Isme Göre mi, Kendine Göre mi Tercih Yapacaksin?
Yüksekögretim Kurumlari Sinavi’na (YKS) çok az kaldi. Heyecanli, stresli ögrenciler ve aileler. Basarilar diliyorum tüm gençlere.
80'li yillarin sonlarinda girdigim Üniversite sinavi sonrasina götürmek istiyorum sizleri, Üniversite sinav sonuçlari aylar sonra açiklanirdi o zamanlar. Simdilerde bir aya kalmadan elektronik ortamda açiklaniyor. Sinav sonuçlarini ögrenmek için sabah erkenden kalkip gazete bayii Cücür’e kosardik. O sabah, heyecanli lise son sinif ögrencileri ile dolu olurdu Cücür. Adeta Milli Piyango Çekilisi listeleri gibi sayfa sayfa yayinlanlanirdi sonuçlar. Kaç puan almissin, nereyi kazanmissin sinav gazetesinden ögrenirdin, sonra üniversite sonuçlari eve postalanirdi,
Üniversiteyi kazanan gençler Ünye'de aksam sahil turuna çikar, gelen geçen tanidiklarinin "Nereyi kazandin, sonuç nasil?" gibi sorulari ile yüzlesirdi. Gururlu ve kafasi dik genç de hemen kazandigi yeri söylerdi, Ünye Lisesi çok basarili bir lise oldugu için genelde Tip Fakültesi, Mühendislik, o yillarda yeni popüler olan Isletme kazananlar çogunlukta olurdu. Aile ve akrabalar arasinda bir telefon trafigi olur, o zamanlar cep telefonlari, internet, bilgisayar olmadigi için. çevirmeli ev telefonlari ile müjdeli haber verilirdi.
“Isim ve Ben” kitabinin yazari Yildiz Hacievliyagil ile yaptigimiz röportajda; Üniversite tercihi yapacak gençlere “isme göre mi, kendine göre mi tercih yapacaksiniz?” diye soruyor ve anlatiyor. (Röportajin tamami için ; fatmaerdem.com)
Meslegini “isme göre” tercih eden, bir meslegin ismine bakar, “doktorluk” mesela. Der ki “tip, evet oldukça havali, statüsü yüksek, bir yere gidip ben doktorum dersem sosyal kabulüm yüksek olur, zamanla gelirim de artar, eh o zaman doktor olayim. Meslek onun için bir araç olur. Kendini hayal ettigi dis basarilara ulastiracak bir araç. Uçaga binip, bir sehirden öbürüne gider gibi, bu meslegi seçer, bir statüden, öbürüne geçmeyi umar.
Meslegini “kendine göre” tercih eden, önce kendine bakar. “Ben kimim? Hastane ortami, insan dokulari, kani, diskisi vs. ile içli disli olmak bana göre mi? Biyoloji ilgimi çekiyor mu? Ezber yetenegim var mi?” Yasamimda insanlara yardim etmek öncelikli amacim mi?” gibi sorular sorar. Meslegi araç olarak degil, amaç olarak görür. Doktorluk artik onu bir statüden öbürüne götürecek bir araç degildir, sabahlari yataktan kalkma sebebidir. “Evden bugün hangi insana ne gibi bir faydam dokunacak?” diye yola çikar bu kisi. Sonuçta biz disaridan bu iki insana bakar, ikisine de “doktor” deriz, ama onlar kendi içlerini ve içlerinden geçeni kendileri bilir.
“Hangisi en dogru tercih?” sorusunun cevabi kisinin varolusuna göre degisir. Varolusu meslegini araç olarak görmeye uygun olan kisi için, “isme göre” tercih daha dogru olabilir, zaten o istese de “kendine göre” tercih yapamaz, varolusu “kendine göre” tercih yapacak kendini bilme düzeyine gelmemistir. Ama “Bu insanlardan hangisi daha anlamli, doyumlu ve coskulu bir yasama sahip olur?” diye sorarsan cevabim “kendine göre” tercih yapan olur. Zira “isme göre” tercih yapan istedigi statüye kavusurken kendinden uzaklasirken, “kendine göre” tercih yapan istedigi meslegi yaparken özüne yakinlasir. Tabi bunlar konusurken siyah-beyaz gibi oluyor ama yasam öyle degil. “Isme göre” tercih yapan biri zamanla kendine yabancilastiginin farkina vararak içinde bir sorgulama süreci baslatip, ayni meslegi baska bir gözle görüp, baska sekilde yapmaya baslayabilir, ya da tersi.


