek ve beklentileri karşılanmadığında çok daha gerginleşecek, sonuç olarak ilişki bozulma noktasına gelecektir. 

Bu örnekler pek çok konu ile ilgili arttırılabilir. Kendisini tamamen işine adama eğiliminde olan, mükemmeliyetçi kişiler de kendilerini ihmal ettiği için bir süre sonra mutsuz olmaya başlar ve çevresi ile ilişkileri bozulabilir hatta bir takım hastalıklar geliştirebilirler. 

Kişinin öncelikle kendisi ile kuracağı sağlıklı ilişki; kendi ihtiyaçlarını fark etmesi, kendine yeterince değer vermesi, seçimler yapabilmesi, kararlar verebilmesi, sorumluluk alması, kendisi ile kalabilmesi, kendisini sevmesi ve şefkat göstermeyi öğrenmesi ile mümkündür. 

Bunları gerçekleştirebilen kişi kendisine doğru çok büyük bir adım atmış ve en temel kişisel sorumluluğu yerine getirmiş olacaktır.

Yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde, öncelikle kendimizle sağlıklı bağ kurmayı öğrenmeyi, en çok kendimize dost ve kendimize yakın olmayı hedeflemeye ne dersiniz

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593