İNCİ ÇETİR


Vakit!


Emeklerin hiçe sayıldığı topluluğu sürdürmekte üstümüze yok gibi bu aralar. Aslı hep geçmişe dayalı kurallardan ibaret belki de bu döngü…

Yaşanılası güç; yargılaması da, peşin hüküm giydirilmesi de ayırt edilemez nitelikte.

Dürüstlük kavramına ilişkin söylenilen veya kurulan her cümlenin altında ezilmeye dayalı diretmeler…

Bilginin gücü adına diye çıkarımlar bile söz konusu olamaz artık. Ezmeye nitelikli kavramlar dayatılmaya başlandı bile bu kez…

Sorguya çekilmeksizin ulu orta saydırılan cümlelerin sonunda ben merkezci insanlara şahit oluyoruz bugünlerde…

Şimdi!

Kimleri hangi kalıba koymalı?

Ya da kimleri hangi kalıptan çıkarmalı?

Varsayımlarla gitmez bu döngü. Bir yerden bir yere varmak isteyenin çabasıyla başıboş gezenlerin arasındaki zamanın kıymeti gösterilmeli bütün gerçekliğiyle. Çabalamanın, uğraş vermenin, alınteri dökmenin karşılığını aldığı vakitteki huzur paha biçilemezken, zorlayıcı gelen kısmı seçenlerin çoğunluğu da gözardı edilemez elbette…

Nedir bu zorlayıcı gelen kısım?

Başkalarının ekmeğine göz dikenlerden bahsediyorum tabiki de. Hiçbir çaba göstermeksizin kolayı seçip başkalarının hayatlarından çalmaya çalışanlardan mesela…

Emek vermeden ekmeğin olamayacağını idrak edemeyenlerden…

Çabalarını da yalnız gereksiz oyunlarına harcayanlardan…

Zamanın kıymetini bilmeksizin zamanı yok sayanlardan…

Herkesten, her şeyden bir parça koyup hakedenlerle haketmeyenleri ayırt edip bir bir yerine koyma vakti gelmedi mi artık?

Şimdi!

Şimdi vakit kendimizi dinleme vakti.

Kendimize gelme, kendi kabuğumuza çekilme vakti…

Vakit uzaktan izleyip olacakları kendiliğinden görme vakti….

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593