Ünye Rüştiye Mektebi hangi tarihte ve nerede kuruldu? Kuruluş tarihi olarak 1871-1872 (Hicri 1288) senesini verebiliriz. Nerede kurulduğu konusu net değildir.
“1871/1872 (H. 1288)’de ise 5 muallim-i evvelli, 2 muallim-i sânîli 7 mektep mevcuttur. Ünye ve Çarşanba rüşdiyeleri yeni mekteplerdir.”[1]
Bu rüşdiyelerin muallim ve öğrenci durumları şöyledir.
1871/1872 (H. 1288) Trabzon Vilayeti, Rüşdiyeleri:
Tabloda görüldüğü gibi Trabzon Rüşdiyesi, en fazla öğrenciye sahiptir. Trabzon’dan sonra ise Giresun Rüşdiyesi gelmektedir. Ünye, az olan öğrenci sayısına rağmen muallim-i evvel (uzman öğretmen) ile idare edilmektedir.
1872/1873 (H. 1289) yılında 7 rüşdiyede 339 öğrenci bulunmaktadır.
1873/1874 (H. 1290)’te rüşdiye sayısı 9’a yükselmiştir. Muallim-i evveli Mustafa olan Niksar ve muallim-i sânîli Bafra rüşdiyeleri yeni görülmüş olup öğrenci sayıları yoktur.
1874/1875 (H. 1291)’te 7 muallim-i evvelli, 3 muallim-i sânîli 10 rüşdiye mevcuttur. Muallim-i evveli Mehmed Hıfzı olan Gümüşhane yeni açılmıştır.
Aktarılanlardan anlaşılacağı üzere Ordu ve benzeri yerleşimlerde henüz rüşdiye düzeyinde eğitim kurumu bulunmamaktadır.
1875/1876 (H. 1292)’da farklı bir kaynakta Trabzon Rüşdiyesi’nin İdâdîsi de görülmüştür. Rüşdiyenin 133, idâdînin 280 öğrencisi vardır. Ayrıca Ordu ve Tirebolu kazalarında rüşdiye mektebi inşâ edilmektedir.[2]
Ünye Rüştiye Mektebi nerede kuruldu?
Kuruluş mevki ve binası konusunda henüz bir belgeye sahip değiliz. Ancak Ünye Rüşdiyesi olarak 17 talebesiyle Muallim-i evvel Mahmud hocanın ilk eğitime başlandığı yer “Kilise Tepesi” diye bilinen mevkide Meçhul Asker Mektebi adıyla daha sonraki yıllarda ilk ve ortaokul olarak eğitim verilen eski bina gösterilmektedir.
Günümüzde Meçhul Asker Ortaokulu’nun bulunduğu bu mevkide o dönem Ortodoks Rum Kilisesi bulunmakta ve söz konusu bina kilisenin müştemilatı olarak yer almaktadır.
Meçhul Asker Mektebi’nin Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında yaralıların tedavisi ve sığınma evi olarak kullanılmasından dolayı eğitime ara verilmiş ve Cumhuriyet Meydanı’ndaki Anafarta ve Taşbaşı’ndaki İnönü İlkokulları adıyla eğitim verecek olan binalar o dönem rüşdiye olarak kullanılmış olabilir.[3]
Rüştiyelerin ilk ortaya çıktığı 1839 yılında mevcut Osmanlı eğitim kurumları olan sıbyan mektepleri ve medreseler de Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar varlığını sürdürmüştür. 3 Mart 1924'te Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu kabul edilerek medreseler kaldırıldı ve Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içindeki bütün okullar, Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlandı.
Ünye’de rüştiyenin açıldığı 18971-1872 yıllarında kazada, 9 medrese, 1 rüştiye mektebi ve Salnâme-i Devlet-i Osmaniye iptidaî derecesinde olarak 102 İslâm, 5 Rum, 15 Ermeni mektepleri ile 1 kütüphane bulunmaktadır. Bunlardan 1 medrese ve 17 iptidaî mektep ile kütüphane kasabada olup küsuru kazaya bağlı köylerle Karakuş Nahiyesi dâhilindedir.
Ünye Kazası’nda bulunan mülkiye mekteb-i rüştiyesinde “efendi” unvanıyla 1 Ulûm muallimi, 1 Fünûn muallimi, 1 de Hüsn-i hat muallimi görev yapmaktadır.[4]
Osmanlı Eğitim Kurumları
Mektep: Abbasiler devrinde “küttab” adıyla anılan mektebe, Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı Türkleri sıbyan mektebi diyorlardı. Osmanlılar bu tip mektepleri “daruttalim, darulilm, muallimhane, mahalle mektebi, taş mekteb, mekteb-i ibtidaiyye” gibi adlarla da anmışlardır.[5] Ana ve babaların, çocuklarına ayet ve hadislerle de desteklenen dini inanç ve artları öretme isteği, sıbyan mekteplerinin yaygınlaşmasında etkili olmuş ve hemen hemen her mahallede açılmasından bunlara mahalle mektebi denmiştir.[6]
Mektepler, medreselerin bir alt kademesini teşkil eden eğitim kurumlarıydı. Sıbyan mektepleri çocuklara Kur’an okutmak, namaz kılma usullerini, namazda okunacak ayetleri ve duaları öğretmek ve biraz da yazı yazdırmak gibi üç önemli amaçla kurulmuştu.[7]
Medrese: Medrese kelimesi Türkçeye Arapçadan geçmiş olup içinde öğrencinin ilim öğrendiği yer anlamına gelmektedir. Osmanlı döneminde ilköğretim kurumunu ifade eden sıbyan mektebinin üstünde, orta ve yüksek eğitim veren kurumlara denilmiştir.
Diğer Eğitim Kurumları: Camiler, Tekkeler, Kütüphaneler, Sahaflar, Loncalar, Evler, Kıraathaneler, Muvakkıthane ve Rasathanelerdir.
Enderun mektebi Osmanlı Devleti’nin gücünü korumak için nitelikli insan yetiştirmek amacıyla kurulmuş bir eğitim merkezidir. Enderun mektebi II. Murad zamanında kurulmuş, Fatih zamanında ise asıl hüviyetine bürünmüş, devletin korunması için gerekli idari ve mülki kadronun eğitimine yönelmiştir. Böyle bir kurumun teşkilinde esas hedef, askeri temele dayanan Osmanlı Devleti’ne yetenekli yönetici kadroları yetiştirmekti. Bunun için devşirme denilen bir sistem uygulanıyordu.[8]
Rüşdiyelerin ortaya çıkışı ise II. Mahmud’un devleti kötü gidişattan kurtarma maksadıyla eğitim kurumlarında yaptığı yenilikler nedeniyle olmuştur.
5 Şubat 1839’da II. Mahmud eğitim kurumları hakkında Meclis-i Umûr-ı Nâfıa’ya talimât vererek bir lâyiha hazırlatmıştır. Lâyihanın konusu sıbyan mekteplerinin düzeltilmesi ve onlara bağlı olarak yeni ve ikinci sınıfı olacak mekteplerin açılmasıdır.
II. Mahmud tarafından isimlendirilen rüşdiye mekteplerinin ilki bürokrasiye memur yetiştiren Mekteb-i Maârif-i Adlî ve Mekteb-i Ulûm-ı Edebiye-i Adlî olmuştur.
Kızların eğitim meselesi de unutulmamış ve 1859 yılında ilk kız rüşdiyesi açılmıştır.
İki kısımdan oluşan bu mekteblerin ilk (hazırlık) kısmı 4, ikinci (rüşdiye) kısmı 3 yıldır. İlk kısımdaki öğrenciler ise mülâzim olarak adlandırılmaktaydılar. Bu tarihlerde rüşdiyelerin sayısı arttığından iki mektebe ihtiyaç kalmadığı ve öğrencilerin niteliğini arttırmak için idâdî açıldığı fikrini vermiştir.[9]
Rüşdiye Mekteplerinin Dersleri ve İçerikleri
Osmanlı devlet kurumlarından önde gelen bir kurum da İlmiye teşkilatıdır. Padişah dışındaki hâkim güç ve idari, askeri ve bayındırlık hizmetleri yöneticileri ilmiye teşkilatı tarafından sağlanıyordu. Mektep, çocukları eğitiyor, Medrese, ilmi ve dini bilgilerle donatıyor, Enderun ise farklı kültürlerden gelen Osmanlıları bir potada eritiyordu. Osmanlı’nın Batı karşısında duraklayıp, gerileme dönemine girene kadar sistem oldukça düzenli işlemekteydi. Klasik Dönem Osmanlı Eğitim Kurumları yerine yavaş yavaş Batılı eğitim anlayışı ikame edilmeye başlandı.
Sıbyan Mektebi ve Medreselerde dine dayalı eğitim yanında fenni ve beşeri eğitimin kapısı aralanmaya başladı. Günümüz ortaokul düzeyinde rüştiyeler ve lise düzeyinde idadi ve sultaniler bu amaçla açıldı.
Rüştiyelerde verilen dersler aslında eşit ağırlıkta dini içeriğe sahiptir.
Kur’ân-ı Kerîm ve Ulûm-i Diniyye: Birinci sınıf haftada 3 saat, ikinci sınıf haftada 2 saat, üçüncü sınıf haftada 2 saattir.
Türkçe: Birinci sınıf haftada 7 saat, ikinci sınıf haftada 5 saat, üçüncü sene haftada 4 saattir. Ders içeriğinde en çok yer tutan dilbilgisi konularıdır. Okuma ve yazma konuları detaylandırılmamıştır. [Arapça esaslı Osmanlı Türkçesi yazım kuralları öğretilmektedir.]
Ahlâk: Birinci sene haftada 1 saat, ikinci sene haftada 1 saat.
Arabî: Birinci sınıf haftada 1 saat, ikinci sınıf haftada 2 saat, üçüncü sınıf haftada 2 saat. Türkçe dersinde olduğu gibi bu derste de ağırlık dilbilgisi olmuştur. Okuma ve yazma konusu daha az ele alınmıştır.
Fransızca: Üçüncü sene haftada 3 Saat
Hesab: Birinci sınıf haftada 2 saat, ikinci sınıf haftada 2 saat, üçüncü sınıf haftada 2 saat. Bir öğrencinin günlük hayatta kullanabileceği ve gereksinim duyduğu bilgiler burada verilmiştir.
Hendese: Üçüncü sene haftada 1 saat. Doğru çizgi, açılar, eğik çizgi, düzlemler, dörtgen, çokgen, yüzölçümü gibi geometrik bilgiler.
Coğrafya: Birinci sınıf haftada 2 saat, ikinci sınıf haftada 2 saat, üçüncü sınıf haftada 2 saat.
Tarih: Birinci sınıf haftada 2 saat, ikinci sınıf haftada 2 saat, üçüncü sınıf haftada 2 saat.
Ma‘lûmât-ı Nâfıa (ilm-i eşya ve hıfz-üs-sıhha): Birinci sınıf haftada 1 saat, ikinci sınıf haftada 1 saat, üçüncü sınıf haftada 1 saat. Yer küre, yıldızlar, hava, atmosfer, ateş, su, hava, mesken, ağaçlar, insan bedeni, madenler, dokumacılık vb. Bayındırlıkla ilgili bilgiler.
Hıfz-üs-sıhha: Üçüncü sene haftada 1 Saat sağlık bilgileri.
Hüsn-i Hatt: Birinci sınıf haftada 1 saat, ikinci sınıf haftada 1 saat, üçüncü sınıf haftada 1 saat.
Resim: Birinci sınıf haftada 1 saat, ikinci sınıf haftada 1 saat, üçüncü sınıf haftada 1 saat. [10]
Ünye Rüşdiyesi’nde bu dersler Farisi, Malumat-i fenniye, Malumat-ı Medeniyye gibi ayrıntılar yanında Hüsn-i hâl ve hareket (bizim okuduğumuz yıllarda “Hâl ve Gidiş”) gibi değerlendirmeler içermektedir. Haliyle eğitmenlerin niteliği de mevcut duruma uymaktadır.
Derslerin içeriği ve eğitmenlerin konumu 3 Mart 1924'te Tevhid-i Tedrisat kanunuyla birlikte çağdaş hale getirilmiştir.
Ünye Rüştiye Mektebi'nin 1912-1913 yılı Öğrencileri
Sofuoğlu mahdûmu Mehmed Efendi
1316 (Miladi 1900) doğumlu Sofuoğlu mahdûmu Mehmed Efendi, bugün Orta Cami yakınında kuyumculuk yapan Ersoy Coşkan’ın dedesinin babasıdır. Ünye Sofutepesi Mahallesi’nden olan bu aile, Ünye’ye yerleşen ilk Türklerden Çepni boyuna mensupturlar. 1900 doğumlu rüştiye öğrencisi Mehmet’in Hamza adında oğlu olur. Hamza’dan olan Seyfettin Coşkan, Coşkan Kuyumcu Ersoy Bey’in babasıdır. Halen Mehmed Efendi’nin yaşadığı topraklarda hayat sürmektedir. (Kaynak: Ersoy Coşkan)
Molla İsmailoğlu Yaşar Efendi
1315 (Miladi 1899) doğumlu Molla İsmailoğlu Yaşar Efendi, Soyadı Kanunu öncesi Gürcü Ahmet Efendi lakabıyla bilinen Dursun ve Yaşar Özdemir kardeşlerin babasıdır. Büfeci Çıpır Yılmaz olarak bilinen merhum Yılmaz Özdemir’in amcasıdır. Sınavlara girmediği için Hüsn-i hâl ve hareket dışında not verilmemiştir. (Kaynak: Hasan Şimşek)
Vidinoğlu Ahmet Bican Efendi
1316 (Miladi 1900) doğumlu Vidinoğlu Ahmet Bican Efendi, fındık tüccarı merhum Mustafa Vidinli’nin ve Arif Vidinli’nin amcasıdır. Bican Efendi’nin kardeşi Necati Efendi Ünye’nin önde gelen bir eşrafıdır ve Mustafa ve Arif Vidinli’nin babasıdır. Mustafa Vidinli kendi oğluna babasının adını vermiştir. Samsun’da Vidinli Oteli ve Ünye’de Mehmet Necati Vidinli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bu ailenin adını taşır. Ayrıca Arif Vidinli Tarafından yaptırılan Mürüvvet Vidinli Halk Eğitim Merkezi, Mehmet Necati Vidinli’nin adını taşımaktadır.
1317 Fatsa doğumlu Hocazâde Mehmed Cemal Efendi…
1314 Fatsa doğumlu Hocazâde Tevfik Efendioğlu Şevket Efendi…
1316 Fatsa doğumlu Hocazâde Tevfik Efendi mahdûmu Salim Efendi…
Hocazadeler emekli mühendis Faruk Alp’in anne tarafından dedesi olur. Aynı zamanda Sunay Eren adlı hemşerimizin, Cumhuriyet Meydanı’ndan taşınan mezar taşlarıyla ilgili araştırmamızda geçen Hocazade Abdullah Efendi ile bağlantısı vardır.
Kısacıkzâde mahdûmu Cevdet Efendi
1317 (Miladi 1901) doğumlu Kısacıkzâde mahdûmu Cevdet Efendi, Ünye’de üç dönem (1963’ten 1977’ye) belediye başkanlığı yapan Talatzâde Mithat Kısacıkoğlu’nun sülalesinden olma ihtimali taşımaktadır, araştırılıyor.
Gevariloğlu mahdûmu Said Efendi, Hasan Efendi ve Hüseyin Efendi: Variloğlu lakaplı Avukat Ersoy Sağlam’ın aile mensubu olmaları muhtemeldir, henüz araştırma safhasındadır.
Karib Hasanzâde hafîdi Fahreddin Efendi ve Ahmed Fazıl Efendi: Ünye’de Gariboğlu ailesi mensubu olmaları muhtemeldir.
Karaosmanoğlu İzzet Efendi: Ünye’de bağlantı kurduğumuz Karaosmanoğlu sülalesi ile bağlantısı olmadığı anlaşılmıştır. (Kaynak: Hasan Şimşek)
Lülecizâde Fahreddin Efendi: Lülecilerden, Çoldurkadızâde mahdûmu Haydar Efendi, Çoldurlar sülalesinden olması kuvvetle muhtemeldir.
Son olarak Hacı Çayırezmezzâde Ali Efendi, Ünye’de Çayırezmezler olarak bilinen sülalenin muhtemel bir ferdidir. Ancak bu sülalenin bir kısmı farklı soyadı almış ve Ali adında bir büyüklerinin olup olmadığı konusunu bilemedikleri için durumu netlik kazanmamıştır.
Arşiv belgeleri ve aile yakınlarının beyanı geldikçe Eski Ünye’nin Dünkü Çocuklarını yazmaya devam edeceğiz.
Ünye Tarih Araştırma Grubu
Ahmet Kabayel- Ahmet Derya Varilci
[1] Salnâme-i Devlet-i Osmaniye, 1288, s. 143-146 [Aktaran: Fatma Kaya Doğanay, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Rüşdiye Mektepleri, Erzurum 2011 Atatürk Üniversitesi Doktora Tezi]
[2] Salnâme-i Devlet-i Osmaniye, 1293, s. 159-160
[3] Bu yıllarda ne zaman hangi binalarda rüştiye eğitimi verildiğine dair resmi bir belge henüz mevcut değildir. Elimizdeki bilgiler sözlü tarih ürünü olup sahih belgelere ihtiyaç duyulmaktadır.
[4] Trabzon Vilayet Salnamesi, 1320/1903, s. 260
[5] Cahit Baltacı, (2004), “Mektep”, DİA, XXIX, Ankara, s. 6-7
[6] Yücel Gelişli (2002), “Osmanlı İlköğretim Kurumlarından Sıbyan Mektepleri (Kuruluşu, Gelişimi ve Dönüşümü)”, Türkler, XV, s. 35-43
[7] Yücel Gelişli, age. s. 38
[8] Ülker Akkutay (1999), “Osmanlı Eğitim Sisteminde Enderûn Mektebi”, Ankara, s. 187-193
[9] Fatma Kaya Doğanay, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Rüşdiye Mektepleri, Erzurum 2011 Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Doktora Tezi, s. 24
[10] Fatma Kaya Doğanay, age. s. 248